“Başakşehir için iyi iş çıkardık” diyor Advocaat Beşiktaş maçının ardından. Bir tane kaleyi bulan topu olmayan son saniyede yine Beşiktaşlı futbolcuların seri hatalarının ardından kendi kalesine attığı golle 1-1’ lik skoru yakalayan Fenerbahçe’nin teknik direktörü. Kimse nedense üzerinde durmadı bu çok garip açıklamanın? Fenerbahçe neden Başakşehir için iyi iş çıkarsın, kendisi için iyi iş çıkarmak varken. Ya da böylesi taraf tutmak neden? Hem de Başakşehir’le oynanacak Kupa yarı finali öncesinde. Yoksa Fenerbahçe’ye oynattığı anti futbolu göz ardı etmek için olmasın? Yazık o kadar transfere, onca yetenekli oyuncuya. Fakat bizde öylesine adalet duygusundan uzak olaylar yaşanıyor ki futbol dünyamızda Advocaat’ın sözleri de arada kaynamış olmalı(!) Benim en olumlu yorumum bu.

Beşiktaş yenilmiyor
Aslına bakarsanız Beşiktaş yenilmiyor, kendi kendini yeniyor. Son Fenerbahçe beraberliğine ve bir önceki Başakşehir yenilgisine dönersek her iki maçta da rakip gollerinin Beşiktaş’ın bariz, olmayacak hatalarından geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Siyah - Beyazlılar savunmada rakibe yolları adeta açıyor; olmadı kendi kalesine gol atıyor. Çünkü hâlâ Kartal’ın savunma anlayışı oturmuş değil. Çünkü çağdaş savunma denen şey, yani rakip aut çizgisinden başlayan ve 11 oyuncunun da birbiriyle örgütlü biçimde topu kazanmaya çalışması Beşiktaş’ın oyun tarzında yok. Takım savunmacılar ve atakçılar şeklinde bölünmüş sanki. Top rakibe geçtiğinde savunma hızla kendi kalesine yığılıyor ve bu kendisine değil rakibe yarıyor.
Ayrıca Quaresma’nın kanadı en savunmasız alan. Çünkü onun öyle bir derdi hiç yok. Top arkadaşlarına geçtiğinde o sağ kanatta ‘beleş’te pas istiyor. Ona trivelalarını atsın, her topa vursun yetiyor. Arkasında oynayan Gökhan Gönül’ün ileri çıkmasını da engelliyor. Zor durumda bırakıyor. Dahası ayağında çok top tuttuğu için ya faule maruz kalıyor ya da pozisyonun bozulmasına yol açıyor. Ama şu anda kadro gereği Beşiktaş Quaresma’ya mecbur. Üstelik Talisca da belli ki ceza almaktan kurtulamayacak.
Talisca’nın ceza almasının müsebbibi ise malum; Volkan Demirel. Yine görevini yerine getirdi. Ama bizde kışkırtan, açıkça küfreden, olaya sebebiyet veren değil sinirlenip cevap veren sorumlu oluyor. Bu yüzden Van Persie’nin yine Beşiktaş kupa maçında dil çıkarmasıyla Talisca’nın el hareketini bir tutanlar var. İyi de Van Persie o maçın en büyük kışkırtıcısıydı aynı zamanda. Dil çıkarması en son hareketiydi.
Neyse bunları konuşmak boş. Yetkililerin neyi görmek istedikleri neyi görmek istemedikleri önemli artık. Emre Belözoğlu’nun yaptıklarına karşın maç cezası almadığı, gazeteci döven Volkan Babacan’ın sadece bir maç cezayla geçiştirildiği bir sistemde önceden yorum yapmak da olanaksız.

Dörtte dört
Artık Beşiktaş’ın kalan dört maçı da almasından başka çaresi yok. Kendi işini kendisi yapmak zorunda. Bunun için de Kartal’ın kendi bildik oyununu sahaya yansıtması yeter. Quaresma’ya atılan toplarla sonuca gitme kolaylığına kaçarsa sadece rakip kaleciyi çalıştırır. Bu da tecrübelerle sabit. Geçtiğimiz sezon da Beşiktaş son maçlarını -Kayseri, Galatasaray ve Osmanlı- alarak Lig’in bitmesine bir hafta kala mutlu sona erişmişti. Yine niye olmasın?
Üstelik bugüne kadar içerde ve dışarda çok iyi maçlar çıkararak taraflı tarafsız bir çok futbolseverin takdirini kazanmışken…