Stratejik ortaklık BOP’suz olmaz mı?

16 Mayıs 2017 Salı

Siz bu yazıyı okuyana kadar Beyaz Saray’da olası sonuçlarına yönelik herkeslerin mezheplerine göre yorumlarla, güreş peşrevine benzer tartışmaları aylardır yaptıkları zirvenin görüşme sonuçları dünya kamuoyunda olduğu üzere bizlere de ulaşmış olabilir..
Kişisel kanımı sorarsanız zirve öncesi tartışmaların gerçeklerden kopuk, toplumları güdüleme, siyasetlerin mezheplerine göre yorumlama, sonuç çıkarmalarda çok da farklı tablolar ortaya çıkmayacak..
Biliyorum iki ülke çıkarları adına Trump-Erdoğan zirvesi gerçekleşmeden önce, siyaseten mezhebine, çıkarlarına göre gerçekdışı yorumların abartısı daha bir kolaydı. Madde madde gündemdeki sorunların masaya taşınması, verilebilecek net yanıtlar, sonuçlar sonrası, kendi siyasi çıkar hesapları doğrultusunda çarpıtmalar sanki biraz daha zor. Ancak çıkarlar öncelikli gerçeklerin çarpıtılmayacağı, toplumların yalanlarla güdülenmesi ortadan kalkacak gibi bir sevdaya hiç kapılmayalım..
Çağımızda kitlelerin medya güdülemesi ile yalanlara inandırılmalarına kolay kolay noktanın konulamayacağı, insan haklları, demokrasiden kopuşta ağır travmaların yaşandığı bir sürecin içindeyiz.
İnsan hakları, demokrasi, gerçekçi hukuk devleti düzeni işleyişi, farklı rejimlerin hepsinde birden, seçmen çıkarlarının, farklı kimlikleri için sonuna kadar kullanılabilecek güçlü örgütlenmelerin varlığını zorunlu kılıyor. Uluslararası sorunlar için de uluslarası örgütlenmelerin var oluşu yaşamsal.
Medya güdülemesinin silahlı güçten daha etkili, ucuz olduğunun keşfedilmesinden bu yana, silahlı güç kullanmaktan vazgeçilemeden de olsa, para, siyaset, yalanlar gücüyle sonuç alma alıp başını gitti.
Odağında kirli siyaset, medya gücünün etkin kullanımı, ele geçirilmesi, yolsuzluk, rüşvetler, yalanlar, yalanlar var..

***

Çok uzattım. Sadede gelelim.. Başkanlık rejimlerinde demokrasi çarklarının işletilebildiği örnekler az. En başarılı modellerde örnek Amerika’da bile medya gücü, yalanlarla toplumsal güdüleme hem kolay, hem de işlevsel.
Irak işgali gerekçesinin büyük yalanı sonradan ortaya çıksa da atı alan Üsküdar’ı geçmiş oluyor. Günümüz gündeminde de “stratejik ortak, NATO müttefikliği” söylemleri korunarak, BOP projesinin gerçek kapsamı, Ortadoğu halklarının tümünün çıkarlarına aykırı, iç savaşlar çatışmacılık bataklığı, Türkiye’nin de içine çekilmesi gündemde.
Zengin kuzey dünyasının çarklarının ayakta tutulabilmesi adına öncelikli yoksul dünyasını kasıp kavuran, sonra da zengin kuzey dünyasındaki çoğunluk için de ötekileştirmeyi, yoksullaştırmayı getiren sürecin sorunlar yumağı katlanıyor.
Yoksul güney dünyasında başkanlık rejimleri paravanasında, otoriterleşme, diktatörlükler almış başını gidiyor. Zengin kuzey dünyasında yerini alabilen otoriterleşmiş başkanlık modellerinde ise demokrasi çarkları işlemeyince, kuralsız çalıştırmada emek sömürüsü, sosyal damping, alt kimlikler adına insan hakları gaspı başını almış gidiyor.
Doğaldır ki emperyal sermaye gücünün siyaseti kolayca ezebildiği koşullarda, çoğunluk haklarının örgütlü, demokratik siyasal, sendikal örgütlülüklerinin güç kaybetmeleri ile orantılı hak kayıpları, ötekileştirmeler yoğunlaşıyor.
İyi ki yaşam gerçeğinin çıkar çatışmalarında, iç savaşlar bataklığının acımasız öğretisi çok çarpıcı, öğretici. İnsanın yaşam, sağlıklı yaşam hakkını savunma güdüsü öylesine öncelikli, belirleyici ki.. Irak, Afganistan, Suriye, Libya bataklıkları, Batı’nın içinde Yugoslavya’nın iç savaşta parçalanmasında akıtılan kan, yaşamda kalanlara ödetilen bedeller öylesine öğretici ki.. Benim teröristim, benim adıma savaşacak tuzağında, ülkelerin bütününde, barış içinde birlikte yaşamı bitirme oyunları, tuzağı kırılıyor,
Türkiye’nin BOP projesi planlarını kırma şansının anahtarı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurtuluş, kuruluş, Atatürk devrimleri, laik parlamenter rejiminin içinde, birikimlerinde..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bugün 23 Nisan... 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları