İşte yargıya müdahale belgesi

25 Haziran 2017 Pazar

Başıboşluk ile liberalliğin birbirine karıştığı Özal döneminde patlak veren Civangate skandalı sırasında, sattığı arazinin parasını alabilmek için Emlak Bankası Müdürü’ne 3.5 milyon dolar rüşvet verdiğini ileri süren müteahhit Selim Edes’in iddiasına karşın belge göstermesini talep eden müdür Engin Civan’a mahkemede verdiği şu ünlü yanıt tarihe geçti ve deyim oldu:
- Rüşvetin de belgesi mi olurmuş! Hukuki muamelelerin yazılı belgeyle ispat edilmesi zorunluluğunun haksız fiillere de teşmili tabii ki saçmalıktır.
Bu yüzdendir ki, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın iktidarın yargıya müdahale ettiğinden yakınan muhalefete karşı “Hangi yazıyla, hangi kararnameyle, hangi dosyayla ilgili müdahale yaplmış? Buyursunlar ispatlasınlar” çıkışı havada kalmaktadır.
Hukuka aykırı müdahale belgelenmez ki bulunup ibraz edilip ispatlansın.

***

Burada ispatlanacak, yargının bağımsız olmayıp iktidarın müdahalelerine açık bir konumda olduğudur.
Bunun için de kanıtlanması gereken, yargı mensuplarının tayin, terfi ve sicillerinin oluşturulmasında söz sahibi olan kurulların (bugün Türkiye özelinde Hâkimler Yüksek Kurulu) iktidarın denetiminde olmasıdır.
Bugün bu kurum tümüyle iktidar partisi Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı makamı (ki ikisi de aynıdır) ile iktidar partisinin denetimindedir.
Bu olgu yargının bağımsız olmadığının, müdahaleye açık olduğunun ispatına yeterlidir.
Buna ek olarak, hâkim ve savcı adaylarının alınmalarında ve asaleten tayinlerinde kullanılan kriterler de yandaş yargı oluşturulmasının kanıtlarıdır.
Bu iddialar hep ispatlanmıştır.
Doğru dürüst hukuki gerekçelerden, delilden yoksun, yasaların öngördüğü koşulları içermeyen tutukluluk ve mahkûmiyet kararları zaten bağımsız olmayıp iktidarın müdahalelerine açık konumda olan mülakat yoluyla yandaşlarla doldurulmuş yargının taraflılığı herhangi bir kuşkuya yer bırakmayacak açıklıkla ispatlanmış demektir. Başka bir ispata gerek yoktur.
Yargıyı bu kadar müdahaleye açık hale getirmiş olan bir iktidarın bir de arkasında yazılı belge bırakması mı beklenecekti?
Bununla birlikte yine de müdahale belgesi isteniyorsa, buyurun:

***

22 Haziran 2017 Perşembe tarihli Hürriyet gazetesinin birinci sayfasında fotoğrafı yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’nin 11.11.2015 tarihli, Genel Sekreter adına, Genel Sekreter Yardımcısı Metin Kıratlı tarafından imzalanmış konusu suç duyurusu olan ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen GİZLi başlıklı yazısında, “www.gerçekgündem. com adlı internet sitesinde ‘Sayıştay: Kaçak saray hileli’ başlığı ile yayımlanan Sayın Cumhurbaşkanı’na yönelik iftira niteliği taşıyan ifadeler bulunan haber örneği ekte gönderilmektedir.
Bu çerçevede sorumlular hakkında kanuni işlem yapılarak sonucundan bilgi verilmesini arz ederim” denilmektedir.
O tarihte de bütün iktidarın dizginlerini elinde tutan, hâkim ve savcıların tüm özlük işlerini düzenleyen HSYK’yi yakından denetleyen bir makamdan gelen yazı üzerine, yargı makamlarının nasıl bağımsız karar verebileceklerini takdirlerinize sunarım.
Suç duyurusu bahanesiyle olsun, (suç duyurusu neden “Gizli” oluyor ki!) yargıya müdahalenin bundan âlâ belgesi mi olur?
Aşağıdaki öykü, bu “belge” ile de tatmin olmayanlar içindir:
Adamın biri karısının kendisini aldattığından kuşkulanıyor, ama bir türlü emin olamıyormuş. Özel bir detektif tutup izletmeye başlamış. Dedektif bir süre sonra gelip, raporunu sunmuş:
Eşiniz, siz yurtdışındayken, kimliğini belirleyemediğim bir adamla restorana gitti, mum ışığında yemek yediler, sonra geç saatte bir otele girdiler. 324 No’lu odaya çıktılar. Karşı inşaattan dürbünle izledim. Bir süre sonra, meçhul şahıs ceketini, eşiniz de elbisesini çıkardı. Elektrikler sönünce sonrasını göremedim.
- Hay Allah demiş adam, tam emin olacaktık ki elektrikler kesilmiş. Şu aksiliğe bak!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları