Cevabınız, oyunuzu ve kimliğinizi belirliyor

21 Şubat 2017 Salı

Hocalığım tuttu yine: Basit, anlaşılır ve samimi bazı sorular sordum, yanıtlar halkoylamasındaki oyumuzu ve kimliğimizi belirleyecek sanıyorum.
1) Çocuğunuzun imam hatip lisesinde mi yoksa normal devlet lisesinde mi okumasını istersiniz?
2) Onların kız-erkek karma okulda mı yoksa ayrıştırılmış okullarda mı eğitim görmesini tercih edersiniz?
3) Din ve inanç özgürlüğünün bulunduğu laik bir ülkede mi yoksa dinin (ve şeriatın) esas alındığı bir yerde mi yaşamayı uygun görürsünüz?
4) Bir kişinin ve bir tek partinin her şeye hâkim olduğu ve denetimin bulunmadığı bir yönetim tarzı mı yoksa kuvvetlerin ayrıldığı çok partili, parlamenter bir rejimde mi bulunmayı istersiniz?
5) Bir tek kişinin siyasete, ekonomiye, adalete, dine, kültüre, güvenliğe mutlak egemen olduğu bir Türkiye sizin için uygun mu?
6) Türkiye’de Avrupa’dan ABD’ye, Rusya’dan Japonya’ya her yerden gelen turistler mi yoksa sadece Arap ülkelerinden gelenler mi sizi mutlu eder?
7) Türkiye’nin Avrupa ülkelerine benzemesi miyoksa Mısır, Ürdün, Afganistan ya da Sudan gibi ülkelere benzemesi mi sizin tercihinizdir?
8) Akademisyen, yazar ve düşünürlerin özgürce yazıp konuşmaları mı, denetim ve sansür altında bulunmaları mı sizi mutlu eder?
9) Siyasetin camiye, orduya, polise, adalete ve ekonomiye girmesini tercih eder misiniz?
10) Türkiye’de cemaat ve tarikatların ülke hayatına hâkim olması hoşunuza gider mi, gitmez mi?
11) Sanatçıların eserlerini yaratırken tamamen özgür ve bağımsız olmaları mı yoksa kısıtlama ve müdahalelerin bulunması mı size uygun gelir?
12) Atatürk ve devrimlerinin oluşturduğu Cumhuriyet Türkiye’si yerine yeniden Osmanlı’nın son dönemine, hilafete dönmek ister misiniz?
13) Çocuğunuzu yurtdışında eğitime gönderme imkânınız olsa İngiltere’yi mi yoksa Ortadoğu ülkelerinden birini mi tercih edersiniz?
Önerilen anayasanın teknik hiçbir ayrıntısına girmeden bu basit, sade ve anlaşılır sorulara vereceğimiz “samimi” yanıtlar yalnız oyumuzu değil, kimliğimizi de ortaya çıkaracaktır.
Demokrasiden ve çağdaşlıktan yana mıyız?
Bilimden ve çağdaş eğitimden yana mıyız?
Yoksa faşizmin ve kökten dinciliğin sınırlarında dolaşıp kendi kendimizi mi aldatıyoruz.
Ve en önemlisi, “bireysel çıkar ile toplumsal yarar arasında, çelişki içinde olup olmadığımız.”
Çağdaş örgütlenmelerin ortadan kaldırıldığı azgelişmiş ülkelerde dincilik, tarikatçılık ve mezhepçilik siyasetin odağına oturtulur. Türkiye, üzülerek söyleyelim, bu kısırdöngünün içine kilitlenmek isteniyor. Oyunuzu buna göre vermek zorundasınız.
 
Canım çok sıkılıyor
Şairler sözcüklerini bulamaz oldu ve âşıklar da sevgililerini / Hem de Sevgililer Günü’nde / Çiçekler solgun, kuşlar sessiz / Fazıl bile eserlerini Mezapotamya’da ölüm üzerine besteliyor / Bülbül şakımıyor, Ataol bile suskun, Yılmaz köşesinde çırpınarak faşizmi anlatıyor / Silivri’den Musa’nın çizgileri gelip gönlümde dolanıyor / Kin, nefret, intikam sözcükleri hâkim ortalıkta, sevgi yerine, canım sıkılıyor / Akademisyen dostlarımın cüppeleri de kendileri de postallar altında eziliyor / Televizyonu açamıyorum bir şehit daha görmemek için/Öyle bunalmışım ki, canım sıkılıyor, hem de nasıl…

***

Troya Derneği’nin Atatürkçülük ödülünü alan değerli dost Meriç Velidedeoğlu ile birlikte kutlamayı, Bahçeşehir Üniversitesi’nde iki gün önce yaptık.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları