‘Değerler eğitimi’ ve 21. yüzyıl Türkiyesi

23 Haziran 2017 Cuma

“Kayyımlara, KHK’lere teslim olmuyoruz... Hakikat ihraç edilemez... Adalet istiyoruz... Nuriye ve Semih yaşasın...” İçinde bulunduğumuz toplumsal ve siyasi durumu özetleyen bu pankartları açtılar. Yetmedi, rektörün 8 dakika süren konuşması sırasında sahneye sırtlarını döndüler. Gerekçeleri haklıydı. Öğretim üyeleri belki bir şekilde durumu kabullenmişti ama onlar kabullenmeyeceklerdi. Çünkü aday bile olmayan biri, sadece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile rektör olarak atanmıştı. 154 yıllık geçmişi olan Boğaziçi Üniversitesi’nin geleneklerine, değerlerine tamamen aykırıydı. Kabul edilemezdi...
Milli Eğitim Bakanlığı yeni müfredatını açıkladı. Yeni müfredat fen ve matematik derslerinin içeriklerini daraltıyor, evrim teorisini tamamen çıkartıyor; Atatürkçülük ve devrimlerini tırpanlıyor. Bunların yerini ise “Değerler Eğitimi” alıyor. Bu değerler eğitimi içinde emin olabilirsiniz ki, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin savundukları değerler kesinlikle yok. MEB’in Diyanet İşleri Başkanlığı ile imzaladığı protokol çerçevesinde TÜRGEV, Ensar Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti gibi örgütler aracılığıyla verilecek bu eğitimler... Cihat, 15 Temmuz vs...
21. yüzyıl Türkiyesi’nin küresel dünyadaki yerini de işte bu bakış açısı ile yetişen nesil belirleyecek...
Geçen günlerde TÜSİAD’ın bir STEM toplantısı vardı. Daha doğrusu STEM+A. Biliyorsunuz STEM, fen, teknoloji, matematik, mühendislik disiplinlerinin birbiri ile bağlantılı şekilde ele alındığı bir eğitim anlayışı. Son olarak sanat disiplininin de eklenmesiyle STEM+A adını aldı. Bu yaklaşım günümüzde tüm dünyada eğitimde ve küresel rekabet gücünde anahtar bir kavram. Yine içine girmekte olduğumuz Sanayi 4.0 döneminde teknoloji artık dikey değil yatay olarak tüm sektörlere giriyor ve dönüştürüyor. Bugün ilköğretimde olan öğrencilerin yüzde 65’inin meslekleri, bugün var olmayan meslekler olacak. Bugün sadece bir tek şirket, Tesla nasıl otomotiv gibi değiştirilmesi çok zor bir sektörü baştan aşağı sarsıyor, Uber nasıl taşımacılık kavramlarını değiştiriyorsa, tarımdan sağlığa bizi büyük değişimler bekliyor. Yaratıcılık ve inovasyon bu değişime ayak uydurabilmenin en önemli gücü olacak. Bu ise öyle havadan gelmiyor ne yazık ki. Doğru eğitim, çocuklara doğru becerilerin kazandırılması yaşamsal önem taşıyor. Bilim, okuma, okuduğunu anlama ve matematik dallarında uluslararası düzeyde ölçümleme yapan PİSA verilerinde Türkiye daima ortalamanın hayli altında. 2016 sıralamasında 72 ülke arasında 50. olmuştu. TÜSİAD STEM+A farkındalığının Türkiye genelinde arttırılması için çaba harcayan kurumlardan biri. Boşa mı kürek sallıyor?
İşin en kötüsü parlak beyinlerin artık geleceklerini çok büyük oranda yurtdışında görmeleri. En yüksek puanlarda ülkenin en iyi öğrencilerini alan üniversitelerden mezun olanların çok büyük çoğunluğu Avrupa, ABD, Kanada hatta Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelere göç ediyor. Başkanlık sistemi, hukuksuzluğun artması, baskılar bu beyin göçünü inanılmaz hızlandırdı. Ama belli ki bu ülkeyi yönetenlerin umurunda bile değil. Dertleri, istedikleri gibi devşirebilecekleri nesiller yaratmak...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Biz modern insanlar... 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları