Hikmet Çetinkaya

FETÖ’nün önlenemez yükselişi...

04 Nisan 2017 Salı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Akıncı Hava Üssü’nde yaşananlara dair iddianamesini tamamlayıp mahkemeye gönderdi.
520 klasör ve 4 bin 658 sayfadan oluşan iddianamede; bir orgeneral, 6 tüm general, 18 tuğgeneral, 22 albay, 26 yarbay, 33 binbaşı, 56 yüzbaşı, 62 üsteğmen, 115 teğmen, bir uzman çavuş, 131 astsubay, bir uzman çavuş, 6’sı yönetici 10 sivil olmak üzere toplam 481 şüpheli yer aldı.
İddianamede bir numaralı şüpheli FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen, iki numaralı şüpheli firari FETÖ imamı Adil Öksüz, üç numaralı şüpheli ise mahrem imamlardan Kemal Batmaz oldu.
Bugünlerde en çok tartışılan konu iki numaralı şüpheli AdilÖksüz’ün Türkiye’de mi saklandığı yoksa yurtdışına mı kaçtığı.
Öksüz’ün önce gözaltına alındığı, ardından mahkece serbest bırakıldığı biliniyor.
Öksüz, serbest bırakıldıktan sonra İstanbul’da Ankara Esenboğa Havaalanı’nda, sonra İstanbul Sabiha Gökçen’de baz istasyonundan telefon hizmeti aldığı, kamera görüntüleriyle saptanıyor. Ardından Sakarya Akyazı’da olduğu anlaşılıyor.
O günden bugüne bir türlü yakalanamayan Öksüz, acaba yabancı bir ülkenin konsolosluğunda mı saklanıyor?

***

2 Ekim 2000 yılına dönelim...
Bu köşede “Gülen’in gücü” başlıklı yazımda şunları yazmışım:
“Gazetelerin haberlerine bak
tım, bir de köşe yazılarına...
Din baronu Fethullah Gülen imparatorluğunun çöküşüne gözyaşı dökenlerin sayısı o kadar fazla ki.
Yazıyorlar:
‘Tek kişilik örgüt olur mu?’
Elbet olmaz!
Vakıflar, okullar, yurtlar, finans kuruluşları, şirketler.
Başimam!
Semt imamları!
Mahalle imamları!
Türk Silahlı Kuvvetleri!
Polis!
Yargı!
Milli Eğitim!
Örgütün öteki üyelerini ya da merkez kadrosunu mu arıyorsunuz?
Canım Susurluk çetesinin örgüt şeması var mıydı ki onların olsun...
Fethullah’ın çevresine bakın göreceksiniz...
Gazeteci arkadaşlarımız Türkiye’nin öteki yüzünü görmek istemiyor.
12 Eylül sonrası Kenan Evren ve arkadaşlarıyla pazarlık yapıp 1982 Anayasası oylaması öncesi ‘evet’ kampanyasına katılıyorlar.
Birileri Yeni Asya Grubu’ndan Mehmet Kutlular’a Fethullah Gülen’le aralarının neden açık olduğunu sorsun o da açıklasın.
Fethullah Gülen’in tek amacı vardır:
Türk Silahlı Kuvvetleri’nde örgütlenip darbeyle iktidara gelmek.”

***

FETÖ, darbe düşüyle yaşadı bunca yıl...
İddianameden öğreniyoruz 25 Temmuz’da ABD’den Türkiye’ye döneceğini.
15 Temmuz’da alçakça kanlı darbe kalkışması oldu. İnsanlarımız şehit oldu. Darbeciler halkın direnişiyle karşılaştı. Darbe girişimi amacına ulaşmadı.
İddianamenin tümünü okuyamadım. Gazetelerde çıkan haberlere baktım. Kanlı kalkışmanın siyasi ayağı olmalı.
2000 yılında böyle bir kalkışmaya girişmediler. Çünkü DSP, ANAP, MHP ortak hükümetiyle araları iyiydi.
FETÖ yapılanmasını Türkiye’nin kılcal damarlarından söküp atmak kolay değildir. Dile kolay. Yargıdan, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne dek giden bir yapı bu.
Fethullahçı örgütlenme 1969 yılının sonlarında başlamış, 1980’de önce Kenan Evren’in ardından Turgut Özal’ın kollarında gelişmiş, Bülent Ecevit, Süleyman Demirel’in ve öteki siyasi liderlerin desteğinde gelişmiş bir örgütlenmedir uzun sözün kısası...
CIA desteğindeki Fethullahçılar hem “Türk İslam” hem de “Kürt İslam” sentezinin öncüleridir...

***

Kuzey Irak’ta, Orta Asya Cumhuriyetleri’nde, Afrika’da yüzlerce okulu, şirketleri hâlâ var.
17 yıl önceki “Gülen’in gücü” başlıklı yazımın sonlarında şöyle demişim:
“1987 yılında İzmir Maltepe Askeri Lisesi’nden atılan Fethullahçı öğrenciler, Başbakan Turgut Özal tarafından yatay geçişle Anadolu liselerine alındı...”
FETÖ’nün önlenemez yükselişi AKP iktidarı döneminde de tüm hızıyla sürdü 17/25 Aralık 2013’e değin...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları