16 Nisan sonuçları ‘Yetmez ama evet’ ürünüdür

15 Haziran 2017 Perşembe

Gerek felsefi ve siyasal açıdan meşruiyeti, gerekse mevcut kanuna aykırı olduğu için yasallığı tartışmalı olan 16 Nisan 2017 Halkoylamasının ilan edilen resmi sonuçları, ne yazık ki “Yetmez Ama ‘Evet’” kampanyası ile 12 Eylül 2010 yılında kabul edilen Anayasa değişikliğine bağlıdır.

***

Amacım ne “Yetmez ama ‘Evet’çilerle” polemik yapmak...
Ne onları suçlayıp dışlamak...
Ne de, hâlâ aymazlıklarını sürdüren, “Bugün de olsa ‘Yetmez ama Evet’ derdim” diyen birkaç “Demokrasi cahili”ne yanıt vermek:
Amacım, 16 Nisan resmi sonuçlarını “imal eden” yapının arkasındaki mekanizmayı açıklamaya çalışmak!
“İmal eden” diyorum, çünkü bu sonuçların asla toplumun gerçek tercihlerini yansıttığını düşünmüyorum.

***

Parlamenter Demokrasi’yi sonlandıran, ülkeyi Tek Adam Rejimi’ne geçiren 16 Nisan 2017 Halkoylamasının resmi sonuçlarının nasıl imal edildiğine yakından bakmak, bu süreci, kaba hatlarıyla anımsamayı gerektiriyor.
1) Halkoylaması, 15 Temmuz 2016 kalkışmasından sonra askıya alınan demokratik ortamda, baskı altında yapılmıştır.
Bu baskı ortamı, Olağanüstü Hal, OHAL ilan edilerek sağlanmıştır.
Temel Hak ve Özgürlükler, iktidar tarafından yayımlanan Kanun Hükmünde Kararnamelerle, KHK’lerle sınırlanmış ve kısıtlanmıştır.
OHAL koşullarında çıkarılan KHK’leri, konularına bakmaksızın yargı denetimi dışında tutma kararını, eski içtihatlarını bile bozarak, Anayasa Mahkemesi, AYM vermiştir.
Bu baskı yetmiyormuş gibi, o sırada yürürlükte olan Anayasa’ya göre tarafsızlık yemini etmiş bulunan ve tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı, AKP iktidarı ile birlikte, fiilen bütün devlet ve hükümet olanaklarını kullanarak, çok yoğun bir biçimde propaganda kampanyası yürütmüştür.
Cumhurbaşkanı’nın, propaganda dönemlerindeki eylem ve söylemlerinin denetim dışında olduğu kararı ise Yüksek Seçim Kurulu, YSK tarafından verilmiştir.
2) Halkoylaması sürecinde kurallar ve uygulamalar, örneğin, sandık kurulları, medyadaki propaganda koşulları, Yüksek Seçim Kurulu, YSK, tarafından belirlenmiş, oy sayımının seçim yasasının açık hükümlerine karşın, yasaya aykırı olarak mühürsüzlerle yapılması kararı YSK tarafından verilmiş, sonuçlar, itirazlar ve sayımlar kesinleşmeden yine YSK tarafından resmen açıklanmıştır.
Bu süreçten de açıkça görüldüğü gibi, 16 Nisan 2017 Halkoylamasının resmen ilan edilen tartışmalı sonuçları hem AYM, hem YSK tarafından düzenlenen bir üretim süreciyle imal edilmiştir.

***

Şimdi başlıktaki ifadenin sağlamasını yapalım:
16 Nisan 2017 halkoylamasının tartışmalı sonuçlarını üreten baskı ortamını ve yasaya aykırı kuralları empoze eden AYM ve YSK, ne zaman, nasıl, kimler tarafından, siyasal iktidara kurban edilmişti?
12 Eylül 2010 halkoylamasıyla, “Yetmez ama ‘Evet’çiler” tarafından değil mi!
DİREN HUKUK DEVLETİ...
DİREN DEMOKRASİ!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları