Nazizm… Kemalizm… Rabiaizm… (4)

21 Şubat 2017 Salı

“Kanun Hükmünde Kararname (KHK)ile 23 “bilim insanı” AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden (SBF) ihraç edildi.
“Mektep-i Mülkiye (MM)adıyla, “devleti temsil edecek” görevlilerin yetiştirilmesi amacıyla 1859’da kuruldu. “Kaymakam, vali, mülkiye müfettişi, büyükelçi, maliye müfettişi” görevlerini yüklenmek üzere mezun olanlar bir buçuk yüzyıl boyunca “devletin temel direğini” oluşturdular.
Günümüz iktidarı da SBF’yi boy hedefi yaptı! SBF’de yetişmiş bir insan olarak tanık olduğum olayları sizlere sunacağım…

***

3 Kasım 1956… SBF’de öğrenciliğimin ilk sabahı… Cebeci’de SBF’ye bitişik yurtta, 40-50 ranzalı bir salonda gözümü açtığımda, yan yataktaki öğrenci de uyanmıştı. “Günaydın” sözlerinden sonra adlarımızı söyledik. Komşumun adının Yalçın Küçük olduğunu duyunca “Siz, SBF’ye birincilikle giren öğrencisiniz… Kutlarım!” dedim.

***

Aynı gün yeni ders yılı açılış konuşmasını dinlemek üzere konferans salonunda toplandık. 33 yaşında profesör, 34’ünde “dekan” olan Turhan Feyzioğlu’nun yeni ders yılının açılış konuşmasından bazı alıntılar:
“Hiçbir milletin tarihi bizimki kadar büyüklüklerle, ama aynı zamanda bizimki kadar acı derslerle dolu değildir. Bu derslerden, bugünün gençleri olarak, bugünün Üniversite mensupları olarak, bugünün ve yarının aydınları, memurları, siyaset adamları olarak, biz Türkler ders almasını bilmezsek; hür düşünceye, bilgiye, hakikatlerin aranmasına ve söylenmesine dört elle sarılmazsak, 18. ve 19. yy’larda Batı ile aramızda açılan mesafe daralmaz, genişlemekte devam eder.”
“İlim yok oldu, yerini hurafe aldı. Hür düşünce yok oldu, yerini karanlık aldı. Adalet yok oldu, yerini zulüm aldı…”
“Yaptığımız hataların en büyüğü -bence- asırlarca ilme, müspet bilgiye, hür düşünüşe yer vermeyişimiz ve hakikatlerden habersiz, hurafeler ve hayaller içinde kendimizi avutmamızdır…”
“Asla, nabza göre şerbet sunan, kötüye, zararlıya fetva veren bir sözde münevver haline gelmeyelim!”
1 Aralık… Milli Eğitim Bakanı Ahmet Özel, dekanlık görevine son verdiği Feyzioğlu’nu “bakanlık emrine” aldı…
O gece, Fakültenin tüm ışıklarını söndürdük! Ana salondaki Atatürk büstünün karanlıkta kalmasına dayanamadım. Yurttaki dolabımdan aldığım 4 mumu yakarak, büstün çevresine diktim.
2 Aralık… Tüm öğrenciler gibi ben de derse girmedim. Kız öğrenciler siyah giysilerle Fakülteye geldiler. Bu tepkiler ertesi günü gazetelere yansıdı…
Komşu Hukuk Fakültesi’nin 3. ve 4. sınıf öğrencileri de üniversiteye yönelik baskılara karşı tepkilerini dile getirmek amacıyla derslere girmediler.
3 Aralık… SBF öğrencileri olarak, Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a 221 imzalı şu telgrafı çekildi:
“Dekanımız Profesör Dr. Turhan Feyzioğlu’nun Vekâlet emrine alınması biz, SBF öğrencileri arasında derin bir teessür uyandırmıştır. Bütün yazılarını ve konuşmalarını alaka ve istifade ile takip ettiğimiz kıymetli profesörümüzün politika yaptığına bizler asla kani değiliz. Sizin de aynı düşüncede olduğunuzu ümit ederek, alınan kararın iptali cihetine gidilmesi hususunda tavassutunuzu rica eder, hürmetlerimizi sunarız.”
Ancak, öğrencilerin ricasına farklı bir yanıt verildi! O gece, SBF ve Hukuk Fakültesi’nden 300 kadar kız ve erkek öğrenci, yurtlardan, evlerinden toplandı, sabaha kadar Emniyet 1. Şube’de gözdağı verildi.
4 Aralık… SBF’nin kuruluş tarihi 4 Aralık’taki geleneksel törenler de Ankara Valiliği’nce engellendi.
Bir genelge ile “AÜ Öğrencileri Disiplin Yönetmeliği’nin 7. maddesi gereğince 4. sınıfların bütün derslerinin, yeni bir iş’ara kadar geçici olarak tatil edilmesine” karar verildi…
Aynı gün Başbakan Adnan Menderes, DP grubunda şöyle konuştu:
“Üniversitelerimizin ve tahsil müesseselerimizin bu gibi bozguncu siyaset oyunlarının sahnesi haline getirmek teşebbüslerinin kimler olursa olsun behemehâl ve derhal tecziye ve tasfiye edilmelerini karar altına alınmalıdır.”
Bazı öğretim görevlilerinin, “öğrencileri tahrik ve hatta ayaklanmaya teşvik ettiklerini” de öne sürerek şöyle devam etti:
“Gerek İstanbul, gerek Ankara’da epey zamandır devam eden bu kışkırtmalar nihayet SBF’de meydana getirilmiş olan son hadiselerle fiil ve hareket haline geçmiştir. Hadise SBF’ye inhisar ettirilmeyerek diğer fakültelere de sirayet ettirilmek istenmektedir. Hatta İstanbul Üniversitesi’nde bazı müsait elemanlarla irtibat tesisine de çalışılmaktadır.”
Tepki olarak SBF’den Doç. Aydın Yalçın, Doç. Muammer Aksoy, Doç. Coşkun Kırca, Asistan Şerif Mardin, Hukuk Fakültesi’nden Doç. Münci Kapani istifa ettiler. (Devam edecek.)  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları