Gezi direnişi demokrasi ruhudur

01 Haziran 2017 Perşembe

Ceberut yöneticiler, kendi güçlerini erozyona uğratan, kendi denetim ve egemenlik alanlarından küçücük de olsa bir parça koparabilen olayları, süreçleri, kişileri, grupları asla unutmazlar!

İktidar, daha dört gün önce, çocuk istismarı olaylarıyla gündeme gelen bir vakıf toplantısında, 4 yıl sonra bile, yine Gezi Ruhu’nu suçluyordu.

Gezi Parkı Ruhu’nu unutamıyorlar, çünkü Gezi Parkı Ruhu, baskıcı iktidarlara karşı direnen evrensel insanlık değerlerinin simgesidir...

Sahte demokratların maskesini düşürmüştür...

Sonsuza kadar da yaşayacaktır!

***

Gezi Parkı’ndan sonra toplumsal uzlaşma yolunun ve Demokrasinin güçlendirilmesinin bir çözüm olabileceğini, ama büyük bir olasılıkla iktidarın bunun yerine sertleşme ve baskı yöntemini seçeceğini ve bu yöntemin, otoriterliğin çöküşünü hızlandıracağını vurgulamıştık.

Ne yazık ki bugünlerde bu öngörümüz bütünüyle gerçekleşmiş, artık meşruiyeti ve yasallığı tartışmalı 16 Nisan Halkoylaması ile, Kuvvetler Ayrımı ve Parlamenter Rejim sona erdirilmiş, Yargı Erki siyasetin emrine verilmiş ve Tek Adam Rejimi uygulamaya konulmuştur.

***

“Gezi Direnişi’nden Sonra Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak!” Demiştik.

Evet, ne yazık ki, artık başta Demokratik

Rejim olmak kaydıyla, artık “Hiçbir şey eskisi gibi değil!”

Baskı rejimi ve korku her yerde...

İnsanlar özgürlüklerinden, mallarından, mülklerinden, işlerinden yoksun bırakılıyor, hapse atılıyor...

Elbette bu baskı ve korku, diyalektik olarak, “Demokrasi Ruhu”nu besliyor, geliştiriyor.

Şimdi “Gezi Direnişi Ruhu” artık dört yaşına basmış, büyümüş, gelişmiş, bir “Demokrasi Direnişi Ruhu” olarak tüm ülkeye yayılmış durumda...

Bu ruh, Demokrasiye, Temel İnsan Hak ve Özgürlüklerine inanan insanlarca bütünüyle içselleştirilmiş, bir tutum ve davranış biçimi olarak benimsenmiş durumda:

İlk dışavurumu 7 Haziran 2015 seçimlerinde görülen bu ruh, korku ile bastırıldı ve geriletilmeye çalışıldı.

16 Nisan 2017 Halkoylamasında yine filizleri gözlemlenen bu ruh, bu kez sadece evrensel meşruiyet açısından değil, mevcut yasalar açısından bile şaibeli bir biçimde, iktidar açısından yeniden inkâr edildi...

Ama toplumsal ve siyasal oluşumlar, ne kadar baskı altına alınırsa alınsın, ne denli inkâr edilirse edilsin, insanlık tarihinin gelişmesi durdurulamaz...

“Gezi Direnişi Ruhu” da, “Demokrasi Direnişi Ruhu” olarak mutlaka bir gün zafere ulaşacaktır...

O nedenle ceberut yöneticiler ondan korkmakta, onu bir türlü unutamamaktadırlar...

O nedenle biz, Adaletten, Hukuk Devleti’nden, Temel İnsan Hak ve Özgürlüklerinden yana olarak haykırıyoruz:

DİREN DEMOKRASİ!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları