Sokağa Düşürülen Adaleti Nerede Arayalım

22 Haziran 2017 Perşembe

Şu kısa Nasrettin Hoca öyküsünü anımsatmanın tam sırasıdır.
Nasrettin Hoca, sokağın evinin önündeki kesiminde hareketlerinden ve dikkat kesilmesinden anlaşıldığına göre bir şey arıyormuş.
Dayanamayan biri sormuş:
- Hocam ne arıyorsun?
- Dikiş iğnesini düşürdüm onu arıyorum.
- Nerede düşürdün?
-Odada.
- Niye orada aramıyorsun?
- Nasıl ararım orası karanlık?

***

Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin başı ile HSK Başkanı da olan Adalet Bakanı, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Adalet Yürüyüşü’ne başka seçenek bırakmadıklarını unutarak babalanıyorlar.
- Adalet sokakta aranmaz!
Oysa adaleti sokağa düşüren, anayasa değişiklikleri ve halkoylamaları ile HSK’yi deneme yanılma yöntemi ile birkaç kez yeniden oluşturan kendileri.
Deneyimli ve yetkin meslektaşım Sedat Ergin, meslektaşımız Enis Berberoğlu’nun yargılanmasına değgin yazısında (Hürriyet, 16.06.2017) bir anı fotoğrafını anımsatarak şöyle diyor:
“O eski fotoğraftaki umudun yerini artık adliye koridorlarının, cezaevlerinin loş ışıkları ve koyu gölgeleri kaplıyor.”
Gel de adaleti oralarda ara... Üstelik adalet sokağa düşürülmüşken!

***

Anadolu Aydınlanması’nın çınarları, ustalarımız Turhan ve İlhan Selçuk’u sonsuzluğa uğurlayışımızın 7’nci yılında pazar günü Hacıbektaş’taki mezarları başında saygı, sevgi ve özlemle andık. Uzun yıllar Cumhuriyet’e emek vermiş ustamız Fikret Otyam’ı da unutmadık.
Pazartesi günü İstanbul yoluna düştüğümüzde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da Adalet Yürüyüşü’nün beşinci bölümündeydi.
Kızılcahamam’ı geçtikten sonra oluşturulan mola yerinde durduk. Ankara Temsilcimiz Erdem Gül ile kendisini karşıladık.
Kemal Bey’in ilk sözü “Sizi de adaletle buluşturduk” oldu.
Yazarı, muhabiri, çizeri, hukukçusu ve finansçısı ile 232 güne uzayan adaletsizlik sürecindeyken “Adalet” sözcüğünü duymak, sanal bile olsa sevindiriciydi.
Kılıçdaroğlu’nun yüzüne yansıyan özgüven ve haklılık duygusu; geniş katılımlı Adalet Yürüyüşü’nün eninde sonunda başarılı olacağı umudunu da güçlendiriyordu.
Aksini düşünmek, Türkiye’de demokrasi ve adalet kavramlarının içlerinin tümüyle boşaltılması demek olur ki çok uzak bir olasılıktır.

***

Eşimle birlikte Kılıçdaroğlu’nu karavanına uğurladıktan sonra bu kez Maltepe Cezaevi’ne doğru yola çıktık.
Cezaevi girişindeki nöbet yerinde yapabileceğimiz tek şey meslektaşımız Enis Berberoğlu’na kendisi görmese de el sallayıp “Adalet” dilemek oldu.

***

“Adalet” yürümeye devam ediyor.
Sendikalardan örneğini yaşamıştık ama siyasetten ilk kez özellikle de Anamuhalefet Partisi’nden böylesine kapsamlı ve kararlı bir girişim görüyoruz. İnancımız odur ki “Adalet” bir gün gelecek...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları