Niye hayır? Çünkü AKP işsizliğin çözümü değil, sebebi oldu

17 Şubat 2017 Cuma

İşsizlik rakamları açıklandı. Bir yılda nur topu gibi 590 bin yeni işsizimiz daha olmuş. İşsizlik son 7 yılın zirvesine demirlemiş. Sabırsızlıkla bekliyorum sayın Cumhurbaşkanı ya da hükümet cephesinden “Gelin şu yeni anayasaya ve başkanlığa ‘evet’ deyin, bakın işsizliği nasıl hızla azaltacağız” açıklamalarını... Eli kulağındadır... Boşverin 2002 yılından önce yüzde 10’un altında olan ve AKP iktidarı ile birlikte geçen 15 yılda her yıl biraz daha artarak yüzde 12.1’lere kadar çıkan işsizlik oranının, AKP iktidarının en önemli bir başarısızlık göstergelerinden biri olarak ortada durduğunu...
Düşünün bir, 78 milyon nüfuslu bir ülke. Ve bu ülkenin kadınlarının büyük bir bölümü çalışmıyor. Bu ülkede işgücüne dahil olmayan kişi sayısı 28 milyon. Bu ülkenin her 4 gencinden biri de çalışmıyor. Resmi rakamlara göre işsiz sayısı 3 milyon 750 bin. 15-24 yaş arası genç nüfusta işsizlik oranı yüzde
22.6. Ne eğitimde ne istihdamda olanların oranı yüzde 23.9. Kabaca 2.5 milyon gencimiz hiçbir şey yapmıyor. Yapamıyor...
Neden?
Gerekçeleri sıralayabiliriz. Ekonomik büyüme yaratılamıyor, yabancı yatırım gelmiyor, ekonomik kriz giderek artıyor... Tabii buna terörü de ekleyebiliriz. Terör önemli ama ya son 2 yıldan öncesi? İşsizlik oranları yine artmayı sürdürüyordu... Peki, tüm bunlarda ülkeyi, koalisyonsuz tek başına yöneten AKP iktidarının rolü ne? Hızla küçülen ekonomimizde bizzat AKP eliyle demokrasi ve hukuktan uzaklaşıyor olmanın, güven ortamının azalmasının payı ne? Kadını çalışma hayatından dışlayıcı ve ayrıştırıcı politikaların hâlâ sürüyor olmasının payı peki?
AKP işsizliğin çözümü olamadı. Olamadığı gibi işsizliğin sebebi oldu. Önce bunu ortaya net koymak gerek. Gelelim işsizlik konusunun bir diğer önemli boyutuna. Türkiye’de istediği kriterlere uygun elemanı bulamayan işveren sayısı da hayli fazla. Yani işsiz iş arıyor bulamıyor, işveren çalıştıracak eleman arıyor bulamıyor. Özellikle nitelikli işgücünde sorun büyük. Ama sanmayın ki sadece mühendis ya da donanımlı beyaz yaka çalışan bulmada sıkıntı var.. İŞKUR tarafından yapılan araştırmaya göre, işverenler, satış danışmanı, garson, dikiş makineci gibi mesleklerde de çalıştıracak adam bulmakta zorlanıyor. Nedeni hem eğitim kalitesinin çok düşük hem de mesleki bilgi yeterliliğinin çok eksik olması. Üstelik teknoloji ile birlikte hızla değişen küresel bir ekonomik sistemin içindeyiz. 4. sanayi devrimi, otomasyonun artacak olması, robotlaşma birçok işkolunu dönüştürecek. Bundan sadece sanayi etkilenmeyecek. Şimdiden sigorta sektöründe yapay zekâ insanın yerini almaya başladı bile. Tüm bunlar özel sektöre “herkes 1 kişi işe alsın” baskısı ile çözülmez. Çözülemez. Önce bunu görmek gerekiyor.

Bir LİMAN
İstanbul bir liman kenti. Hâlâ Marsilya ve Venedik-Trieste ile birlikte dünyanın üç önemli geçit kentinden biri. Tarihsel süreç içinde dünyanın sayılı önemli limanları arasına girdiği başka dönemleri oldu. Kimi zaman gözden düştü, kimi zaman gelişti. Ve tabii Tophane’den başlayarak Haliç’in ortalarına kadar uzanan alanda yaşananlar beraberinde sosyo-ekonomik değişimleri de getirdi. Şimdi karşımıza ne çıkacağı hakkında fazla bilgi sahibi olmadığımız ama denizin doldurularak betonlaştırıldığını bildiğimiz, halka, İstanbullulara danışılmadan yürütülen “Martı Projesi” ile yeni bir dönüşümün eşiğinde.
İşte bu noktada karşımıza çıkan bir sergi “Liman”. İstanbul Modern’in 12 yıldır ev sahipliği yaptığı Antrepo 4 binasından geçici olarak ayrılmadan önce düzenlediği son sergi. İstanbul, mavnalar, takalar, yük taşıyan hamallardan dilencilere, hayat kadınlarına, 19. yüzyıldan günümüze İstanbul’un limanlarla ilişkisini ve çevresinde gelişen toplumsal hayatı sanat yoluyla mercek altına alıyor. Oya Eczacıbaşı ile buluştuk ve kent tarihini limanlar üzerinden özetleyen bu doyumsuz sergiyi gezip konuştuk. “Aynı zamanda bir ‘eğitim’ kurumu oldu İstanbul Modern” diyor: 12 yılda 650 bin çocuk ve gencin izlediği, 3 bini aşkın hiç hayatında müzeye gitmemiş annenin çocuğu ile gelip misafir edildiği, 9 bin görme engellinin resim sanatı ile tanıştığı... Liman sergisi hazirana kadar sürecek. Toplumsal bellek açısından da çok önemli. Mutlaka izleyin. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Biz modern insanlar... 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları