Bir yaz gecesi darbesi ve Küçük Prens’in yüreği

14 Haziran 2017 Çarşamba

Yırtalım tüm o raporları, dağıtalım o komisyonları.
İsimleri unutalım, kim kiminle, neden, ne zaman, ne konuşmuş...
O ona neden öyle demiş, öbürü ne zaman nereye gitmiş...
Kim kimi, korumuş, kim neyi saklamış...
Peşine hiç düşmeyelim; cevapsız soruların, belirsiz soruşturmaların labirentinde kaybolmayalım.
Elimizde, olmuş şaibeli bir darbe, olacağı varsayılan şaibeli bir darbe de cebimizde.
İkisi arasındaki derin boşlukta yapılan ve adı asla konmayan gerçek darbeyse tam tepemizde!
İktidardakinin aleni suçlarını yutarak;
Firardaki yardımcı suçluyla ilişkilerini kendi ifadesine dayanıp gerçekten artık yok sayarak;
Hukukun çiğnenmesine, suçsuz insanların hapislerde çürütülmesine göz yumarak;
Bundan sonra ne ülkeyi kurtarabiliriz, ne de kendimizi.
15 Temmuz’un aslında ne olduğunu anlamak için derin bilgilere ihtiyaç yok.
Tarih bilmediğimizi var sayın, politikadan hiç anlamadığımızı;
Okuma yazmamız bile olmasın; kör olalım, sağır olalım, fark etmez.
Azıcık aklımız varsa ülkenin başına geleni şıp diye görür, neden korkmamız ve neye dur dememiz gerektiğini biliriz.
Aksi halde çıkarılan tüm yersiz rüzgârlara kapılır gideriz.
Sanki Gülen hareketinin şifreleri neredeyse otuz yıl önceden beri en ince detayına kadar deşifre edilmemiş gibi;
Birileri yıllar içinde bu örgütün desteğiyle adım adım iktidara yürümemiş gibi;
Ülkedeki siyasi dil 80’den itibaren sistematik bir incelikte değişmemiş gibi;
O dilin kurnazlığıyla laiklik sorgulanmamış, Cumhuriyetin kuyusu kazılmamış, aydınlar tek tek satın alınmamış gibi;
Kürt meselesi önce yükseltilip sonra en yüksekten aşağıya pat diye kasten bırakılmamış gibi;
Ortaklık karışmamış, iki taraf alenen birbirine girmemiş gibi;
İstihbaratı güçlü olan, öbürünün kirli çamaşırlarını ortaya dökmemiş gibi;
Kirli çamaşırları ortaya dökülen berikini terörist ilan etmemiş gibi;
Filler tepişirken ülke kirli dünya siyasetlerine peşkeş çekilmemiş gibi;
Düne kadar bu oyunun aktörlerine “Yürü ya kulum” diyen Batı, meseleden elini eteğini kurnazca çekmemiş gibi;
Ortadoğu alev alev değilmiş gibi;
O alevler ülkeyi sarmamış gibi...
Başlangıçta tehlikenin farkına ısrarla nasıl varmadıysak şu anda da o tehlikenin sonuçlarının farkına ısrarla varmamaktayız.
Ülkenin aklını, “iyi tarikat - kötü tarikat” oyununa doğru çeken;
Ve o akılla kedinin fareyle oynaması gibi oynayan irade;
Ortalığı bulandırarak yol alma tekniğini her geçen gün daha da ilerletiyor.
Ve biz o bulanık atmosferde her geçen gün biraz daha geriliyoruz.
O yüzden yaşadığımız bu yaz gecesi darbesi ve bundan sonra yaşayacağımız diğerleri...
Çağdaş hukuku sisteminden tamamen silip atmış bu ülkede artık tanıklarla, sanıklarla, soruşturmalarla raporlarla anlaşılamaz.
Tilki’nin Küçük Prens’e dediği gibi:
İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir”.
Bunun için de öncelikle yürekli olmak gerekir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları