Çiğdem Toker

OHAL’de şenlik

14 Şubat 2017 Salı

“Şenlik içinde bir kampanya yapacağız” dedi Başbakan Yardımcısı.
Evet, Bakanlar Kurulu toplantısı ardından aynen böyle söyledi.
Neyse ki nedir şenlik, ne değildir bir fikrimiz var.
Kampanyanın başında olunmasına rağmen “evet”ler önde görünüyormuş. (Sanki tersini açıklayabilmek mümkünmüş gibi.)
Kampanya ilerledikçe ‘evet’ kampanyasının ciddi destek bulacağına inanıyorum” da dedi Kurtulmuş.
Günlerden 13 Şubat Pazartesi.
Sesiyle, sözüyle yıllardır her sabah evlere konuk olan, habere kalp gözünden hayat katışıyla maruf İrfan Değirmenci “hayır” diyeceğini açıkladı diye işinden olmuş.
Hayır diyen esnaf, liseli, üniversiteli takır takır gözaltına alınıyor.
Başbakan’ın bile durduk yere niye “başkanlık” diye ortalığa çıktığını bilmediği Devlet Bahçeli son talimatını vermiş ki, hayırcı vekiller partiden atılsın.
El Bab’da toprağa düşen şehit sayısı olmuş 65 ki, her biri sevdiğinin canı askerleri böyle rakamla filan yazmak dahi zul.
Yalnızca son KHK’yle 330 akademisyen ihraç edilmiş. Temmuzdan bu yana akademiden koparılan hocaların toplamı bütün darbe dönemlerini ona katlamış.
Ankara Üniversitesi ders ortasında oluk oluk kan kaybediyor.
Tutuklu-hükümlü 156 gazeteci meslektaşım cezaevinde.
Başbakan Yardımcısı şenlikten söz ediyor.

***

Bilen bilir. İnsanın sarf ettiği söze, kendinin inanıp inanmadığı hemen yansıyor.
Karun’lu muhalif marşlardan, tumturaklı devlet diline esnek geçiş yapanlar daha iyi bilir bunu.
Evet, altı yıl geçti 2011’in üzerinden. Onca ev bunca kederle, yoksunlukla, itilmişlik ve itibarsızlıka dolmuşken yapın OHAL’de ve çalıp söyleyin bakalım şimdi, rast makamında bir şarkı daha.
Yazın yazabiliyorsanız, “Aynı yoldan geçmişiz biz, aynı sudan içmişiz biz” sözlerinin benzerini bir daha.
Şenlik madem, ümitvar bir yeni şarkıyla başlasın bu şenlik.

***

Mesele şu ki, evetçilerde ne heves kalmış, ne de heyecan.
Hikâye çoktan tükenmiş. Ki yine en iyi siyasetçi bilir: Heves ve heyecan, ancak anlatmaya değer bir hikâyen varsa soluk alır.
Bir hikâyeye başlayayım diyor ve baktığın yerde korku, baskı, ihraç, katliam, şehit, cenaze, hapislik, susturmadan başka bir şey göremiyorsan.
Yakacağın şey bir şenlik ateşi falan olamaz.
Ayaklar altında ezilen cüppeden, 107 gün hazırlanmayan iddianameden, hapiste tuttuğun gazeteciye ulaştırmadığın mektuptan, mesleğinden ettiğin insanlardan çıkmaz o şenlik.
Hayırlı olsun.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları