‘15 Temmuz Anayasası’

03 Haziran 2017 Cumartesi

1.Silivri sürecinde FETÖ’cü kumpasların mağduru, 2. Silivri sürecinin başında FETÖ’cü diye yakalanmış ya da FETÖ’cülerin kumpasıyla görevden uzaklaştırılmış, 1980’li yıllarda başlayan PKK terör örgütü ile çatışmalardan günümüzde sürdürülenlere, uzananlara.. En önde görevlerde, en başarılı operasyonlara adları yazılanların, “yok yere suçlanıp, vatan için şehit düşenlerin” anısına...
Evrensel ölçeklerde anayasa hukuku bilgeliği sorgulanamayacak Prof. İbrahim Ö. Kaboğlu’nun “İnsan hakları, demokrasi ve hukuk devleti için mücadele edenlere..” armağan ettiği; “15 Temmuz Anayasası” başlıklı kitabının, referandumda neden hayırcılar cephesinde yer aldığını da özetleyen bilimsel çalışmasının içeriğine, yerimiz elverdiğince bir göz gezdirelim..
Sunuş bölümünden alıntılar..
7 Haziran 2015 yasama seçimlerinde Ak Parti’nin TMMB’de çoğunluğu kaybetmesi üzerine, Külliye güdümünde yürütülen ‘siyasal ve anayasal operasyonlar’ sonucu gerçekleştirilen 1 Kasım seçimleri sonrası Anayasa, yeniden siyasal aktörlerin gündem malzemesi haline gelince, artık kişisel anayasa etkinliklerine hayır demeye başladım.
ANAYASA-DER, SODEV, TÜSES, ÜNİVDER, SHD ile işbirliği çerçevesinde Şubat 2016’dan itibaren yaptığımız çalışmalar sonucu, başka sivil toplum örgüt temsilcilerinin desteğini alarak ‘önce demokrasi’ girişimini oluşturduk, kamuoyuna duyurduk. Bilgi kirliliğinin devam ettiği bir ortamda anayasa yapılamayacağı, öncelikli görevin anayasal bilgilenme hakkının sağlanması olduğu, kamuya açık toplantılarda hep vurgulandı...
Neden ‘15 Temmuz Anayasası?’ Çünkü 16 Nisan’da oylanan 6771 sayılı ‘Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’, 15 Temmuz darbe girişimi ve ardından yürürlüğe konulan olağanüstü hal rejiminin ürünüdür. Bu metnin anlaşılması için, Temmuz 2016’dan başlamak gerekir..”

***

Darbe” sözcüğünü telaffuz etmekten bile kaçınan bir kişi olarak haftalık yazılarımdan 7 ve 14 Temmuz günlü olanlar, Temmuz 2016’nın ilkyarısında ülkenin içinde bulunduğu durumu resmettiği için, bu iki yazı, “15 Temmuz Anayasası” kitabının girişi olarak seçildi.
? Anayasa ve ilahi kitaplar arasındaki ilişki, daha sıkça ele alınmalı. Neden? Çünkü Türkiye’de şu ikili süreç ivme kazanıyor: Anayasasızlaştırma ve dinselleşme. Her ikisi de tehlikeli:
• Anayasasızlaştırma, hukuk dışı ve keyfi yönetimin yaygınlaşması anlamına gelir.
• Dinselleştirme, misyonerlerine “mücahit ruhu” aşılasa da uzun dönemde kaybeden din özgürlüğü olur.
Dünyevi bir metin olan anayasa, din özgürlüğünün de başlıca güvencesi. Dinselleştirme ise, din özgürlüğü kadar diğer haklar için de tehlikeli; tıpkı keyfi yönetim aracı olarak anayasasızlaştırmanın, haklar toplumunu yok etme tehlikesi yaratması gibi. “Dinsel anayasa talebi” (TBMM Başkanı), “Başı secdeye değmeyenler hayvandır” (hayvan olmayan prof.)
Ve cami avlusu demeçleri.. Cami açma törenleri, iftar yemekleri, ülke yönetimine dönük demeç ve açıklamalar eşliğinde, dini politikaya alet etme mekânları haline getirildi..“85 yıl sonra Ayasofya’da ezan sesi”. Görmez’in katıldığı Kadir Gecesi.. sabahında ezan okundu.. Atatürk Havalimanı’nda yaşanan saldırıyı İslam dinine açılmış bir savaş olarak nitelendiren Görmez’e göre katledilen “İslamın insanlığa getirdiği yüce değerlerdir.
Cumhurbaşkanı ise çatışmalarda yaşamlarını yitirenleri, şehitler ve pisi pisine gidenler olarak ikiye ayırıyor... Sonuç olarak aynı zamanda dinselleştirme zemini olarak görülen anayasasızlaştırma, tek kişi yönetimini kurma aracı olmanın çok ötesinde bir tasarım şeklinde karşımıza çıkıyor..
?  Yönetimdeki karmaşa çok yaygın ve girift.. Hukuk yerine kişisel eğilimlerin baskın gelmesi, demokrasinin temel ilkesi olan liyakat yerine, yandaşlık ve kayırmacılığın yaygın bir uygulamaya dönüşmesi.
?  Karmaşa yerine kaos kullanımı daha uygun düşer yaşananları açıklamak için; karışık, karmakarışık, düzensiz.. Devlet yönetiminde “görev-yetki-sorumluluk” zinciri bir kez kırılınca, iş kaosa kadar gidebiliyor. En kötü koalisyon hükümetinden bile beter..
?  Bu kaotik ortamda, bir yandan Türkiye Cumhuriyeti çökertilirken, öte yandan bir paralel devlet inşaası hızla sürdürülüyor.
?  Kitabın 15 Temmuz Anayasası’na ilişkin hukuksuzluklar zincirini, tek adam üzerinden benzeri olmayan otoriterleşme modelininin okuması sizden. Neler yapabileceğinin sorgulanmasına gelince..
?  Hiçbir toplumun, yüzyıllara yayılan birikiminin “kişisel iktidar” hizmetinde bir anda yok edilmesine seyirci kalamayacağı gerçeğinden yola çıkılıyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının öncelikle var olan yürürlükteki anayasal düzenin tanıdığı haklarına sahip çıkması gereği anımsatılıyor.
Hak hukuk ihlallerinin boyutlarını anlatan bölümlerini okuma hakkı sizde.. Başkanlık rejimine göre de, insan hakları, yürürlükteki anayasal kazanımları sahiplenmek, demokrasi-anayasa diyalektiğinden yürümek, hiçbir toplumun, yüzyıllara yayılan birikiminin, “kişisel iktidar” hizmetinde bir anda yok edilmesine seyirci kalamayacağı gerçeği anımsatılıyor. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bayram benim neyime? 9 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları