Çiğdem Toker

Gün gibi ortada

01 Şubat 2017 Çarşamba

Söylemesi bize kolay. Üç ayı geçti.
Tam 94 gündür, demir kapıların ardında tutulan arkadaşlarımız var bizim.
Beş günü, sanki azılı katillermiş gibi şafak vakti evlerine yapılan baskınla tutuldukları gözaltı olmak üzere. Ülkenin en köklü gazetesinin onurlu, saygın, birikimli 10 ismi 89 gündür tutuklu.
Somut, elle tutulur, inandırıcı hiçbir delil olmaksızın aylardır özgürlüğünden yoksun bırakılan arkadaşlarımızdan kiminin, hafife alınmaması gereken sağlık sorunları bulunmakta.
Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Güray Öz, Hakan Kara, Turhan Günay, Musa Kart, Önder Çelik, Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör.
Onlar, üç aydır demir kapıların ardında iddianame bekliyor.
Ahmet Şık da 33 gündür.
Bir gazete düşünün ki, kimi yöneticimiz, kimi meslektaşımız, kimi avukatımız, kimi arkadaşımız olan tam 11 çalışanı cezaevinde.
Peşin ve haksız bir cezayı 94 gündür çekmeleri, dünyanın en doğal durumuymuş gibi bir kayıtsızlık hali hüküm sürmekte. Altı buçuk aydır devam edegelen OHAL rejimi, bu kayıtsızlığa fiili bir zemin yaratmakta. Oysa ceza yargılamasında “doğal hâkim” diye bir temel ilke var. Herkes için değişmeyen, işlendiği iddia edilen suça uygun olarak oluşturulmuş mahkeme anlamına geliyor. Arkadaşlarımızın “doğal hâkim” önüne çıkabilmeleri, ancak iddianamenin hazırlanıp ağır ceza mahkemesince kabulüyle mümkün olacak.
Fakat bu iddianeme ortada yok.
Tıpkı arkadaşlarımız gibi, hukuk devletlerinde ifade özgürlüğü alanına girmesi gereken konular nedeniyle sulh ceza hâkimliklerince tutuklanmış çok sayıda kişi, halihazırda iddianamelerinin kabul edilip doğal hâkim önüne çıkarılmasını bekliyor. İddianamenin hazırlanması konusunda, yasalarımızda bir süre sınırının bulunmaması, tutukluluk süresinin keyfi biçimde uzatılmasına zemin hazırlıyor.
Ve bilseniz bile yine de söylemek istiyorum:
Dört bir koldan ağır saldırıların hedefi haline getirilen Cumhuriyet, her gün yeniden yapılıyor, size ulaştırılıyor. Bunca baskının, dahası “sinsi” kalem erbaplarının hedefine konulmuş bu gazetenin her gün, gerçek haberciliği dert ederek inançla, dirençle ve umutla çıkıyor olması, Cumhuriyet değerlerini demokrasiyi tasa eden herkese umut vermeli, direncini artırmalı.

Adil referandum
Gün gibi ortada. Tek adam rejiminin oylanacağı anayasa değişiklik referandumu; adil, eşit koşullarda geçmeyecek. Herhangi bir kamu kurumu değil, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) bir temsilcisi olan Malatya İl Müdürü Gürsel Dursun,Kılıçdaroğlu’nun başı için evet” yazılı mesajı paylaştı. Tepkiler çığ gibi büyüyünce geri adım atmak zorunda kaldı.
Tepkiler çığ gibi büyüyünce atılan pek çok geri adımdaki gibi ahaliyi yarım akıllı yerine koyarak. Meğer, müdürün hesabını “reşit olmayan” oğlu kullanmamış mı?
Oysa özellikli bir kamu görevi pozisyonunu işgal etmek, yüksek sorumluluk gerektirir. İl müdürünün sosyal medya hesabını çocuğunun kullanabilmesi seçim güvenliği bakımından zaaftır.
Fakat tabii ne YSK’den bir ses var, ne de başka bir kurumdan. Ne de olsa yapılan “hata”, evet oyu üzerinden.
Düşünün bir kez Gürsel Dursun’un “çocuğu”, evet yerine “hayır”lı bir mesajı sosyal medya hesabından paylaşsa neler olurdu?
Tek adam rejiminin oylanacağı anayasa değişiklik referandumunun adil ve eşit koşulllarda geçmeyeceğinin bir diğer işareti, Adnan Menderes, Düzce ve Mardin Artuklu üniversitelerinin rektörleri, futbolcu ve popçuların “evet” videosu kervanına katılmaları.
Disiplin suçu oluşturan bu eylemlerinden dolayı şu ülkede onların başına bir şey geleceğini düşünen tek kişi var mıdır?
Bilakis hayır oyu kullanacağını açıkça ilan eden ama daha önemlisi, hayır diyecek kitleler üzerinde dönüştürücü etkisi bulunma potansiyeline sahip siyasetçi, kanaat önderleri üzerinde her geçen saat artan bir baskı uygulanıyor. CHP Parti Meclisi üyesi avukat Sera Kadıgil’in kendi işi bulunduğu Çağlayan Adliyesi’nde gözaltına alınması, savcılık ifadesinin adliye içinde alınması pekâlâ mümkünken, Vatan Emniyeti’ne gönderilmesi de henüz tarihi netleşmemiş referandumun atmosferi konusunda bir başka güçlü işaret.
AKP iktidarının “hayır”dan yana ciddi bir kaygı içinde olduğu anlaşılıyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları