Sosyal Devlet, Hemen Şimdi!

18 Mayıs 2014 Pazar

“Öfkeliler.”
Geçen mayısta Gezi’den, bu mayısta Soma’ya uzanan bir yılda sokağa çıkan protestocuların ortak kimliği bu...
Başbakan’ın bizzat kışkırttığı bir öfke seli, meydanlardan madenlere, üniversitelerden parklara dalga dalga yayılıyor.
Cop, gaz, su, mermi, tekme, tokat yedikçe sineceğine kızışıyor.
Günbegün büyüyor.
Ve oklarını iktidara çeviriyor.

***

İspanya’da 2011 dalgası da böyle başlamıştı.
Orada da krizle birlikte işsizler, düşük ücretliler, güvencesiz çalışanlar, sistemden umudu kesenler alanları doldurmuş, meydanları işgal etmişti.
Onlara da “Öfkeliler” (“Indignados”) deniliyordu.
Öfkeleri plansızdı, örgütsüzdü, lidersizdi, kadrosuzdu.
Ama güçlüydü.
O kadar güçlüydü ki, globalizmin bulaşıcı etkisiyle anında yerkürenin dört köşesine yayılıverdi.
Mısır’da Tahrir zaten yangın yeriydi. İzlanda’da çöküş, hükümet devirmişti.
İspanya’dan sonra Yunanistan’ın “öfkeliler”i meydanları doldurdu.
Ardından tepki, ABD’nin finans merkezi Wall Street’i vurdu.
Demem o ki, Gezi’deki, Soma’daki “öfkeliler”in, dünyada akrabaları var.
Erdoğan onları “lobi”lerin kışkırttığını sanıyor, oysa onları kendisinin de uyguladığı adaletsiz politikalar kışkırtıyor.
Ve küresel çapta tepkiye yol açıyor.
Soma’da attığı tokat, Somali’den duyuluyor.
Dünya, haksızlığa karşı yekvücut oluyor.

***

Soma’da yaşadığımız şey, küresel sermayenin baskısıyla, iflah olmaz bir kâr hırsıyla, rantı paylaşarak suça ortak olan hükümetin politikasıyla işsiz, ücretsiz, güvencesiz, örgütsüz kalmış kitlelerin feveranıdır.
Gezi’deki “Hayatıma karışma” temalı toplumsal isyan, Soma’da ekonomik gerekçelerine kavuştu.
Maden kazasından hemen sonra telaşla Gezi Parkı’nın kapatılması boşuna değil.
Daha geçen mayısta bu toplum, öfkeyle ayağa kalktığında neler yapabildiğini gördü, gösterdi. İnsanlar, habire ölü saymak istemiyorlarsa, bu faciadan sonra bile kâr marjını artırmakla övünen dilleri, kendilerini tekmeleyen ayakları, tokatlayan elleri pişman etmeleri gerektiğini biliyorlar artık...

***

Bu protesto dalgasının sonuç vermesi yakındır.
Şimdi bu öfkeyle zehirlenmeden, sonrasını hesaplamanın, hazırlamanın, kurmanın zamanıdır.
Sadece yüksek kârlılığa bakan, insan hayatını hiçe sayan zihniyet, Soma’da göçük altında kaldı.
Yeni dönemde, “modası geçti” diye küçümsenip aşağılanmış, epeydir rafa kaldırılmış sosyal devlet yeniden hatırlanacak, yaşatılacak, uygulanacaktır.
Parasız eğitimin, sosyal adaletin, ücretsiz sağlığın, işyeri güvenliğinin, adil verginin, düzenli denetimin, işsizlikle savaşın, kamu yararının, çevre duyarlılığının, kısaca “Önce insan” fikriyatının ve insanca yaşamın öne alınma vakti gelip çattı.
Soma’daki tokat, bize bunu hatırlattı.
Sedyenin temizliğini kendi canının üstünde tutan madenciyi, “3 ay daha yaşasalar, bu kaza olmazdı” pişkinliğiyle faciaya mazeret üreten maden sahibi karşısında koruyamazsak çürürüz.
Bir yandan çırpınarak batanlarla mücadele ederken bir yandan da yarının sosyal devletini inşa etmek zorundayız.
İşçilerin sedyelerden kıymetli olduğu, katillerin değil, kurbanların savunulduğu, tekmenin, tokadın hesabının sorulduğu, politikanın yandaşları zengin etmeye değil, topluma hizmet etmeye soyunduğu yeni Türkiye, Gezi isyanından, Soma katliamından kurulacak.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları