Cezmi Doğaner

Özgür insan, toplumun da özgür olmasını ister

12 Haziran 2017 Pazartesi

Dostum Güray Öz,

Uzun yıllar Almaya’da yaşadınız. Demokrasi ve özgürlükleri yaşayarak öğrendiniz. Türkiye’de insan kitaplardan okuyarak öğrenir demokrasi ve özgürlüğü. Türkiye’de okuduğunu anlamayan yüz binlerce insan türedi!.. Demokrasi ve özgürlükler ayaklar altına alındı.

Temiz, yufka yürekli, bir karıncayı ezmeyecek kadar insancıl düşünen dostum, insanı insan yapan özgür düşünce ve özgür vicdanıdır. İnsanın düşünce ve zihin özgürlüğü, yaşamsal özgürlüğü kadar önemlidir. Bireyin düşünce ve inançlarını baskı altına alarak, yaratıcılığını ve üretkenliğini engelemek, onurlu ve güvenceli yaşamasına izin vermemek baskı ve dikta rejimlerinde görülen bir uygulamadır. Özgür insan, toplumun da özgür olmasını ister.

Ecevit, Yasaklı olduğu, 12 Eylül Askeri cunta döneminde şöyle diyordu:

“İnsanlar toplumda yaşadıklarına, toplum olarak yaşadıklarına göre, bir insanın gerçek anlamda özgür olabilmesi için, yalnız kendisinin özgür olması yetmedi içinde yaşadığı toplumun da özgür olması gerekir. Yoksa kendi kafasının içinde, kendi iç dünyasında özgür olsa bile, içinde yaşadığı toplumda özgürlüğünü kullanamaz.

Yani özgür olmak isteyen, özgür insan sayılmayan kendini özgür insan saymaya hak kazanmak isteye insanın, yalnızca kendi özgürlüğüyle yetinmemesi içinde yaşadığı toplumun özgürlüğünü de kendi sorunu sayması gerekir.

Bu konuda Atatürk’ün ilginç bir sözü vardır. Bildiğiniz gibi, Atatürk, Kurtuluş Savaşı’na öncülük etmesinin ve Türkiye’de demokrasiye yol açacak reformları yapmaya başlamasının gerekçesini çok özel bir cümlede belirtmiştir: ‘Hürriyet ve istiklal benim karakterimdir’ demiştir. Ama ‘hürriyet ve istiklal benim karakterimdir’ deyip de Şişli’deki veya Selanik’teki evine çekilmemiş kendi kafasındaki, karakterindeki hürriyetle ve istiklalle yetinmemiştir.

Eğer ben hür ve müstakil bir insan olacaksam, benim üyesi bulunduğum toplum da hür ve müstakil olmalıdır! Demiştir ve bütün ömrünü buna adamıştır.

O halde içinde bulundukları, üyesi bulundukları toplumdan özgürlüğü esirgemeye kalkışanlar, Atatürk’e ne kadar bağlılık ifade ederlerse etsinler, Atatürkçü olamazlar, kendilerini özgür insan da sayamazlar.”

Sokrat gibi bazı insanlar, düşüncelerini gizlemektense ölümü seçmişlerdir. Düşünce özgürlüğü bir söz olmanın ötesinde, düşündüğünü yazma, konuşma, anlatma ve yayınlama- yayma özgürlüğünü de içerir.

Biliyorsunuz, Avrupa’da ortaçağ boyunca insanlar siyasi, felsefi düşünceleri ve dini inançlarından dolayı baskılara, işkencelere ve insanlık dışı davranışlara uğradılar. Hapislere atıldılar.

Giordano Bruno, Aydınlanma Çağı’nın öncülerinden biri. Başkalarının kendi adına düşünmesine karşı çıktığı için cellat dilini kesti. Diri diri yakıldı.

“Tanrı iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır... Yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için Tanrı’yı kullanır.” Bruno’nun bu ifadesi insan zihnindeki tabuları yıktı.

Bugün sizlerin özgürlükleri elinizden alındı ama onurlarınız asla alınamadı, alınamaz da.

Onurlu, güler yüzlü, sevimli dostum sana ve Cumhuriyet gazetesinin yürekli yazar ve çalışanlarına çok selam ve saygılar sunarım.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları