Karar mı? Kader mi?

03 Nisan 2017 Pazartesi

Referandum diyorum. Karar mı? Kader mi?
Toplumun nabzını tutun, “Hayır” diyor. Oran mı? Yüzde 60 bandında.
Nedenini en iyi AKP kurmayları biliyor.
Toplum belli bir “bilme doyumu”na ulaştı.
Bilme doyumu.
Aldanmanın, kanmanın; aldanmış, kanmış görünmenin de bir sınırı var.
İşte, AKP yandaşı da o sınıra ulaştı.
17-25 olayını yalayıp yutmuş gibi yaptı.
Ülkenin her yanındaki yolsuzlukları görmezden geldi.
Adaletsiz uygulamalara başını çevirdi.
Yukarılarda oynanan oyunları görüp de görmezden geldi.
Kullanılıp atılan önemli figürleri bilip de bilmezden geldi.
FETÖ olayında kol kola yaşananların sonradan nasıl suç sayıldığını gördü.
Bunları yıllardır yapanların nasıl sıyrıldığına tanık oldu.
PKK olayında yaşanan zikzakların nasıl inkâr edildiğini gördü.
Görmezden gelmenin de bir sınırı var.
Bilmezden gelmenin de bir sıkıntısı var.
Tanıklık bir yerden sonra suç ortaklığına dönüşür.
AKP seçmeni işte bu sınıra ulaştı.
Eli Evet’e gitse de içi HAYIR’da.
AKP yöneticilerini rahatsız eden de bu.
Onun için artık her şeyi yapıyorlar.
HAYIR diyecekleri terörist ilan ediyorlar.
Hedeflerine CHP’yi oturtuyorlar.
Her türlü baskıyı uyguluyorlar.
Her şeyi kendi amaçları için kullanıyorlar.
Tehdit, şantaj, tutuklama, baskı, zulüm.
Ödül olarak da devlet kadroları, ekonomik rüşvetler ellerinde.
Ama öyle bir süreç yaratıyorlar ki,
Ulaşmak istedikleri hedef meşruiyet sınırının altına düşüyor.
Eğer bu yolla kazanırlarsa, meşru bir kazanım olmayacak.
Amaçladıkları gibi kazanırlarsa eğer,
17 Nisan’dan başlayacak süreçte, HAYIR demiş olanlar Evet’e razı olacaklar mı?
Elbette ki HAYIR.
Ama Evet demiş olanlar “Hayır” diyen iç seslerini hep duyacaklar.
Bu durumda çoğunluğu HAYIR diyen bir toplum nasıl yönetilecek?
Kaçınılmaz olarak, zorbalıkla ve rüşvetle.
Her ikisi de bir toplum yönetiminin meşru yolları değildir.
Onun için de HAYIR’ın kazanması AKP’nin de yararınadır.
Elbette Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da yararınadır.
HAYIR seçeneği, görece meşru kalabilmenin tek olasılığıdır.

***

Ülke şimdiye kadar hiçbir seçimde bu denli büyük bir çabaya tanık olmadı.
HAYIR tarafında buluşan yurtseverler bütün yurdu dolaşıyor.
CHP hiçbir seçimde bu denli aktif olmamıştı.
Barolar Birliği, başkanlarıyla bütün yurdu dolaşıyor.
Ümit Kocasakal her zamanki coşkusunu sürece katıyor.
Meslek Kuruluşları, TMMOB, Türk Tabipleri Birliği ve diğerleri aktif olarak HAYIR diyor.
DİSK, memur ve eğitim sendikaları HAYIR tarafında yer alıyor.
Ülkede büyük bir “uygarlık ve demokrasi” mücadelesi yapılıyor.
AKP yöneticileri bir ölçüde beklemedikleri bir durumun yaşandığını görüyorlar.
Ölçüsüz saldırganlıkları bundan.
Son kozlarını oynayan savunmacılar gibiler.
Adeta ölüm-kalım savaşı veriyorlar.
Yıllardır sürdürdükleri zulüm sanki ayaklarına dolaşıyor.
Yıllardır pervasızca yaptıkları yolsuzluklar hesap olup karşılarına dikilmiş.
İnançsız bağırışlarına kendileri de inanmıyor.
Satın aldıkları tanıklar artık suç ortağı olmak istemiyor.
Laik kesimin “öğrenilmiş çaresizliği” üstündeki ağdan kurtuluyor.
Bu kesimin “örtük teslimiyetçiliği” üstündeki tozları silkeliyor.
Ülkenin her köşesi İzmir Marşı’yla çınlıyor.
CHP’nin seçim marşı aramasına gerek yok.
Türkiye’nin marşı İzmir Marşı’dır.
Türkiye’nin lideri Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Türkiye’nin yolu Atatürk yoludur.
CHP artık kesin olarak bunu görmelidir.
İktidarın yörüngesinde muhalefet yapmaktan vazgeçmeli,
Atatürk’ün uygarlık yörüngesinde geleceğin yolunu göstermelidir.
İşte bu referandum bu nedenle kazanılmıştır.
Referandum, gerçekten de yeni bir uyanışın başlangıcıdır.
AKP yönetimi pek de farkında olmadan kendi kuyusunu kazmıştır.
Yılların haksızlığı.
Yılların yolsuzluğu.
Yılların adaletsizliği.
Yılların zulmü.
Bu kutuda onları bekleyen, bütün bunların hesabıdır.
Bu hesabı vereceklerdir.
Kendi vicdanlarında da vereceklerdir.
Toplumun karşısında da vereceklerdir.
Mahşer gününe kalmayacak.
Zafer doğruların olacaktır.
Her zaman...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Özeleştiri?... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları