Çiğdem Toker

Hiç değilse bankacılığı gözetin

28 Mart 2017 Salı

Bankacılık hassas sektör. Dedikodu, spekülasyon kaldırmaz.
Eskilerin deyimiyle “şüyuu vukuundan beter” (söylentisi gerçekleşmesinden daha kötü) ortamın ne demek olduğunu, özellikle 2001 krizine tanıklık edenler iyi bilir.
Böylesi bir ortama yol açılmaması için ilgili bütün tarafların azami ilgi ve dikkati göstermesi gerektiğini yine sektörün tarafları bilir. “Patron”un Hazine olduğu kamu bankacılığında bu özen, bankaların “ilgili” olduğu bakanlardan beklenir.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke’nin yazılı açıklamasıyla haberdar olduk. Halkbank ile Vakıfbank’ın genel kurulları 4 Mayıs 2017’ya ertelenmiş. (Vakıfbank kamu bankası olarak anılmasına karşın, özel yasası olan bir banka. Ancak yönetimlerinde her dönem iktidar etkisi oldu.) Ziraat Bankası’nda ise alınmış bir erteleme kararı olmamakla birlikte, mart ayı bitmeden genel kurul yapılacağına ilişkin bir açıklama ya da çağrı da yapılmamış.
Bankacılık ve ticaret hukuku mevzuatı gereği, genel kurulların mart sonuna kadar toplanması gerekiyor. Halkbank ile Vakıfbank, ertelemeleri Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) bildirmiş.
Yani gizli-saklı bir durum yok gibi gözüküyor.
Ama önümüzde 16 Nisan gibi bir halkoylaması gerçeği varken, hiçbir gerekçe anlatmayıp sadece erteleme kararını duyuran bildirimler yeterli değil.
Banka genel kurullarında, bir yıl boyunca gerçekleştirilen bankacılık işlemlerinin mevzuata uygunluğu oylanır. Denetim raporları görüşülür. Yönetimler ibraya (aklamaya) sunulur. Atamalar yapılır.

Belirsizlik yanlış
Diğer yandan Halkbank ile Ziraat Bankası, OHAL KHK’leri marifetiyle Türkiye Varlık Fonu’na (TVF) devredilmişti. Kamu bankalarının Hazine ile sermayedarlık bağı sürerken TVF’ye devredilmesi karşısında, nasıl bir gelir-gider ilişkisi olacağı konusu halihazırda belirsizliğini koruyordu. Üstüne bir de genel kurulların referandum sonrası ertelenmesi pek çok soru ve belirsizliği beraberinde getiriyor.
Genel kurul erteleme talimatının Hazine’den gittiği anlaşılıyor. Bu talimatın içeriği, neden gereksinim duyulduğu, bunun yanı sıra, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) bu ertelemeyle ilgili konumu, kamu bankalarının, 2016 bilançoları üzerinden vergi yükümlülüklerinin bu ertelemeden nasıl etkileneceği, hep soru işareti.
Kamu sermayeli bankalar, adı üzerinde kamu kaynaklarının kullanıldığı kuruluşlar. Dolayısıyla ülkede yaşayan bütün yurttaşları yakından ilgilendiriyor. Yöneticilerin topluma açıklama yapmaması “keyfilik” kuşkusunu beraberinde getiriyor.
Bankacılık hassas sektör. Özel bir bankadaki sistemsel arıza bile tedirginliğe yol açtı dün.
Hal böyleyken kamu bankalarındaki yasal zorunlulukların dışına çıkılmasının topluma izahı zorunludur. Genel kurulun ertelenmesini gerektiren sebepler neyse, ya banka yönetimlerinin ya da ilgili bakanlardan bu açıklama beklenir.
İktidarın hukukun dışına çıktığı uygulamaları konusunda upuzun bir liste yapabiliriz.
Bu listeye bir de kamu bankacılığı eklenmese çok iyi olur doğrusu.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları