‘Güçlü Meclis’ yalanı: 360 milletvekili ancak 1 cumhurbaşkanı ediyor

02 Nisan 2017 Pazar

“Meclis’in gücü artırılıyor...Nasıl da tam tersi bir olayı gerçekmiş gibi yazıyor, çiziyor, TV’lerde durmadan dile getiriyorlar? Bunun için özel yetenek gerekmiyor tabii ki... Tam tersine, sıradanlık görev adamlığı” şart. Bir de bugünkü konumunu korumak için, “mecburiyetten”...
Tıpkı, yakın zamana kadar iktidar ortağı Cemaati öve öve gökyüzüne çıkarttığınız ve şimdi de yerin dibine batırıp lanetlediğiniz gibi “mecburiyetten”...
Anlıyorum hepinizi... İnsanlık hallerinden biridir bu. Siz olmasanız bir başkası olacak. O halde, siz niye olmayasınız?
Referanduma sunulacak anayasa taslağında Meclis’in yetkileri budanıyor, diyorsunuz, hayırrrrr tam tersine artıyor diye haykırıyorlar.
 
Yahu kardeşim azalıyor!
1) Mesela, şimdiki anayasada Meclis bir yasa yaptı. cumhurbaşkanına gönderdi, o beğenmeyip Meclis’e iade etti. Meclis yasayı aynen cumhurbaşkanına gönderince, Meclis’in dediği oluyor, yasa yayımlanıyor.
Önerdikleri anayasada ise, cumhurbaşkanı yasayı geri çevirirse, Meclis yasada ısrar etmek isterse en az 360 milletvekili gerek. Yani yasa çıkartması zorlaşıyor. Sözde güçlü Meclis palavrası! Tam tersine cumhurbaşkanının vesayeti altına sokulmuş bir Meclis oylanacak!
2) Yeni anayasa önerisinde, cumhurbaşkanı bir gerekçe bile göstermeden Meclis’i feshedebiliyor. Tabii kendisi de Meclis’le birlikte seçime gidiyor.
Peki, cumhurbaşkanının bu hakkına karşılık, Meclis’in de “karşı-hakkı” var. Ama ancak 360 milletvekili, tamam kardeşim biz de hem seni hem kendimizi feshediyoruz, seçime gidiyoruz, diyebiliyor.
Ama orantısızlığa bakın: Cumhurbaşkanı tek başına bu hakka sahip iken...
Meclis ise 360 milletvekili ile bu hakka sahip oluyor, yani 360 milletvekili tek cumhurbaşkanı ediyor.

Aynı irade ileseçilmelerine rağmen
Oysa, cumhurbaşkanını ve Meclis’i doğrudanbu millet seçiyor! Üstelik diyelim ki cumhurbaşkanı yüzde 50+1 oyla seçildi. Oysa milletvekilleri ise tüm Türkiye’nin milletvekili statüsünü taşıyor.
Şimdiki anayasa da cumhurbaşkanına Meclis’e feshetme yetkisi veriyor. Ama feshetme yetkisi ancak anayasanın belirttiği koşullara dayandırılıyor. Keyfiyet yok!
Şimdi ise cumhurbaşkanına verilen Meclis’i feshetme yetkisinin hiçbir şartı-şurtu yok. İstediği zaman bu hakkını kullanabilir.
Hani deniyor ya, sadece iki dönem başkan seçilebilir. Yalan kardeşim! İki dönem seçildi diyelim, Cumhurbaşkanlığı görev süresinin sonuna doğru, eğer seçimlerde kazanabileceğine inanırsa, seçimlere birkaç ay kala Meclis’i feshedip, üçüncü dönem için de başkanlığa aday olabiliyor!
Ohhh babam, padişah gibi 15 yıl! Ondan sonra da oğluna, kızına devreder, sistem kurulur! Boşuna mı 5 çocuk yapın diye çırpınıyor iktidar; kul/teba (tabi olmuş sürüler) yaratmak için şart!
 
Kenan Evren bile yapmamıştı!
Asıp kesen “Bay Netekim” Kenan Evren’i bile neredeyse minnetle anacağımız zamanlara gidiyoruz. Adam yaptırdığı 1980 Anayasası’na kendisini mutlak hâkim yapacak yetkiler koydurma cesaretini gösterememiş.
Ama kötüledikleri, askeri anayasayı değiştireceğiz diyen iktidar, Kenan Evren’e rahmet okutacak, mezarından dayanamayıp kalkarak utanmıyor musunuz, ben bile böylesini yapmadım”, dedirtecek bir diktatörlük anayasasını dayatıyorlar!
Cumhurbaşkanına hiçbir fren konmuyor.
Tüm gücü elinde toplamış bir adamın, bir dengesi-freni olabileceğini sanmayın.
Kontrolsüz güç, güç değildir, freni yoktur! Sadece ağaca bindirse, kendine zarar verse neyse... Söz konusu olan tüm Türkiye! Avrupa ve Ortadoğu’da çuvallayan politikaları, ekonomiyi duvara toslatma başarıları, daha büyük felaketlerin habercisi...
Meclis’i güçsüzleştiren ve sıradanlaştıran daha pek çok olgu var...
 
TV’LERDE HALKI İKNA PROGRAMLARI
CNN’den dostuma rastladım... Sordum: ne oluyor, referanduma götürülen anayasa taslağının mimarlarını oturtmuşsunuz ekrana, karşılarında da soru soracak bir dizi insan... Halkı ikna etme meclisi mi kurdunuz. Saray’ın programına benziyor...
Yanıtı: Hayır daha aşağıdan, ilgili bakanlık kısmından öneri. Önce NTV’de yayımlandı şimdi bizde.. ve diğerlerinde de bu formatta yayına girecek...
Format, belli ki iktidar kanadından empoze edilmişti. Dostum doğrulamış oldu. Kendi kanalları yetmiyor, ana akım kanallar da iktidarın dayatması altında...
 
KİTAP: DİREN!
Emre Kongar tam zamanında manifestosunu yayımladı: Diren! Demokrasi İçin! 100 sayfacık bir tarihsel süzme birikim! Demokrasi ruhunu, Tarihten bir ders: Nazi çılgınlığını ve İran’ı, 21. yüzyılda dünya ve Türkiye’yi, Demokrasi ne değildiri, Kaybedeceklerimiz zincirlerimizden daha fazladırı, “Hayır Durağı”nda zamanın ruhunu ve son olarak Diren’i anlatıyor. Kısa ve süzme! (Kırmızı Kedi).



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları