Erbil Tuşalp

Bir insan nasıl bu kadar…

25 Nisan 2017 Salı

Benim gökyüzüne, bağımsızlığa, özgürlüğe ve barışa hasret sevgili gazeteci arkadaşlarım, kim yanıtlar, kim yanıt arar bilmiyorum ama bu aşamada benim aklıma gelen sorular bunlar. Elbette sizlerin de soruları var. Sorularımızın yanıtlanmasını sabırla bekliyor, sevgi ve özlem gönderiyorum.

Bir insan nasıl bu kadar görmez duymaz anlamaz olabilir ve bir halk “vesayet tutsağı” parlamentosunu, “niyet yargılayan” mahkemelerini, “gazeteci toplama kampı” cezaevlerini, çocuklarının “geleceksizliğini”, emperyalizmin “mayın eşeği” olan dış politikasını nasıl bu kadar sorgusuz sualsiz denetimsiz bırakabilir?

Bir insan nasıl bu kadar antidemokrat, anti laik, militarist, emek karşıtı, örgüt düşmanı, ezenin dostu, ezilenin kırbacı, şovenist, şeriat yanlısı, tutucu, ırkçı, gerici olabilir?

Bir insan nasıl bu kadar temel insan haklarına yabancı; özgür ve demokratik bir ülkede barış içinde yaşamaya hoşgörüsüz, sövene dilsiz, dövene elsiz, sevgisiz, saygısız bir siyaseti savunur?

Bir insan nasıl bu kadar ilim ve irfandan uzaklaşabilir? Eleştirinin olmadığı, protestonun yasaklandığı, karşıt olmanın suç sayıldığı, küfrün, hakaretin, aşağılamanın serbest olduğu; tanklı toplu, cipli coplu, takkeli tespihli düzene ‘demokratik hukuk devleti’ diyebilir?

Bir insan nasıl bu kadar kendini kaybeder; rüşvetçi, zimmetçi, ihale fesatçısı, delil karartıcı, kara paracı, sahtekârlı, hırsızlı, dolandırıcılı, banka hortumculu, rantcılı, uyuşturucu tacirli, silah tüccarlı, kaçakçılı, soygunculu, vurgunculu mafyöz bir düzenden yana olabilir?

Bir insan nasıl bu kadar siyaset ahlakını görmezden gelebilir? Ülkenin geleceğini finans kapitalin denetimindeki İslam sermayesinin en gerici, en şoven, en emperyalist unsurlarının tam desteğindeki şeriatçı Arap ırkçılarının bölücü ümmet politikasına kolaylıkla teslim edebilir?

Bir insan nasıl bu kadar sorumsuzca ordunun, yargının, üniversitenin itibarsızlaştırılmasına sessiz kalır; ordunun savunma refleksine, yargının adalet duygusuna, üniversitenin eleştirisine karşı olabilir?

Bir insan nasıl bu kadar resim, heykel, opera, bale düşmanı olur; basılmayan kitaptan, yazılmayan şiirden, açıklanmayan düşünceden hangi akla hizmet hesap sorar?

Bir insan nasıl bu kadar “herkesi kör âlemi sersem” sanabilir; çağdışı, okumaz yazmaz, bilgisiz, çapsız, belleksiz, görgüsüz, terbiyesiz, düzeysiz, ikiyüzlü, inkârcı olabilir?

Bir insan nasıl bu kadar devlet kesesinden rant dağıtıcı, yalancı, fırsatçı, beleşçi, üçkâğıtçı, külhan, tufacı, yüzsüz, arsız, hilebaz olabilir?

Bir insan nasıl bu kadar kaba, ayrımcı, hoyrat, acımasız, öfkeli, hırslı, intikamcı, kendini beğenmiş, kibirli, inatçı, bilim düşmanı olabilir?

Bir insan nasıl bu kadar duygusuz, gönülsüz, görgüsüz, kinci, çıkarcı, bedavacı, anaforcu, avantacı, dalgacı olabilir?

Bir insan nasıl bu kadar sinsi, pusucu, ihbarcı, dosyacı, fişçi, iftiracı, dedikoducu, cin akıllı, köle ruhlu, kapı kulu olabilir?

Bir insan nasıl bu kadar hak bilmez, hukuk tanımaz, dönek, riyakâr, anlama özürlü, fırıldak olabilir?

Bir insan nasıl bu kadar kurnaz, dalkavuk, geveze, patroncu, utanmaz arlanmaz, malın gözü, şeytan avukatı olabilir?

Bir insan nasıl bu kadar kirli, kibirli, küflü, paslı, çürük, sömürgen, kafatasçı, gerici, vurdumduymaz olabilir?

Bir insan nasıl bu kadar açgözlü, doymaz, insafsız, izansız, ruhsuz, görmez, duymaz, anlamaz olabilir?

Bir insan nasıl bu kadar insansız, şefkatsiz, dengesiz, uyumsuz, duygusuz, zevksiz, kinci, intikamcı olabilir?

Bir insan nasıl bu kadar akıldan, doğruluktan, iyiden, güzelden, hoşgörüden, sevgiden, barıştan yoksun olabilir?

Bir insan nasıl bu kadar ümidin ve hayatın düşmanı olabilir?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları