Paylaşım ekonomisi... Amsterdam örneği

29 Nisan 2017 Cumartesi

Arabaların, alet edevatın, çeşitli becerilerin hatta pişen yemeklerin paylaşıldığı bir kentlilik hali kulağa nasıl geliyor? Hoş değil mi? Sürekli olarak tüketimin körüklendiği, insanların bu uğurda ödeyebileceklerinden fazla borçlandırıldığı bu sisteme alternatif olarak yaşama geçen “paylaşım ekonomisi” ilginç örneklerle karşımızda... Bunlardan biri de Amsterdam’da vatandaşların paylaşım ekonomisine katılmalarını desteklemek için geliştirilen yeni dijital mecralar. Örneğin Schiphol Havalimanı’nda tatilcilerin park ettiği otomobilleri kiralayan ParkFlyRent adlı bir uygulama. Otomobiller haftalarca boşta, park yerinde durması yerine kiraya veriliyor ve gelirin bir kısmı sahiplerine teslim ediliyor. Djeepo adlı bir uygulama, eşyaları için ekstra alana ihtiyacı olanlar için özel depolama alanlarını (bodrum, çatı katı ve yedek odalar) buluyor. Konnektid, kullanıcıların gitar çalma veya yabancı dil gibi becerileri paylaşmalarını sağlıyor. Helpen, şehrin mahallelerinde bulunan gönüllü çalışmalar hakkında bilgi veriyor. Abel, sürücüleri aynı yönde giden yolcularla buluşturuyor. Paylaşım ekonomisi, yiyecek ve içecek gibi diğer hizmetlere de yayılıyor. Caro van der Meulen adlı amatör bir aşçı, yaklaşık 2.000 amatör şefin hazırladığı özel evlerde yemek imkânı sunan AirDnD (Drink and Dine) adlı bir platform oluşturdu.
Peki, neden bu furya?
Amsterdam’ın paylaşım ekonomisi potansiyeli, ilk 1300 yetişkin üzerinde yapılan bir ankette, katılımcıların yüzde 84’ünün en az bir işbirliğine dayalı tüketim tipine katılmak istediklerini belirtmeleri ile anlaşıldı. 2015’te Amsterdam’ın ilk Avrupa Paylaşım Kenti ilan edilmesiyle yukarıda saydığım ve benzeri uygulamalar da ivme kazandı. Kamu, özel sektör, STK’ler ve vatandaşlar arasındaki koordinasyon SharedNL adlı bir sosyal girişim tarafından yürütülüyor ShareNL geçen günlerde Barselona, Tel Aviv, Hamburg ve Toronto gibi benzer fikirlere açık şehirlerle “Paylaşım Kentleri İttifakı”nı başlattı.

Bunları biliyor musunuz?
¦ Küçük uçan “arabalar”ın hayal olmaktan çıktığını... Bir Alman firması test aşamasını tamamladı ve Uber 2020 yılına kadar bir prototip sözü verdi...
¦Teknoloji devi Apple’ın Yeni Zelanda’da milyarlarca dolarlık satış beyan etmesine karşın en az 10 yıldır hiç vergi ödemediğini,
¦ Rastlantı eseri gerçekleştirilen bir buluş sayesinde dünyanın plastik çöplüğü haline gelmekten kurtulabileceğini. Buluş: Plastik yiyen tırtıllar. İspanya’da bir arıcının, kovanlarında parazit olarak yaşayan tırtılların naylon poşeti yediğini fark etmesi ile ortaya çıkan keşif çevre mücadelesinde önemli bir kilometre taşı olabilir.

Mülteci aileleri buluşturan teknoloji: Refunite
Savaşlar yüzünden birbirinden ayrılan aileleri buluşturan önemli bir teknolojik uygulama var: Refunite adlı online veri bankası. Uygulamanın sahibi Danimarkalı iki kardeş: David ve Christopher Mikkelsen. Kâbil’de Taliban dehşetinden ailesi ile birlikte kaçarken Pakistan’da insan ticareti yapanlarını eline düşen, uzun bir mücadeleden sonra Rusya ve Doğu Avrupa ülkeleri üzerinden Danimarka’nın başkenti Kopenhag’a ulaşan Afgan mülteci Mansur’un ailesini aramasına yardım ederken bu uygulamayı geliştirme fikri akıllarına gelmiş. Teknolojinin kurumlar arası ve sınırlar arasında bilgi paylaşımı için mevcut olmadığını fark etmişler ve Refunite’i kurmuşlar. Şu anda ailelerini arayan 600 binden fazla kişiye sahip bir çevrimiçi veritabanı Refunite.
Ancak bir noktada, okuma ve yazma bilmeyen mültecilerin sayısının özellikle de kadınların sayısının hayli fazla olduğu gerçeği ile karşılaşınca Refunite uygulamayı daha da geliştirdi. Apple’ın Siri ve Amazon’un Alexa gibi hizmetlerinden esinlenen Refunite, İnteraktif Sesli Yanıt (IVR) sistemi geliştirdi. Mülteciler söz konusu platformda “konuşarak” aile bireylerine seslenebilecekler. Refunite, mevcut platformu daha yaygın hale getirmek için Facebook’la da ortaklık kurdu. Böylece haberler veya yerel bilgilere ücretsiz erişim sağlanabilecek.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları