Erzade Ertem

Bu da geçer yahu!..

21 Mayıs 2017 Pazar

Hakan’ım, sevgili Ortağım,

Bilirsin ben özellikle birinci çemberimdeki yakın dostlarıma “Ortağım” diye hitap eder ve bundan büyük keyif alırım.

Çünkü benim için dostlar; hayatıma dokunmuş, içine girmiş, yandaşım, yoldaşım, kardaşım, “yârin yanağından gayri” her şeyde, dertte, tasada, keyifte, kahkahada “ortağım”dır. Çünkü dostlarım geçmişte yaşadığımız acı-tatlı ortak günleri paylaştığım, gelecekte de “ortak” güzel günleri paylaşacağım, bilgi ve bilgelik alışverişinde bulunacağım inanılmaz cevherlerimdir. Senin tabii ki gönlümdeki bu dar “dostlar çemberim”de yerin; başköşelerden biridir. Seninle bu “Ortak”lık, yol arkadaşlığı hikâyemiz; 1979 da Ege Üniversitesi Gazetecilik bölümünde eğitimimiz sırasında başladı.

Gelişim Yayınlarının ve Cumhuriyet’in entelektüel ortamını birçok iş arkadaşı dostla birlikte fikir teatisinde bulunarak paylaştık. Bununla da yetinmedik, bir King kâğıt oyunu dörtlüsü oluşturduk ve iş dışına da taşırarak keyifli sohbetlerimizi devam ettirdik.

Ekip iş çıkışı Beşiktaş Hasbi’de buluşur; demlenip felsefeden, tarihten, teknolojiden sohbeti ısıtırdı. Daha sonra yakındaki kafeye gidilip kâğıt oyununun başına oturulurdu. Oyun bir taraftan dönerken, sohbet çayla birlikte demlenip, iyice koyulaşırdı.

Ekip zaten olabilecek en acayip bilgilere merak sarmış, absürdlerde dolaşan bir gruptu. Genel kültür denilen şey bence yatay olarak birçok konuda bilgi sahibi olmaktır ve konuların üzerinde ince bilgi katmanı bir tabakadır. Senin genel kültürün ise kalın kar tabakası gibi neredeyse her konuda derinlemesine giren bir bilgi birikimidir. Hepimiz birbirimizden öğrendik ve etkilendik bence.

King partilerimizdeki her buluşma sohbetinden sonra, hep yeni bir şeyler öğrenmiş, heybemizi bir parça daha doldurmuş olarak evimize dönüyorduk. Ve öğrendiklerimizi yaşamımıza katarak yaşam kültürümüzü zenginleştiriyorduk.

En sevdiğim tarafın, çok mütevazı olmandı. Bilgini insanları kırmadan onlara aktarıyordun. Kendi görüşlerimizi kimseye dikte etmeden anlatmayı, gerçekten anlamak için karşındakini dinlemeyi King dörtlüsünde öğrendim. Kitaplardan, müzikten, yemek tariflerinden, kadın-erkek ilişkilerinden, fotoğraftan, felsefeden, uzaydan sohbetler ediyorduk. Fethi, Kağan ve sen bilgisayar ve programlama üzerine konuşurken üç uzaylıyı dinleyen bir insan gibi sizleri dinlerdim... King dörtlüsünü özledim. İkimiz de üniversitede ders verirken öğrencilerimizin yaşam tarzlarına, giyimlerine, fikirlerine müdahale etmeden, onları ayrıştırmadan bilgilerimizi aktardık.

Yılbaşı kutlamalarında, senin ve Sinem’in görevi yılbaşı müziklerini hazırlamaktı. Tüm gece boyunca o müziklerle bizleri coşturuyordunuz.

Ülke için, dünya için hayalimiz; daha özgür, daha demokrat, yaşayan herkesin daha mutlu, maddi ve kültürel olarak daha zengin bir ülkeye, barışın hâkim olduğu bir dünyaya sahip olmasıydı. Kendimiz içinse; birlikte bir kıyı kasabasına yerleşip, dünya kültür, sanat ve bilim bahçesine bir demet çiçek koyabilmekti. Ben sizden biraz erken davrandım ve Side’ye yerleştim. Fotoğraf öğrencilerimle sizi anmadığım tek bir gün yok.

Seninle dostluğumuz 38 yılını doldurdu. Birçok iyi ve kötü günlerimizi birlikte geçirdik.

Bazı olayları sen belirleyemezsin, tarihin ve evrenin de kendi zamanlamaları vardır. Hastalık teşhisinden ameliyatına kadar geçen süreci düşün; ne kadar sıkıntılıydı. Sonuçta geçti ve bitti.

“Bu da geçer yahu”!

Bugünler de geçecek. Ve hayal ettiğimiz kasabada hayal ettiğimiz şekilde yaşayacağız. Seni kendi teknenin dümeninde görmek, Hakan’ın denizci yönünün de sefasını sürmek istiyorum.

Seni çok özledim.

Seni çok özledik.

Not: Hapisteki tüm arkadaşlara selamlar, sevgiler...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bu da geçer yahu!.. 21 Mayıs 2017

Günün Köşe Yazıları