Ayşe Yıldırım

AB’nin göçmenler için B planı

13 Nisan 2017 Perşembe

Bir yıl önce AKP ve AB liderleri mutluluk pozları veriyordu. “Utanç anlaşması” sağlanmıştı. Yunanistan’daki göçmenler Türkiye’ye gönderilecekti. Avrupa’ya Türkiye üzerinden sığınmacı girişi azaltılacaktı. Karşılığında Türkiye’ye Suriyeliler için verilen mali yardım artacak, Türk vatandaşları için vizeler daha erken kalkacak, hatta Türkiye’nin AB’ye tam üyelik müzakereleri hızlandırılacaktı.
Avrupa’nın derdi göçmenler yüzünden aşırı sağ ve ırkçı partilerin yükselişe geçmesiydi. Yani iktidarlarını sağlama almak istiyorlardı. Onun için parayı verelim, göçmenleri vermeyin taktiğini izlediler.
Ama bu planın uzun vadeli işlemeyeceği kısa sürede ortaya çıktı.
Anlaşmanın üzerinden bir yıl bile geçmeden Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye ile müzakerelerin geçici olarak askıya alınmasını tavsiye etmesine tepki göstermişti Cumhurbaşkanı ve Avrupa Birliği’ne rest çekmişti: Daha ileri giderseniz, sınır kapıları açılır…
Türkiye’deki hak ihlallerinin artması, Avrupa ile yaşanan diplomatik kriz Erdoğan’ın Avrupa’ya yönelik tepkilerinin sürmesine neden oldu.
“Avrupa verdiği sözü tutmuyor”dan “AB ile müzakereler için de referandum yaparız”a, “16’sından sonra AB ile ilişkilerimizi gözden geçireceğiz”e kadar bir yığın söz duyuldu Erdoğan’dan. Tabii bütün bu atarlanmaların altında Suriyeli sığınmacılar konusunun gizli olduğunu herkes biliyordu.
Ama Avrupa da bir yere kadar sabretmiş olmalı ki son günlerde “Suriyeli sığınmacılar için bir B planı”ndan söz ediliyor.
Aslında daha önce de benzer bir plan arayışı duyulmuştu. Hatta bir “ada”nın bunun için belirlendiği bile iddia edilmişti.
Ama görünen o ki artık Erdoğan’ın “şantaj”ına boyun eğmek istemeyen Avrupa Birliği, ciddi bir hazırlık içinde.
Avusturya Yeşiller Partisi Milletvekili Berivan Aslan da bu bilgiyi doğruluyor:
“Daha önce de konuşuldu, farklı metotlar sunuldu. Başka ülkelere gönderelim hatta Afrika ülkelerine gönderelim. Parayı oralara aktaralım, mültecileri de oraya alalım denildi. Bu tür planlar konuşuldu. Aslında Avrupa, bir B planı bulana kadar durumu idare etti. Bence Erdoğan bu baskıyı arttırdıkça B planı da arka planda hazırlanıyor.”
Aslan’a göre AB, Türkiye’den umudunu kesti hatta referandumda “Evet” çıkması halinde müzakereleri de bitirebilir.
Kısa bir süre sonra her şey netleşecek. Ama olan yine sığınmacılara olacak.
Parçası olmak istemedikleri, kurtulmak için kaçmak zorunda kaldıkları savaş bu kez başka topraklarda yaşam savaşına dönüştü.
Çünkü hepimiz biliyoruz ki, yeni yapılacak plan ne olursa olsun çok da insani olmayacak.
Suriyeliler Avrupa’ya diye çıktıkları yolda kendilerini bir Afrika ülkesinde bulacak.
Ve ilk günlerde dünya medyası akın edecek yeni yerlerine. “Bakın ne kadar güzel, insani koşullarda yaşıyorlar” haberleri yapılacak, çarşaf çarşaf. Sonra yavaş yavaş unutulacaklar ve onları kimse hatırlamayacak.
Bu işin kaybedeni yine onlar olacak.

Sandıktan ne çıkarsa çıksın kazanan Hayır olacak
“Sandıktan Evet çıkarsa şirketimizi kapatırız” diyen Avrasya Kamuoyu Araştırma Şirketi’nin iddia ettiği gibi bir “açık ara farkla Hayır” çıkacağına yönelik inançla söylemiyorum bunu.
Bu bir psikolojik kazançtır. Umudun zaferidir. Her türlü baskıya, şiddete rağmen “Hayır” diyebilmenin cesaretidir.
11 yazar ve yöneticisi tutuklu bulunan Cumhuriyet’in gerçeği yazmakta direnmesidir, eş genel başkanları ve milletvekilleri tutuklanan HDP’nin Hayır mitingi yapmasıdır, agresif davranmıyor diye üstüne üstüne gidilen Kılıçdaroğlu’nun naifliğidir, Ahmet Şık’ın “Bu adliyeler hukukun mezar yeri oldu” diye haykırmasıdır, suikast girişimine, saldırılara karşın il il dolaşan MHP’li muhaliflerdir, AKP’nin gerçek yüzünü gözler önüne seren mütedeyyin Müslümanlardır, üniversiteden atılmalarına rağmen akademik çalışmalarını sürdürmekte kararlı olan akademisyenlerdir, burnu kırılsa bile adalete özgürlük isteyen avukatlardır, yaka paça gözaltına alınacağını bile bile Hayır diyen üniversitelilerdir kazanan.
Onun için üç gün sonra sandıktan ne çıktığı çok da önemli değil artık. Çünkü “Evet” de çıksa “Hayır” da çıksa açık ara Hayır kazandı bile.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Son bir soru ve veda 13 Eylül 2018
Siyasal yangın 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları