Şirin Tekeli’nin açtığı yolda...

15 Haziran 2017 Perşembe

Canım, canım, canım Şirin...
Bugün bu yazıyı değil, başka bir yazı yazıyor olacaktım... Sen yoğun bakımdaydın, her şey yolunda gidiyor gibi görünüyordu, ama bu arada ülkemin bir yanında herifin biri, çok sevdiği için bir kadını bıçaklıyor; bir başka yaratık boşanmak isteyen karısını bensiz yaşamaktansa geber diye öldürüyordu. Değil kadına, kadın heykeline dahi tahammül edemeyen haşaratlar üzerine; Ordu Altınordu ilçesinde kırılan kadın heykelleri ve vandalizm üzerine yazacaktım... Olmadı.
Canım Şirin,
Seninle ilgili haber geldiğinde, hani derler ya bir film şeridi gibi geçti gözümün önünden yıllar... Daha 70’li yıllarda kadına ilişkin tartışmalarla, kampanyalarla başlayan, yıllar içinde pekişen dostluğumuz... Kadına Karşı Ayırımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi için verilen mücadele ile faşizme direnişin birlikteliği... Aile içi şiddete karşı yürüyüşler... Mor İğne kampanyası... Medeni Yasa’yı değiştirmek için mücadele... Sığınma evleri savaşları... Bunlar hep 80’ler...
Sonra 90’lara geldiğimizde Kadın Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi kuruluş çalışmaları... Sonra (1995-96) Kardak Krizi ve “Şirin İmdaaaat! Türkiye ve Yunanistan arasında WINPEACE Barış İçin Kadın Girişimi kuruyoruz. Sensiz olmaz! Sana ihtiyacımız var!” çığlıklarıma koşup yanıt vermen... Ve ANA KÜLTÜR... Ve KA.DER... Barış Eğitimi... Nerede haksızlığa uğramış, nerede ezilen sömürülen varsa oradasın; nerede yararlı olabilirsen oraya koşman... Toplantılar, etkinlikler, mahkeme kapıları..
Son konuşmamızı düşünüyorum şimdi... Üç ay önceydi... PEN Türkiye olarak senin yeni çıkan “Feminizmi Düşünmek” kitabını (İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları) ayın kitabı seçmiştik. Haberi duyduğun an, sevinçle aramış heyecanını paylaşmıştın. Teşekkür ediyorum gibi bir şeyler diyecek oldun... Kahkahalarla güldüm. Asıl biz sana teşekkür ederiz dedim... Ve tek tek sana minnetimizin nedenlerini sıraladım....
Şimdi Canım Arkadaşım, bunları okurlarla da paylaşmak istiyorum: Canım Şirin,
Öncü kişiliğin için sana teşekkür ediyorum.
Kadınların eşitlik mücadelesinde, senden sonra gelenlere ve gelecek olanlara, açtığın sayısız yollar için teşekkür ediyorum.
Kadın haklarına, kadının eşitliğine, kadın sorunlarına, feminizme ilişkin tüm tartışmalara, açılımlara getirdiğin önemli katkılar için, sağladığın ve paylaştığın bilgiler, yorumlar, değerlendirmeler için... Bütün bunları akademik bir sorumlulukla ele aldığın ve bu sorumlulukla aydın kişiliğini bütünlediğin için...
Eğitim, öğretim alanını yaşam pratiğiyle bütünlediğin; kuramsal savunularını, yaşamda da gözettiğin için...
Girişimciliğin; topluma hizmet tutkun, barışçıl tutumun, farklılıkları kucaklama becerin ve yaratıcılığın için teşekkür ediyorum.
Bilgeliğine, azmi, çalışkanlığı ama aynı zamanda direnci eklediğin için...
Bütün bunları güler yüzle, tatlı dille, gülümsemeni ve gözlerindeki ışığı hiç eksiltmeden gerçekleştirdiğin için sana teşekkür ediyorum.
İyi ki varsın Canım Şirin. İyi ki bütün o kitaplarınla, çalışmalarınla, bilgeliğinle varsın.
“Gökyüzünün yarısı bizim” diye çıktığımız yolda; “gökyüzünün tümü insanca yaşamaya gönül koymuş kadınların ve erkeklerindir” diyeceğimiz güne dek, inan bana canım arkadaşım, sana sonsuz gereksinimimiz olacak.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları