Ayşe Yıldırım

AKP at koşturuyor, CHP dizginliyor

09 Şubat 2017 Perşembe

UETD; İngilizce adıyla Union of European Turkish Democrats. Yani Avrupalı Türk Demokratlar Birliği... Ama herkes UETD’nin aslında AKP’nin Avrupa’daki lobi organizasyonu olduğunu biliyor. “Avrupa’da yaşayan Türk yurttaşlarının, 2004 yılında dönemin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşvikiyle Köln merkezli kurulan bir sivil toplum kuruluşu” olarak tanıtılıyor. Ama “AK Parti ile Cumhurbaşkanı Erdoğan tercihi arasında kalması halinde Erdoğan’a daha yakın olduğu kesindir” deniliyor.

UETD’nin Avrupa’nın çeşitli yerlerinde Erdoğan karşıtı şahısları fişlediği, sosyal medyada karalama kampanyası yaptığı, AKP karşıtlarını tehdit ettiği yönünde çokça haber basında yer aldı.

Dolayısıyla referandum kampanyasında Avrupa’da UETD’nin boş durmayacağını tahmin edersiniz. Öyle de yapıyor. Sadece AKP’ye yakın kurum ve kuruluşları ziyaret etmiyor, Vatan Partisi’ne yakın çizgideki kuruluşları da es geçmiyor. Hem de yanlarına doğrudan Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık temsilcilerini hatta büyükelçileri alarak...

31 Ocak günü de Atatürkçü Düşünce Derneği Köln ve Çevresi Yönetimi’ni ziyaret ettiler. Dernek de bu ziyareti Facebook hesabından hem de fotoğrafla “kamuoyuna duyurdu.”

Karşılıklı “çok verimli, Türkiye, Almanya, Avrupa ve dünya siyaseti konularında görüş alışverişinde” bulunulmuştu. Kimlerle mi?

“Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ayşen Gürcan, Uluslararası İlişkiler Bakanlığı’ndan Zeynep Bilgin, Büyükelçi, Başbakanlık yetkilileri, Maarif Vakfı temsilcileri, UETD Genel Başkanı Zafer Sarıkaya, UETD Kadın Kolları Başkanı Ayşe Hanım.”

Bu ziyaretin asıl nedeninin “evet” kampanyası olduğunu tahmin etmek zor olmasa gerek. Nitekim Köln’de birçok Türkiyeli aynı şeyi söylüyor.

Bu ziyaretten beş gün sonra CHP Köln Derneği’nin genel kurulu vardı. Haftalar öncesinden genel kurula katılacak isimlerin yazıldığı afiş ve duyurular dağıtılmıştı. CHP milletvekili Eren Erdem konuk konuşmacı olacaktı. Mazlum Çimen ve Metin Uca da sanatçılar arasındaydı. Genel kurul salonuna Alman Yeşiller Partisi NRW Eyalet Milletvekili Arif Ünsal gelip bir konuşma yapmıştı ama Eren Erdem ortalıkta görünmüyordu. Hatta bir gün önce Yol TV’nin dayanışma gecesine katılan CHP Milletvekili Mehmet Tüm de genel kurul salonuna uğramamıştı. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun izin vermediği ileri sürülüyordu. Köln’deki CHP’liler uzun yıllardır ilk kez bu kadar kalabalık bir genel kurul yapılmasına rağmen partinin bir türlü birlik ve bütünlüğünü sağlayamadığını konuşuyordu. Hem de böylesine kritik bir süreçte...

Olayın özeti şuydu aslında:

CHP Yurtdışı Örgütlenmelerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, 1 Şubat’ta Facebook hesabından “ilgililerin dikkatine” diyerek bir yazı paylaşmıştı.

Bingöl’ün yazısını uzun uzun anlatmayacağım ama kısaca Köln’deki derneği tanımadıklarını, Genel Merkez’in bilgisi olmadan 5 Şubat’ta kongre yapacaklarını, bu nedenle meşru sayılmayacağını söylüyordu. Oysa derneğin genel merkezin bilgisi ve onayı ile çalışmalarını sürdürdüğü 29 Mayıs 2014 yılında partinin o dönem Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu ile Yurtdışı Örgütlenmeler Koordinatörü Durdu Özbolat’ın imzasıyla belgelenmişti.

Tekin Bingöl’ün söz konusu paylaşımı üzerine CHP Köln Derneği Yönetim Kurulu üyeleri doğrudan Bingöl’e hitaben bir açıklama yayımladı. Kendisinin “yanlış” bilgilendirildiğini ve açıklamasını anlamakta güçlük çektiklerini söylüyorlardı. Kırmayıp dökmüyorlardı ama “Genel kurul çağrısının genel merkezin onayıyla oluşturulmuş komisyon tarafından yapıldığını” anımsatıp, “Kongrenin meşru olmayacağına dair yaklaşımınızın sosyal medya aracılığıyla yaygınlaştırılmaya çalışılmasının anlamını ve olumsuz sonuçlarını takdir edeceğinizden şüphemiz yoktur” diyorlardı.

Her şeye rağmen genel kurul yapıldı. Günay Çapan oy birliğiyle başkan seçildi. Ertesi gün Kılıçdaroğlu, Çapan’la telefonla görüşerek tebrik etti. Çünkü bir ilke imza atılmıştı kongrede. 40’ın üzerinde sivil toplum temsilcileriyle ortak yönetim seçilerek referandumda “Hayır Platformu” oluşturulmuştu. Siyasi kimliklere bakılmaksızın toplumsal muhalefeti örgütlemek için kolları sıvayacaklardı.

Hadi gelin işin içinden çıkın. Bir yanda UETD tüm gücüyle her kanalı zorlayarak “evet” kampanyasını yürütüyor, diğer yanda CHP parti içi küçük ya da büyük ama zamansız çekişmelerle hem “hayır” kampanyasına hem de kendisine zarar veriyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Son bir soru ve veda 13 Eylül 2018
Siyasal yangın 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları