Cumhuriyet’in orta sayfası

05 Şubat 2017 Pazar

(“Bir gün bir gazete okudum ve tüm hayatım değişti.” Sevgi Çemberci.)
Sevgili okurlarım, dostlarım, bu yazıyı size Assos’tan yazıyorum. Bu yıl 17’ncisi yapılan Assos Felsefe günlerindeyim. Ben bu satırları yazarken etkinlik tüm hızıyla devam ediyor, 90 gündür tatil yapmadan çalışan Sevgili Yazıişleri Müdürüm Bülent izin verirse, ki vereceğini umuyorum, size şu karanlık günlerimizi aydınlatacağını umduğum çok farklı hikâyeler anlatacağım. Şimdi gelelim başka bir güzel güne. Arkadaşım matematik ve felsefe tutkunu (kendisi matematikçidir) Sevgi Çemberci, Bodrum’da farklı bir grubun kurulması için kolları sıvamış, grubun adı ARA BOYUTLAR ve beni çağırdı: “Gel, sana istediğin bir konuda bir sohbet günü ayarladım.” Öyle mi, ben de “Aşk da Özgürlük - Düşünce de Özgürlük” başlıklı bir konu seçtim. Gerçekten çok güzel ve hikâyelerle dolu bir gün yaşadık. Günün sonunda Sevgi yüreğime bir hikâye fısıldadı. Bunu sizlerle paylaşmak istiyorum:
Orta sayfa: “Lise yıllarım. Günlük notlarımdan. En keyifli geçen ders, Mihriye Hanım’ınki. Yine bir ülke tanıtıyor bize. Ama bu ülke değil başka bir dünya sanki. Bu kez Kanada’dan başladı. Denizler, karalar derken, kitap sayfalarını aştı. Devlet tanımından sosyal hayata, yönetime, kahramanlara. Her soruya cevabı vardı sanki. Çağlar boyunca, tüm oluşumların, afetlerin arkasında yatan hikâyeleri anlattıkça, büyüyordu merakımız. Sınıfça büyülenmiş, her ders ağzından çıkacak bilgiyi bekliyoruz. Sonunda bir gün, dayanamadık ve sorduk:
‘Hocam, siz bunları nereden biliyorsunuz? Bunların hiçbiri bizim kitaplarımızda yazmıyor!’
Durdu, yürüdü, tekrar durdu. Buna yanıtı yoktu sanki. Sustukça merakımız arttı. Onca romanlar, dergiler paylaşırken üstelik. Tüm bunların yeri neresiydi, sahi?.. Birkaç kaynak adı verdi önce sonra da ekledi. ‘Asıl nereden mi biliyorum, çocuklar’ dedi. ‘Ben çok iyi bir gazete okuruyumdur.’ İyi de hangi gazete? Tam bir nokta atışındaydık sanki. Onu öğrenecek, hayatımız değişecekti. ‘Gazetemin adı Cumhuriyet. Her gün, hiç aksatmadan Cumhuriyet gazetesi okuyorum’ dedi ve ekledi. ‘Özellikle okuduğum yer, orta sayfası. Orada çok şey görebilirsiniz.’ Şaşırmıştım. Bizi şaşırtan gerçeklikler, bilgiler bir gazetede mi yani?
O günkü son kuruşumla, hemen ilk Cumhuriyet’imi aldım ve orta sayfaya gömüldüm. Özellikle ilk sütun. Devasa bir ansiklopedi, küçücük bir yere sığmış sanki. Tarih, felsefe, bilim. Hepsi önüme serilmişti. Saatlerce dönüp dönüp aynı satırları okudum. Yeni sözcüklerin anlamlarına baktım. Müthiş bir keşifti sanki. Yeni dünyam hoş geldin! Ertesi gün, erkenden bakkalın açmasını bekleyecek, o günkü orta sayfamı okuyacaktım. Artık ilk işim buydu. Nasıl da bir heyecan!
Gazetemi aldım, okulun ilk teneffüsünü zor bekledim. Okunabilecek ilk zaman aralığı. Ve zil çaldı, başladım. O satırlarda nasıl kaybolduysam, bir ara kafamı kaldırıp baktım. Tuhaf bir sessizlik beni dürtmüştü sanki. Etrafta neler oluyordu? Vay canına! Gördüğüm manzara inanılmazdı! Bugün gibi hatırımda: Neredeyse her sırada Cumhuriyet. Üstelik, her biri, orta sayfa!
Bazılarının başında, diğer masadan gelenler. Bu, nasıl olabilirdi?
Bir tek kendimi keşfe çıkmış sanırken. Herkes de mi Cumhuriyet?
‘Sizde mi orta sayfa!’ diye bağırmışım, birden. Kafalar kalktı, tekrar gömüldü. Dünden beri yaşadıklarımızın sessiz bir ortaklığını paylaşmıştık o an. Şimdi düşünüyorum da ‘o an’. Tüm ‘o anlar’ gibi.
‘Yeni Hayat’ kitabına ilk cümleyi yazdırtan ‘o an’ değil mi?
İşte ‘o an’ tek tutsak alınamayacak alanı açan atom gibidir.
‘Bir gün bir gazete okudum ve bütün hayatım değişti. ’
Sevginin yüreğime fısıldadığı hikâyeyi dinlerken ağladım, bir yandan da sizler benim can yoldaşlarımsınız, hadi söyleyeyim, bu gazetenin kırk yıllık yazarı olarak, haklı bir gurur duydum. Sizler var oldukça, Cumhuriyet’in hep bir orta sayfası olacak. Sevgiyle kalın.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları