'Ayı'nın Rusçası

31 Ağustos 2008 Pazar

Ayının Rusçası nedir?

Hiç durmadan Moskovanın son yıllardaki büyük dönüşümünü anlatan rehberimizin birden nutku tutuldu.

Kafiledeki Batılı turistlerden biri, genç rehbere bodoslamadan bu soruyu sorunca, ortalık buz kesti

Şaşkınlığını hızla üzerinden atan rehber kızımız, konuyu hiç şakaya, laga lugaya getirmedi. Deneyimli bir diplomat ağırlığıyla dönüp, sesini yükseltmeden ama hepimizin duyabileceği desibelde; tane tane verdi yanıtını:

Bu soruya şimdi ben nasıl bir anlam yüklemeliyim? Batı basınında çıkan tüm karikatürlerde Rusyanın ayışeklinde çizildiğini biliyoruz. Size şu kadarını söyleyeyim ki, ABD bu kez baltayı taşa vurdu!

Bu kadar.

Güncel politikaya, hele hele Kafkaslarda olan bitene, kıyısından köşesinden bulaşmamaya özel gayret gösteren turist rehberlerinden yolculuğumuz boyunca aldığımız en siyasi yanıt bu oldu diyebilirim, Gürcistan krizinin yoğun günlerinde….

Sovyet dönemi gibi neredeyse. Profesyonel rehberler; turizmdışına çıkmamaya bariz biçimde özen gösteriyor Putin Rusyasında. İlk kez karşı karşıya gelinen yabancılarla konuşulacak konuların listesi, katı sınırlarla önden belirlenmiş nerdeyseUluorta siyaset”, listenin ön sıralarında belli ki yer almıyor.

Beklenen “had bildirme” fırsatı!

Kafkas kriziüzerinde bariz biçimde rehberi konuşturmayı amaçlayan bu tahrik edici” “ayı sorusununanlamı; siyasi bir tartışmanın kıvılcımını çakmaktı tabii ki. Aldığımız yanıt kısa ama ülkede hızla yükselen milliyetçiliğin ruhunu yansıtmak bağlamında yeterince açıklayıcı oldu.

Yalnız Moskova ve St. Petersburgda değil; Volga üzerinde yaptığımız nehir yolculuğu boyunca Rusya içlerinde uğradığımız tüm küçük kentlerde Batı karşıtı milliyetçiliğinyükselişine tanık olduk. En liberalinden en milliyetçisine, Rusları Batı emperyalizmine karşıkenetleyen güçlü bir harç işlevi görmüş Saakaşvilinin ağustos savaşı, ABD ile ABDnin müttefiklerine karşı; uzun süredir kollanan ve özlenen bir had bildirmefırsatı yaratmış.

Çarın tartışılmaz iktidarı pekişti!

Krizin, başkanlık seçimlerinde ABD neo-conlarına -Moskovanın iddia ettiği gibi- avantaj sağlayıp sağlamayacağı halihazırda kuşkulu ama Çar Putinin dizginlerininbu meyanda sağlamlaştığı kesin...

Putinin 2000ler başındaki ilk yükselişi ile Çeçen savaşı arasındaki yakın ilişkiye dikkat çeken Moscow Timesyazarı Yulia Latynina; Kafkaslardaki savaşın daha ilk günlerinden bu sonuca dikkat çekiyor:

Putini iktidara getiren süreç, Grozniyi yeryüzünden silen ikinci Çeçen savaşı olmuştu...diyor Latynina: Bu kez de Şinvalinin Grozniye benzer şekilde yerle bir edilmesi, Putin in tartışılmaz iktidarını önümüzdeki uzun yıllar boyunca garantiye alacaktır!(13 Ağustos 2008)

Kafkaslarla Karadenizde dehşet verici bir nüfuz alanıkapışması olması ötesinde; ağustos savaşının karşımıza çıkarttığı somut ilk sonuç, Putin çarlığının görülebilir gelecekte hiçbir biçimde yerinden edilemeyeceği gerçeği...

Ağır suçlama ve tehditlerin havada uçuştuğu bu devasa krizin, henüz açılış perdesindeyiz. İşin varabileceği noktalar konusunda, saçlarını Rusyayı etüt ederek ağartan uzmanlar bile fikir birliği içinde değil. Ama özellikle bu son Rusya seyahatimin arkasından; bir soğuk savaşve -evlerden ırak!- sıcak savaşihtimali bana pek yakın görünmedi Bunun tek nedeni, küreselleşme!

Rusyaya benim bu dördüncü gidişim. İlk seyahatim Sovyetlerin hemen yıkılışından sonraydı. İkincisi on, üçüncüsü üç yıl önceydi. Her gidişimde farklı bir Rusya buldum. Karşılaştığım son Rusya bana pupa yelken küreselleşmeye açılmış bir üçüncü dünya ülkesiniçağrıştırdı

Hindistan ve Çinden farklı olarak, bir teknoloji atağı ya da öz üretimi yok çünkü Rusyanın. Sömürge ülkeleri gibi adeta, zenginliği -çok muazzam olsa da!- yanlız doğal kaynaklarla sınırlı bir ülke bu. Üretimi tümüyle dışa; özellikle de Batıya bağımlı.

Küreselleşmeyle böylesine iç içe geçen, böylesine bağımlı bir ekonomi; 50’li yıllarda olduğu gibi Batıya nasıl tavizsiz ve uzun soluklu kafa tutar? Kolay değil! 

[email protected]



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sevgiliye Mektuplar 24 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları