CHP’de erken bayram hesapları, yeniden: Yüzde 49 nedir?

04 Mayıs 2017 Perşembe

Herkes izliyor Baykal’ı... Umutla öne fırladı. CHP’den de, Kılıçdaroğlu başkan adayı olacak kulis bilgileri dağılıyor çevreye.
Şüphesiz, siyasetin doğasında var, bir umut gördüğünüzde en yetkili makamı ele geçirmeye çalışırsınız. Bunları kınamak için yazmıyorum. Doğal karşılıyorum, ama tehlikeli görüyorum, çünkü iktidara Başkanlık Sistemini uygulama şansını teslim etme olasılığı çok olan bir girişim.
İyi düşünülmemiş, kişi ve partiyi ön plana çıkartan, ama ülkeyi arka plana atan...
Ülkenin yarısının ne için Hayır dediğinin analizi yapılmamış bir erken sevinç ve siyasi girişim. Bir fırsatçılık mı, yoksa ya tutarsa girişimi mi... Bilemedim.

Şimdi saptamalar yapalım:
1) Yüzde 49’un içinde CHP oyu yüzde 25... Bir o kadar CHP’ye oy vermeyen kitle var! MHP’lisi, HDP’lisi, sosyalisti, partisizi, sadece Reisliğe Hayır’cısı ile... Ve şüphesiz AKP’ye oy vermiş ama tek adam anayasasına Hayır oyu vermiş en az yüzde 3’lük diyebileceğimiz bir başka kitle daha.
Hayırcıların yarısı, CHP’ye oy vermedi! Sistem değişikliğine Hayır dedi. Hayır için şüphesiz en başta CHP liderliği ve parti iyi çalıştı. Vitrinde o vardı. Şüphesiz Hayır’a iknada katkısı büyük oldu. Ama geri kalan yüzde 24’lük kesim de karınca gibi çalıştı tabanda ve alın terleriyle bir sonuca ulaştılar. Ortak bir sinerji oluştu.
Şöyle mi düşünülüyor: Şimdi, tüm Hayır’ları biz kendi başkanlığımızda toplarız, gidip RTE’ye verecek değiller ya, mecburen onların karşısındaki en büyük güce verecekler... Dolayısıyla biz bu seçimi koparırız... Reis de kazdığı çukura düşer...

İhsanoğlu olayı
Bu anlayış, daha önceki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de var. Orada da bu kez MHP-CHP sinerjisi vardı, ama çalışmadı. Kılıçdaroğlu o kampanyada büyük gaf yaptı ve İhsanoğlu’na tıpış tıpış gidip vereceksiniz, dedi.
Sonuç yüzde olarak, 38.44 oldu.
RTE 51.79 ve Demirtaş 9.76
RTE’nin bu oyu, şaibe konusunu bir kenara bırakacak olursak, Referandumdaki oyuyla hemen hemen örtüşüyor. MHP desteğine rağmen! Önemli bir düşüş var!
Bu tür “mecburen vereceksin...” hesapları tutmaz. Seçmenin öyle bir mecburiyet içinde olmadığı hayatın pratiğinde görüldü.

Hayır’ın doğası neydi?
2) İlginç bir durum var. Hayır oyları, bu tek adamlık anayasa değişikliğini istemiyoruz, şiddetle reddediyoruz, demekti.
O halde gelecekte başkanlık seçimlerinde bir bütünlüklü Hayır, Referandum’da ortaya çıkan bu iradeye sahip çıkmakla sağlanır... Yani bu sistemi ortadan kaldıracak ve yerine Demokrat Türkiye için gerekli yeni bir anayasa değişikliğini gündeme getirecek bir siyasal program temelinde, yüzde 50’nin üzerinde Hayır’cı oyla seçim kazanılabilir.
Bu amaçla bir başkanlık seçimi düşünülmeli.
Yani, Başkanlık Sistemi’ni reddetmek ve hemen ortadan kaldırmak ve bir demokratik anayasayı referanduma sunmak için Başkanlık kazanılmalı.

Bu bir ulusal görevdir
Bir millet iradesi olarak gerçekleşebilir. Gerçekleşirse, bırakın Türkiye tarihini, dünya çapında bir olay ortaya çıkar.
Salı günkü, bu konuyu işleyen temel yazımda belirttiğim gibi, bir demokrat adam ve yardımcılarıyla açıklanacak ekip diyecek ki, söz veriyoruz, demokratik bir sisteme geçecek ve hemen arkasından yapılacak genel seçimlerle yerimizi seçilecek partilere bırakacağız. Bu söz de, millet karşısında ülkece yapılacak bir yemin töreniyle ilan edilecek.
Bu ekibin bileşimi, AKP’den de ikircikli oyları alacak nitelikte olmalı. Eğer bu başarılabilirse, Türkiye Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet ilanından sonra, gerçekten demokrasiye geçişin kapısından içeri girebilir.
Bu sisteme evet mi diyorlar?
3) CHP’deki çıkışlara ve tartışmaya bakıyorum. Manzara şu: Başkanlık rejimi geçti, karşı çıktık ama başaramadık, artık yapacak bir şey yok. Şimdi bu sistemi ele geçirip biz kullanalım...
Üstelik bu sistemi reddeden yüzde 50’yi, bu söyleme ikna edip oylarını alabileceklerini düşünüyorlar.
Bana birileri yanıldığımı söylesin!
Henüz 2.5 yıl var. Daha Türkiye’de neler, ne numaralar göreceğiz. Ama fikir olarak sağlam yere basmayacak bir siyasal düşüncenin, gidebilecek bir yeri olacağını hayal edemiyorum.
Kim bilir, belki düş gücüm zayıftır.
Hesabınızı sağlama tutar, denkleminizi doğru kurarsanız, 2019 seçimlerini, hiçbir tartışmaya yol açmayacak bir çoğunluk oyuyla kazanırsınız.
Ben bunu görüyorum...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları