Hikmet Çetinkaya

Diren kazanacaksın...

12 Mart 2017 Pazar

Hayat, direnmektir...
Hayat, egemenlerin önünde eğilmemektir...
Hayat, demokrasiyi, temel hak ve özgürlükleri savunmaktır.
Cesaretli olmaktır hayat...
Yüreğinle sevgiyi kucaklamak, umudunu hiçbir zaman yitirmemektir.
Hayat sevmektir; sevmek kusursuzca, alabildiğine özgür, alabildiğine yürekli bir birey olabilmek; hayat her anı temiz bir hava gibi ciğerlerine çekmektir.
Hayat aşkın masmavi atlasıdır...
Zamandır, aşktır, özlemdir.
Uzun bir yol, dağların doruklarıdır.
Hiçbir zaman direncini yitirmeden, boyun eğmeden, bir şafak vakti gün aydınlanmadan masmavi düşler kurmaktır.
Sevdayı bir nakış gibi işlemektir. Yüreğinin sesini dinlemektir.
Kendi hayallerini çoğaltmaktır hayat...
Mücadeledir.
Mevsimleri içinde mayalamak...
Kimileri “evet” diyor, kimileri “hayır” diyor.
Bu savaşın galibi olmayacağını kimse aklının ucuna getirmiyor.
Demokrasi!
Barış!
Kardeşlik!
Dayanışma!
Emeğin örgütlü gücü!
Sermaye-emek çelişkisi!
Bak, gökyüzü sıkılmış bir yumruk gibi gergin...
Gök yırtılıyor ansızın.
Mavi bir renk kuşatıyor çocukların gözlerini...
Şu elindeki umut!

***

Rüzgârdık bir zamanlar, özlemdik, sığ sulardık. Aydınsızlıktık. Kan ısısındaydık.
Geride kalan yılları arar gibiydik.
Gece çılgını mor sevdaların içinde büyürken André Breton’dan Paul Éluard’a, Turgut Uyar’dan Cemal Süreya’ya doğru yolculuğa çıktığımız kış akşamlarında konuşuyorduk.
Bir buluşma yeri miydi bizim hüzünlerimiz, acılarımız bilmiyorduk.
Avukatlarımız, tutuklu yazar ve yöneticilerimizin yaşadığı hak ihlallerini hazırladıkları dosyada birer birer sıralamıştı.
Tutuklama sürecindeki hukuka aykırılıklar, başvuru dosyasında sıralanmıştı.
Arkadaşlarımız başvurunun özetini Cumhuriyet’in manşetinden vermişlerdi:
“Hukuksuzluk AİHM’de...”
Neydi onlar:
- Tutuklanma kararında tanımlanan suç, katalog suçlar arasında olmadığı halde varmış gibi karar verildi. Karar şeklen dahi yasaya uygun değildir.
- Başvurucular, haber ve yazılar nedeniyle tutuklandı. Oysa Basın Kanunu’na göre hiçbirinin cezai sorumluluğu yok.
- Başvurucular, makul şüphe veya herhangi bir suç delili bulunmadığı halde özgürlüklerinden yoksun bırakıldı.
- Sulh ceza hâkimi, keyfi ve gerçeklere aykırı bir biçimde kaçma şüphesi gerekçesi ile tutuklama kararı aldı.
- Tutuklanmalar, hükümet yetkililerinin Cumhuriyet gazetesini hedef alan açıklamalarından bağımsız düşünülemez.

***

Hayat direnmektir...
Bir kavşakta beklemek, insan olmanın gururunu yaşamaktır hayat.
Zulme karşı koymaktır...
Baskıya, şiddete boyun eğmemektir.
Cemaate sırtını vermiş, FETÖ’cü yargıçları, savcıları, polisleri gördük hayatın içinde...
Alçak terörü yaşadık toplum olarak...
Fethullahçı kanlı darbe kalkışmasına tanık olduk.
Halkımızın FETÖ’cü darbecilere nasıl ders verdiğini gözlerimizle gördük.
Anılarımız kopuk kopuk. Yaşam sevincimiz buruk.
Bir sevda alıp başını gidiyor işte. Bir rüzgâr esiyor yamaçlardan denize doğru. Mart ayı ilkbaharı haber veriyor bize.
Birbirine yapışık evlerde çocuklar ağlıyor, kendi horlamasında çürüyüp giden bir adam eski sevdalarla oyalanıyor.
Diren hayat, diren bir gün mutlaka kazanacaksın.
Bir turuncu akşamın ortasında kendi avuntularınla baş başasın.
Bir sevdasın sen bir umutsun anılar yumağında.
Ben, sen de yaşıyorum, sen, ben de yaşıyorsun...
Yaşam binbir rengi içinde bizi sınavdan geçiriyor. Saat beşte yalnızlık rengini alıyor şehir.
Sen üşüyorsun, ben üşüyorum.
Güneş bir kırmızı alev topu.
Bir şarkı, bir şiir bu yaşadığımız hayat.
İçinde acı ve hüzün kol kola...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları