Ebru Kılıçoğlu

Bahar geldi ama

07 Mart 2017 Salı

Galatasaray adına uzun vadeli hedef, iyi ihtimalle ligi ikinci sırada bitirmek. Kısa vadeli hedefse Antalyaspor karşısında, kötü gidişata dur diyerek eve galibiyetle dönmek. Bu motivasyon, bir de ateşli teknik direktörün verdiği ‘durma-koş’ taktiği çerçevesinde tempoyla başlıyorlar maça. Öte yandan Antalyaspor bu temponun rüzgârını kesmekte kararlı. Rakiplerinin sahalarına yerleşmesine izin vermeden oyunlarını önde kuruyor ve bu baskıdan da bolca net pozisyon çıkartıyorlar kendi paylarına. Yoğun ve yüzü gole daha dönük taraf onlar ama ilk golü 24. dakikada bu maçın en çalışkan ismi olan Bruma ile Galatasaray imzalıyor, golün etkisiyle biraz yavaşlayan Antalyaspor’un bu durgunluğu Eren’e yarıyor. 36. dakikada mükemmel bir şutla Galatasaray’ın ikinci golünü atıyor. Tam da, hakeme itirazdan Tudor’un tribüne gönderilmesinden hemen sonra… Galatasaray taraftarı ‘Oh be’ diyecek belki de. İpe sapa gelmez açıklamalardan, vasıfsız yönetim biçimlerinden, alınan yenilgilerden sonra biraz rahatlayacak, haftaya sevinerek başlayacak… Olmuyor! Antalyaspor, ilk yarının bitmesinden hemen önce 44’te, maçın başından beri ısrarla golü kovalayan Mbilla ile güzel bir gole imza atıyor. İkinci yarıda da, koyduğu virgülü kaldırıp 53’te bu sefer Deniz’le, beraberliği yakalıyor. İki tarafın da galibiyet ısrarı, bir o kale, bir bu kalede sonuçlanan peşpeşe son derece net pozisyonlar getiriyor. 84’te maçın lokomotifi Bruma ikinci sarıdan oyundan atılınca denge değişiyor. 6 dakika uzayan maçta iki tarafın da çekiştirdiği galibiyeti son dakikada gelen Eren’in golüyle Galatasaray imzalıyor.
Ama itiraf edelim, Galatasaray adına skorun pek de önemi yok. Haftalardan 23 bitmiş, liderle puan farkı alıp başını gitmiş, sezon başında konulan hedefler uçup gitmiş geriye en iyi ihtimal olarak ikincilik kalmışsa, alınacak puanlara değil bu sistemi yönetenlere çevriliyor gözler… Ama orada da ‘yönetici’ yerine tam da ‘Ağzı olan konuşuyor’ deyiminin içini dolduran isimler; bir dedikleri öbürünü tutmayan, hatta ne dediğini bilmeyenler olunca denecek tek bir şey kalıyor, mayıslar Galatasaray’ı hatırlatır ama anlayış bu olacaksa umutlar başka baharlara…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kazanç ve kayıp 16 Nisan 2024
Hamur 3 Nisan 2024
Füzyon 18 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları