‘Men dakka dukka...’

28 Mart 2017 Salı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, dünyada hiçbir siyasi liderin kırabilmesi söz konusu olamayacak, canlı yayımlanmada da rekor üzerine rekorlar kırmada kendi kendisi ile yarıştığı referandum kampanyası konuşmalarında kaç yüzüncü saate ulaştığı artık ölçülemez noktada...
Kaçınılmaz, verilmek istenen mesajlar konusunda kendilerini çok fazla tekrar ediyorlar diyesimiz olsa da diyemiyoruz. Çünkü gündem referandum; oy istenen dünyada bir benzeri akıl edilmemiş; tek adamda toplanmış en diktatoryal otoriterleşmenin sınır tanımaz yetkilerinin, güçleri tek adamda toplamaya kalkışmanın; anayasal değişiklik metninin halka anlatılmaya kalkışılacak, oy istenebilecek içeriği yok...
Başbakan, dün referandum kampanyasının en sıcak vuruş olarak hedeflenmiş son sürecine ilişkin medya yöneticilerine yönelik bilgilendirmesinde, özetle, içtenlikle; “Referandumun içeriği değil, genel güvenoyu alınması önemli..” demiş.
Sözün özü Kılıçdaroğlu boşu boşuna, her koşula, her ortama razı olduklarını ilan ederek, referandumun içeriğinin masaya yatırılacağı açık oturumlar çağrısını yapıp durmuyor... Bir benzerinin söz konusu olamayacağı, tek adamın aklına estiği sınırsız, keyfi diktatoryal yönetim gücü, yetkileri üzerinden, içerikten örneklerle, içerik üzerinden açıklamalar yaptıkça da, başta Erdoğan, evetçiler korosunun eleştirilerinin odağına oturuyor...

***

Evetçiler kampanyasının sıradanlığın üzerinde siyasi liderlik gücüne oturtulmuş, adı Cumhurbaşkanlığı, başkanlık rejiminde baştan sona Erdoğan liderliği üzerinden, AKP iktidarlarının içine düştüğü kendi icraatları, çıkar ittifaklarının zikzaklar kaosunda çıkış yolu bulabilme hedefleniyor... Erdoğan’ın liderlik karizması ile, en son, en çarpıcı kaostan, İktidarları erki, siyasi ittifaklarının, ortak sorumluluklarında gerçekleştirilmiş icraatlarının, suçlar zinciri oluşturulmuş FETÖ’cü darbenin kanlı hesaplaşmanın siyasi ayağı olmadan.. işin içinden çıkabilmenin, demokrasi, hukuk devleti düzenleri içinde bir yolu olabilir mi?
Referandum kampanyalarının evetçiler ayağının akıl almaz devlet gücü kaynakları da kullanılıyor olarak, medya terörü eşliğinde, haksız, eşitsiz, hukuksuz boyutlarda hayırcıları yıldırma, tehdit odaklı oluşu bir yana, asıl tehdit, baskıların İktidarlarına oy vermiş seçmen kitlesine yönelik olduğunu görmek gerek.
İktidarlarının gündemi, önceliği FETÖ’cü askeri yarım kalmış kanlı darbe hesaplaşması, bu eski ortak terör örgütlenmesinden, başta yargı, eğitim, tüm kamu-özel kurumları ele geçirmiş olmalarına ilişkin değil mi? Şimdilerden terör suçlamaları kapsamında, haksız-hukuksuz özgürlükler kapsamındaki düşünce suçları içinde olarak, muhalif görülen herkes, sol, aydınlanmacı, laik, Atatürkçü, demokratik, sendikal yandaş yapılamamış örgütlenmelerden on binlerle sayılanlar yargılanmalar kapsamında, çok büyük çoğunluğu için yargısız infaz kasıtlı tutuklanıyorlar. Temizlik kasıtlı işten atılmış, dünyada örneği yaşanmamış, ailesi ile birlikte ekmeği ile oynanmış olanlarsa yüz binlerle sayılıyor...
Erdoğan’ın son günlerdeki gündemi referandum ama içeriğinde sandıkta seçmeni evetçiler safında cephede tutabilme hedefli her karşı çıkışı en ağırından teröristlikle suçlayan çıkışlarında suçlu, hain, düşmanlıktan payını almayan yok.
El insaf tepkilerini gözetmek üzere ise daha doğrusu sürekli çark etmek zorunda kaldığı izansız çıkışları, suçlamaları, potları için de çok sevdiği bir tekerleme buldu; “men dakka dukka”. Diktatör diyen AB siyasi liderliklerine Hitler’i anımsatıyormuş. Referandum zaferinden sonra gündeminde AB üyeliği referandumu olabilirmiş. İç siyasette faşist suçlamalarının karşılığının, PKK yandaşlığı, terörist olarak gelmesi doğalmış. Sırası gelince, idamı da gündeme getirmek seçmen iradesiymiş...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bayram benim neyime? 9 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları