Hikmet Çetinkaya

YSK ne yapıyor?...

22 Nisan 2017 Cumartesi

MYK sonrası konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, önemli bir açıklama yaptı:
“Halkoylamasından evet çıkmamış ve bir anayasa değişikliği gerçekleşmemiştir. Halkoylaması yok hükmündedir.”
CHP sözcüsü Böke, halkoylamasındaki şaibe tartışmaları üzerine Meclis’ten çekilmek dahil tüm haklarını kullanacaklarını söylerken, CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, “Sine-i millet konusunu tartıştık ama doğru olmayacağına karar verdik” dedi.
Perşembe günü ise Cumhuriyet’in manşeti şöyleydi:
“YSK’den şaibeye kılıf...”
Alican Uludağ’ın haberi ilginçti...
Ne diyordu arkadaşımız Uludağ:
“Mühürsüz oy geçerlidir kararı, YSK tarafından üç gün sonra açıklandı.
Kararda, mühürsüz oy kullanılmasının yasaya aykırı olduğu itiraf edilirken bunun seçmene yüklenebilecek bir kusur olmadığı öne sürüldü.
YSK, sandık görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulacağını da ilan etti. Açıklamanın, CHP’nin itirazının ardından gelmesi de dikkat çekti.
Ana muhalefet partisi kararı görmeden YSK’ye itiraz etti.”
Şimdi önemli olan sorular şu:
Mühürsüz oy kararı, seçimden üç gün sonra neden yayımlanabildi? Oy kullanma hakkına atıfta bulunan YSK, suçu niçin sandık kuruluna attı?
Bu iki soru çok önemli...
Yanıt verilmesi gerekiyor...

***

Erdal Aksünger başkanlığındaki CHP heyeti, halkoylamasındaki usulsüzlüklere ilişkin YSK Başkanı Sadi Güven’i ziyaret etti.
Güven’in konuya ilişkin açıklaması kısaydı:
“Düşüncemi söylemem, ihsası rey olur...”
Güven, öteki soruları geçiştirdi...
CHP’li Aksünger’in açıklaması ise ilginçti:
“Net yanıt verecek durumda değiller. Çok tedirginler. Diken üstünde oldukları belli.”
Böylece serbest ve demokratik seçime gölge düştü...
CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canbolat halkoylamasının her türlü şaibeye açık olarak yapıldığının altını çizdi, 15 ilçede seçimlerin iptalini istedi.
1900 sandık ve 200 bin oy...
Bu arada CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklaması çok önemli:
“16 Nisan’da hükümet ve YSK işbirliğinde milli iradeye darbe yapılmıştır.”
Bu arada bir başka konunun altını çizeyim:
İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya gibi büyük kentlerde hayır oylarının fazla çıkmasının faturası belediye başkanlarına çıkarılacak.
AKP, özellikle Ege ve Akdeniz’in kıyı-iç kesimlerinde yeni bir örgütlenmeye gidecek...

***

Anayasa hukukçusu İbrahim Ö. Kaboğlu ise şöyle bir saptama yapıyor:
“16 Nisan oylamasında hukuksuzluklar zinciri birbirini izledi: Üzerinde İlçe Seçim Kurulu ve sandık kurulu mührü bulunmayan zarflar geçersiz sayılır (md. 98) ve arkasında sandık mühürü bulunmayan oy pusulaları geçersizdir (298 sayılı K..., md. 101, Değ. 2010) şeklindeki açık yasaklara karşın, mühürsüz zarf ve pusulalar geçerli sayıldı.”
Oysa YSK, seçimleri iptal veya mühürsüz pusula ve zarflar yoluyla kullanılan oyları iptal dışında bir seçeneğe sahip değildi.
Bunun yerine, oylama sürerken; mühürsüz oyların dışarıdan getirildiği kanıtlanmadıkça geçerli olduğuna dair karar verdi.
Karar, geçmişe aynı doğrultuda verdiği kararlara atıfla gerekçelendirilmeye çalışıldı...
Ne var ki, adı geçen maddeler 2010’da değiştirildiği gibi geçmişte benzeri kararlar verilmiş olsa da, yanlış tekrarını haklı kılmaz.
Hukukta bir kural var: kötü kural emsal teşkil etmez, biçiminde.
Şimdi bir soru:
Anayasa Mahkemesi, YSK kararlarına karşı başvuru makamı mı?
Bunu engelleyen bir düzenleme olmadığı gibi, AYM’nin konuyla ilgili kararları da bu yolun açık olduğunun teyidi yönünde...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları