Ceylan Adanalı Kabadayıoğlu

Dünya ülkeleri matematik öğrenme güçlüğünü aşıyor

08 Mart 2017 Çarşamba

“3 Mart Dünya Diskalkuli Günü”nde matematikte öğrenme güçlüğü yaşayan öğrenciler adına yapılması gerekenler tüm dünyada uzmanlarca tartışıldı.

Matematikte başarısızlık duygusuyla erken yaşta tanışan ve özgüvenlerini yitirmelerine neden olan bu durum karşısında kendilerine dair olumlu bir algı geliştirmekte zorlanan öğrencilerin sorunları ve çözümleri 3 Martta uluslararası pek çok platformda yeniden masaya yatırıldı.

Bu çalıştaylarda uzmanlar ve eğitim bilimciler değişik istatistikler de paylaştı. Bunlardan biri öğrenme güçlüğünün erkeklerden daha çok kızlarda görüldüğüydü. Diğer bir istatistik ise; matematik öğrenme güçlüğünün tüm dünya ülkelerinde 5-7 yaşlarında, ülkemiz öğrencilerinde ise Türk eğitim müfredatının yapısı gereği ancak ilkokul 3.sınıfta kendini hissettiriyor olmasıydı.

ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ YAŞAYAN ÇOCUKTAN MATEMATİK DEHASI YARATMAK MÜMKÜN

Eğer iyi gözlemci bir veli ve deneyimli bir öğretmenseniz öğrencinizin matematik ile sorununu tespit etmeniz hiç de zor değil. Tespit etmek yetmiyor, bunu gerçek bir sorun olarak görüp derhal çözüm yöntemine gitmek gerekiyor. Aksi takdirde öğrencinizin liseye kadar çarpım tablosu bilmeden gelmesi, ya da ileride iyi bir yazar şair siyasetçi olup hala alışverişte para üzeri hesaplayamaması söz konusu olabilir.

Oysa vaktinde sağlanacak uygun öğrenme ortamıyla ve doğru öğretme teknikleriyle matematikte öğrenme güçlüğü yaşayan çocuktan matematik dehası yaratmak bile mümkün.

Yeter ki öğrencinin yaşadığı bu güçlüğü erken fark edelim ve bir sorun olarak görelim.

EN ETKİN TEDAVİ YÖNTEMİ ÖĞRENCİYLE UYUMLU EKİP OLMAK

Yaklaşık 20 yıldır matematikte öğrenme güçlüğü yaşayan öğrencilerle çalışan bir matematik öğretmeni olarak tecrübe ettiğim bir şey var. O da öğrenciyle duygusal bütünleşmenin iyi bir başlangıç için önemli olduğu. Öğrenciyle her şeyden önce iyi bir ekip olunmalı. Sabırlı olunmalı. Yapıcı ve ılımlı olunmalı. Yaklaşım her daim öğrenciyi cesaretlendirici olmalı.

Öğrenci yanlış yaptığında hatası yüzüne vurulmamalı, sorulara verdiği cevaplar garipsenmemeli, yadırganmamalı ve “Aslında çok değişik bir bakış açısı ama bir de şöyle düşünsek?” yaklaşımıyla Onun kendine güvenmesi, böylece düşüncelerini yansıtması ve öğrenmeyi sevmesi sağlanmalı.

CÜMLELER KISA, ÇÖZÜMLER ADIM ADIM OLMALI

Ders işleme hızı ve tekniğinin doğru kurgulanması sorunun çözümünün ikinci önemli aşaması.

Dersin; öğrenciyi karamsarlığa itecek hızda işlenmemesi, onu öğrenme sürecinden soğutacak ve cesaretini kıracak noktaya sürüklememesi gerek. Öğrencinin kendi güçlü zayıf yönlerine ait farkındalığının yüksek olması ve bu eksiğiyle barışmasının sağlanması önemli. Tıpkı hayatın her alanında olduğu gibi.

Çalışma ortamındaki sadelik ve dinginlik olmazsa olmaz şartımız. Çalışma ortamı gereksiz eşyalardan ve dağınık ders araç gereçlerinden arındırılmış olmalı. Eğitim araçları kolayca bulunabilecek düzende ve tertipli olmalı.

Metin çözümlemesini daha kolay yapmaları adına ders anlatırken kullandığınız cümleler bile kısa ve öz olmalı. Konu anlatımında bilgilerin ayırd ediciliğinin yüksek olmasına önem verilmeli. Renkli kalemler kullanılmalı. Akışkan tablolar, diyagramlar ve şekiller ders anlatımında vazgeçilmez unsurlar olmalı.

Özellikle problemlerde sorun yaşayan bu tip öğrencilere bir problem çözümü anlatılırken problem birkaç küçük adıma bölünmeli. Anlaşılmayan adımla ilgili mini soru çözüm kutucukları açılmalı.

ANNE BABALARIN MATEMATİĞİ HAYATIN İÇİNDE YAŞATMASI ÇOK DEĞERLİ

Evde çocuğuyla ders çalışan anne babanın işbirliği ve bu öğretme stillerini evde de sürdürmesi bu sorunu aşmaya çalışan öğrenci için de öğretmen için de oldukça değerli bir destek.

Bunun dışında unutulmaması gereken önemli bir nokta daha var ki o da matematikte öğrenme güçlüğü yaşayan her çocuğun stratejik planlama yapma becerisinin oldukça zayıf olduğu.Aileler bu anlamda da önemli bir yardım unsuru. Zira zeka oyunları, satranç ve dama gibi stratejik oyunlar öğrencilerin bu yönlerinin geliştirilmesi için biçilmiş kaftan. Ebeveynlerin destek olabileceği bir başka en faydalı nokta da bu.

Diğer yandan; aiğle fertlerinin matematiği küçük yaştan itibaren hayatın içinde yaşatması ve çocuğa sevdirmesi gerek. Sofra hazırlarken “kaç kişiyiz, kaç tabak eksik” demesi…Alışverişte para üstü alırken “acaba eksik mi verdiler, bir sayalım” diye çocuktan yardım istemesi…Sinemaya gittiğinde “ bu film pek güzel değil sanırım, bir sayalım mı kaç boş koltuk var” demesi…Yani matematiği hayatın içinde yaşatması, diskalkuli olsun olmasın her çocuğun matematiksel gelişimi için son derece önemli.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları