Macron zaferi çantada keklik mi?

27 Nisan 2017 Perşembe

Gabrielle Russier isimli 32 yaşındaki bir edebiyat öğretmeni Fransa’da bundan yarım asır önce intihar etmiş...
Genç kadının yaşamına son vermesinin nedeni 16 yaşındaki bir öğrencisine âşık olmasıymış. Aile hocayı devlete şikâyet edince, öğretmen de canına kıymış.
Olay o yıllarda daha drama dönüşmüş; dönemin Cumhurbaşkanı Pompidou trajik öyküye Paul Eluard’ın “Aşktan Ölmek” şiirini ithaf etmiş.
O gün bugün unutulmayan konu arkadan Annie Girardot’nun kariyerinde dönüm noktası olan bir filmle beyazperdeye taşınmış. 2000’lerde de sil baştan Eluard’ın şiirinden ilhamla “Aşktan Ölmek” ismiyle dizi haline getirilmiş…
Bu unutulmayan hikâyeyi şimdi Fransa’nın eski kültür bakanlarından Frédéric Mitterand, ilk turun favori adayı Macron ve Macron’un fenomen eşi Brigitte Trogneux’ya atıfla hatırlatıyor.
Aynı zamanda Cumhurbaşkanı Mitterand’ın yeğeni olan eski bakan, Fransız TV’lerinde hâlâ her yıl bu filmin gösterildiğini belirttikten sonra, dramın ortak bellekte bıraktığı izlere dikkat çekiyor. Dizi haline gelen öykünün Macron’dan 24 yaş büyük olan edebiyat hocası, eşi Brigitte’in popülaritesine yaptığı katkıyı vurguluyor.
 
Siyasetin kişiselleşmesi
İdeolojilerin çöküşü ve siyasi partilerin savruluşunu izleyen büyük yön kaybı sonunda siyaset işte böyle kişiselleşiyor. Liderlerin kişisel öyküleri, siyasi görüşlerinin gitgide önüne geçiyor. Macron bu yükselen trendin son örneği. Melanie ile arasında keza gene çeyrek asırlık yaş farkı olan Trump örneğinde de görüldüğü gibi, “reality show” veya “TV dizisi” kıvamındaki bol reytingli öyküler, sandıkta oy şeklinde geri dönüyor.
Emmanuel-Brigitte Macron serüveninin reytingi o kadar çok ki, Fransa’nın popüler siyasi-magazin dergisi Paris-Match, bu çok konuşulan çifti son dönemde 5 kez kapak olarak işlemiş...
Marine Le Pen’le ilk turu kazanan Emmanuel Macron’ın maceralı Elysées yarışı için gerçekte çok şey söylenebilir: Geleneksel partilerin iflasından, küreselleşme ve korumacılık karşıtlaşmasına, Fransa haritasının Doğu-Batı arasında karpuz gibi bölünmesine, kentlerle kırsal bölgeler ayrışmasına dek... Bu son seçimler pek çok ilginç veriyi önümüze koydu.
Ama Macron fenomeninin Eski Kıta’da en önemsenen veçhesi, kendisinin Avrupa’da yükselen faşizmlere set çekecek bir aday olarak görülmesi. Avusturya da aşırı sağcı Norbert Hofer’in cumhurbaşkanlığı projesi henüz yeni direkten döndü. Bunu arkadan Hollanda seçimlerinde hüsrana uğrayan Geert Wilders balonunun sönmesi izledi. Sıra Len Pen’de...
7 Mayıs’ta ikinci turu yapılacak Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de bu eğilim devam edecek mi, etmeyecek mi? Avrupa buna bakıyor. Başta Berlin olmak üzere Brüksel ve Avrupa başkentleri, yeni açılan Macron sayfasıyla özellikle bu nedenle ilgileniyor.
 
‘Onlar oligarşi, biz halkız!’
Fransa’da ilk turda milim şaşmayan ama Brexit ve ABD seçimlerinde çok yanıltıcı olan kamuoyu yoklamalarına göre, 7 Mayıs ta Macron’un Le Pen’i en az 15 puanlık bir farkla yenmesi bekleniyor. AB kurumları ile piyasalar bu sonucu satın aldı ve şimdiden bayram havasına girdi. 39 yaşındaki genç Elysées adayı Macron da bu nedenle ilk turun ardından maç bitmişçesine zaferi, Paris’in en lüks restoranlarından birinde kutladı.
Ekonomik kriz yorgunu Fransa’da bu hiç hoş karşılanmadı. Sarkozy’nin de zamanında cumhurbaşkanlığı seçimlerini, Paris’in “in” mekânı “Fouquet’s”de şampanyayla kutladığını hatırlayanlar, Sarko’nun o günden beri üstüne yapışan “bling bling/maganda” etiketinden kurtulamadığını ve sırf bu yüzden yeniden seçilemediğini belirttiler.
Macron böyle erken havaya girerken, Le Pen ise “Onlar oligarşi, biz halkız!” sloganıyla yaptığı kampanyayı hiç hız kesmeden sürdürüyor. Hollande bu gelişmelerin ardından Macron’u “Dikkat et! Henüz seçimi kazanmadın!” diye uyarmak zorunda kalıyor.
Macron’un aleyhindeki bir diğer gelişme de, Jean Marine Le Pen ve Chirac karşılaşmasından farklı olarak Marine Le Pen’in babası gibi artık şeytanlaştırılmaması.
On beş yıl önce Le Pen’in 2. tura kalması şok yaratmıştı. Bugün aynı şok etkisi hissedilmiyor ve gerek ulusalcı-korumacı sol uçtaki Melenchon komünistlerinin, gerek Fillon konservatifi seçmenlerin bir kısmının son turda Le Pen’e kayması sürpriz olarak karşılanmıyor.
Le Pen tehlikesinin tamamen bertaraf edildiğini söylemek için bu yüzden henüz erken.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları