‘Yeni Türkiye’ye Kemalist aşı denemesi: ‘Savaşçı’

12 Nisan 2017 Çarşamba

Milliyetçi anti-terör dizilerinden seyrimize en son sunulan Savaşçı’nın (Fox TV) bende bıraktığı en genel izlenim, AKP Türkiye’sini Kemalizm’le buluşturma çabası oldu.   

Denilebilir ki dizi, 15 Temmuz’u bu buluşmayı sağlama yolunda bir “milat” olarak değerlendirmekten, bu yönde “Allah’ın lütfu” addetmekten yana olduğu hissi uyandıracak mahiyette bir açılış yaptı.
Karşımıza büyük haksızlığa, iftiraya, itibarsızlaştırmaya uğramış halde ama tevekkülle zindanda ömür tüketen, bir zamanların onurlu ve şerefli kahraman subaylarıyla çıkıldı.

Elbette jenerikte not düşüldüğü üzere, dizimizin gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi olmayıp tüm aktarılanlar, karakterler, olaylar hayal mahsulüdür.

Ama yine elbette ki hayallerimiz, hayatın içinden çıkmaktadır ve öykümüzde çizilen karakterler de Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy vb. operasyonlara muhatap olmuş “Kemalist” askeri bürokrasiyi çığır çığır çığrıştırmaktadır!..

***

“15 Temmuz”, bu memleketin “gerçek” kahraman ordusunu temsil edenlere bir iadeiitibar vesilesi olarak değerlendirilmeli; Savaşçı’nın ana fikri bu…

Fakat “Rabbimiz de, milletimiz de bizi affetsin” diyerek kaybedilecek vakit de yoktur!

Çünkü tart edilmiş, tasfiye edilmiş, zindanlara istif edilmiş kahraman bordo berelilerimizin çok büyük tehlikedeki vatanın savunması için yeniden ve bir an önce karargâha yol tutması gerekmektedir.
O yüzden “paralel-paralel” yürünen yollarda “Kemalist mıntıka-temizliği” yapılırken süpürülmüş, ama şimdi ocağına düşülüp göreve çağrılmış “Savaşçı”ya,“Hiç kimse size kusura bakmayın bile demiycek, biliyosun di mi?” şeklinde seslenilir kurguda…

Ve sunulan cevap, işte o, Kemalizm’in dönüşüdür:

“Biliyorum Komutanım! Ama bunun bir önemi yok. Kemal Paşa, Samsun’dan İzmir’e kadar boynunda

idam fermanıyla yürüdü. Bizimki onun yanında ne ki?!”

***

Anti-terör kapsamlı, referandum-endeksli, fırından yeni çıkmış dizilerimizden ilki olan İsimsizler (Kanal D), burcu burcu “Yeni Türkiye” kokan ve bağır bağır AKP bağıran bir içerikle karşımıza geldi.

İkincisi olan Söz (Star TV), temkinli ve mütereddit vaziyette ve küresel (cihatçı) terörizm anıştırmalı bir kurguyla, dolaylı ve daha mesafeli bağlandı AKP’nin “Yeni Türkiye”sine…

Üçüncüsü Savaşçı ise işte yukarıda da söylemeye çalıştığımız üzere, “Yeni Türkiye”ye “eski asker”i (bir bakıma “yeni köye eski âdeti” de denilebilir!) bağlama yolunda hamarat mı hamarat bir girişim.
Bir “özümseme” girişimi bu: Temel motivasyonu, Kemalizm’i “Yeni Türkiye” için (elbette eskiden olduğu gibi temel prensip değil) “mütemmim cüz” kılmak olan bir girişim…

***

Bunun yanı sıra ben diziyi izlerken 15 Temmuz üzerinden Balyoz, Ergenekon ve diğer yargı süreçleri ile hesaplaşma veya helâlleşmenin ötesinde, kişiye-özel, daha doğrusu “yazara-özel” bir hesaplaşma dinamiği üzerine de düşünmedim dersem yalan olur!..

Yaratıcısı Süleyman Çobanoğlu’nun çok değil dört yıl öncesinde, aşağı yukarı aynı konsept (anti-terör) üzere olup reytingin de zirvesindeki “Sakarya Fırat” dizisinin “barış diye diye” ekrandan sökülüp atılmasıyla da bir yüzleşme düşüncesini kışkırtmıyor mu Savaşçı? Tabii ki en çok “devletlular” açısından!..

“Yeni Türkiye”nin mimarları, o yıllarda yol alış güzergâhlarıyla aynı “paralel”de nasıl Ergenekon’da, Balyoz’da ve diğer davalarda pek çok “savaşçı”yı hapse attırdıysa, “Sakarya Fırat”ı da ekrandan attırmıştı.

Demek ki bu yalnız o davalarda mağdur edilen “Savaşçı”nın değil, “Sakarya Fırat”ın da geri dönüşü ve iadeiitibarıdır!..

Ve sonuçta “Yeni Türkiye”de hiç geri dönmemecesine aramızdan ayrılan bir şey varsa o da “barış”tır.

***

Savaşçı üzerine şimdilik bu kadar ama ne onun ne de diğerlerinin üzerine söyleyecek sözümüz bitmedi. Devam edeceğiz!..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları