Köksal Bayraktar

Unutmayınız ki yalnız değilsiniz

20 Mayıs 2017 Cumartesi

Sevgili Akın, Mustafa Kemal ve Bülent,

13/14 Mayıs Cumartesi ve Pazar günlerinde yapılan Türkiye Barolar Birliği 34. Olağan Genel Kurulu’nda, Türkiye’nin bütün illerinden gelen Baro temsilcileri göğüslerinde, sizlerin fotoğraflarınızı taşıdılar. Her üçünüzün fotoğraflarıyla birlikte “Savunma Tutuklanamaz” yazısı, avukatlığınızı, hukukçuluğunuzu anımsattığı gibi, basının haber verme hakkının yanı sıra toplumun gerçeklerini, ülkenin güncel durumunu da vurguluyordu. Kürsüye çıkan bütün avukatlar kalplerinin üzerindeki fotoğraflarınızla basının büyük bir baskı altında olduğunu, hukukun buna seyirci ve sessiz kalmaması gerektiğini kuvvetle belirttiler. O anda genel kurula katılan 500’e yakın avukat sizinle beraberdi, siz de, bizlerle beraberdiniz.

Genel kuruldaki bu eylem, gazetecilerin Türkiye’deki durumunun da defalarca dile getirilmesine neden oldu: Dünya üzerindeki tüm ülkelerdeki tutuklu gazetecilerin sayısının üçte birinin Türkiye’de bulunduğu gerçeği pek çok konuşmada tekrar edildi.

Yapılan konuşmalarda, Türkiye’de toplumun çeşitli kesimlerinin giderek birbirlerine karşı kutuplaştığı, 16 Nisan halkoylamasının gerçekte bir dayatma olduğu; çünkü iktidar çevrelerinin televizyonlarla, sosyal medya ile yandaş basın ile ve devlet imkânları ile halk oyunu baskı altında tuttuğu vurgulandı. Böylece halk iradesi üzerinde iktidarın yoğun bir baskı uyguladığı, Yüksek Seçim Kurulu’nun görevini yapmadığı açıklandı. Yüksek Seçim Kurulu kararı ile seçmen iradesinin yağmalandığı, bugün Türkiyemizde Cumhuriyet rejiminin terk edilmeye doğru yönelindiği, anayasanın ilk üç maddesinin de fiilen değiştiği belirtildi.

Kanun hükmünde kararnamelerle yürütülen OHAL rejiminde yargının siyasal bir görüşün yörüngesine girdiği, Danıştay Başkanı’nın son konuşmasının bunun bir örneğini oluşturduğu, yargının daima bağımsız ve yurttaşın güvencesi olması gerektiği kuvvetle ifade edildi.

Gazetecilerin, hukukçuların, aylardır tutuklu oldukları, bu durumun masumiyet karinesine tamamen aykırı olduğu, yaşadığımız günlerde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının rafa kaldırıldığı, hukukun aslında ve temelde hak, özgürlük ve eşitliğe dayandığı, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu ilkesinin unutulmaması gerektiği açıklandı.

Hiçbir zamanda ve şekilde “Hukukun Üstünlüğü, Eşitlik, Kişisel Güvenlik” kavramlarının unutulmaması gerektiği ve “İnsan Haklarının, Uluslararası Belgeler”in hep mücadele aracı olduğu, “Hak ve Hukuk”un mücadelede üstün çıkacağı vurgulandı.

Sevgili Akın, Mustafa Kemal ve Bülent,

Unutmayınız ki yalnız değilsiniz. Yüzlerce avukatın somutlaştırdığı “Eşitlik, Adalet, Özgürlük ve Dayanışma” duygu ve düşünceleri sizlerle beraberdir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları