Kılıçdar’la yürürken...

23 Haziran 2017 Cuma

Sevgili okurlarım, şu anda Ankara İstanbul yolunda Türkiye’nin siyasal tablosunu değiştirebilecek bir olay yaşanıyor:
Kılıçdaroğlu’nun “Uzun Adalet Yürüyüşü”, AKP’nin baskıcı rejimine karşı oluşan tepkilerin tetiklediği toplumsal değişmeyi, muhalefeti güçlendirerek iktidara kanalize edebilecek bir olaydır...
Bu açıdan, Türkiye siyasetinde yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor olabilir.

***

Hem, “DİREN” diye “Demokrasi İçin Manifesto” kitabını yazmış biri olarak, sorumluluk duygusuyla...
Hem, bir sosyal bilimci olarak gözlem tutkusuyla...
Hem, bir köşe yazarı refleksiyle...
Ben de bu yürüyüşe katıldım...
Ve Kılıçdaroğlu ile bir de söyleşi yaptım.
Dünkü Cumhuriyet’te Kılıçdaroğlu’nun bu yeni dönemi vurgulayan çarpıcı sözlerini okumuş olmalısınız...
Gerek Cumhurbaşkanı’nı gerek hükümeti çok sert sözlerle Demokratik açıdan eleştiriyor ve Demokratik yolların tıkandığı bir ortamda, muhalefeti, Meclis dışına, kahvelere, meydanlara, sokaklara da taşıyacağını belirtiyordu.
Bu söyleşiyi yürüyüşe ara verildiği sırada yapmıştık.
Tahmin edersiniz ki, kol kola başladığımız yürüyüş sırasında da bol bol konuştuk:
Cumhuriyet mensuplarına yapılan haksızlık ve adaletsizlikten çok rahatsız.
Bana ilk olarak hemen onların durumunu sordu.
“Eskiden, hiç olmazsa sahte de olsa delil filan üretirlerdi. Şimdi artık delile filan da gerek olmadan boş iddialarla insanları tutukluyorlar” dedi.
Yürüyüş için sık sık provokasyonlar ve saldırılar yapılacağına ilişkin uyarılar aldıklarını ama bunlardan korkmadıklarını da belirtti.

***

Bu vesileyle polisi ve jandarmayı kutlamak isterim:
Okurlarım ve izleyenlerim bilir, ben hep derim ki “Demokrasilerde, ben iktidarı eleştireceğim, devletin polisi ve jandarması, iktidarı eleştirebileyim diye beni koruyacak.”
Yürüyüş sırasında, polisin ve jandarmanın aynen bunu yaptığını, son derece disiplinli, dikkatli ve saygılı bir görev anlayışı içinde konvoyu koruduğunu gördüm.
Orada görev yapan bütün amirleri ve emirlerindeki personeli kutlamak isterim.
Dilerim, ülkenin bütün jandarma ve polis teşkilatı, Demokratik Direniş eylemlerine, Demokratik Hukuk Devleti çerçevesi içinde, aynı haysiyetli ve şerefli görev anlayışıyla yardımcı olurlar.

***

Kılıçdaroğlu ile en eğlenerek yaptığımız sohbet, yürüyüş kararına karşı ailesinin tutumu konusunda oldu:
Ben, bu kararı alırken, eşinin, kızlarının ve oğlunun nasıl davrandıklarını, ne tepki verdiklerini sordum:
Gülerek “Haberleri yoktu ki” dedi.
Öyle anlaşılıyordu ki, yürüyüş kararı, eve filan gitmeye fırsat olmadan, Berberoğlu haberi gelir gelmez, MYK toplantısında hemen alınmıştı.
Onun üzerine “Peki nasıl karşıladılar” diye sordum.
“Eve gittiğimde haberi duymuşlardı. Hepsi gülüyordu” dedi.
Sevgili okurlarım boşuna demiyorum “DEMOKRASİ Aİ- LEDE BAŞLAR” diye!
Liderlerin nasıl yetiştiklerine, anne-babalarıyla olan ilişkilerine, aile içinde nasıl davrandıklarına, insanlara karşı olan genel tutum ve davranışlarındaki nezaket ve terbiyelerine bakınız, Demokratik Rejime ne kadar bağlı olduklarını anlarsınız.
Bu yeni siyaset döneminde daha da inançla haykırıyoruz:
DİREN ADALET...
DİREN DEMOKRASİ!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları