Uzun Bir Adam... Sanki Bir Şiirden Düşmüş...

01 Eylül 2008 Pazartesi

Uzun bir adamdı.

Kendi üzerine yazdığı düzyazı kitabına Uzun Bir Adam adını vermişti.

Yaşlandıkça insanın boyu kısalır. Ama onunki hiç kısalmadı. Ya da bana öyle gelirdi

En son karşılaştığımızda Geçen ilkbahardı- ya mart, ya nisan, belki de mayıs- ama kesinlikle Bodrumdaydı En son karşılaştığımızda yine yürüyordu.

Onu yolda yürürken gördüğümde önce aklıma Yoldan Geçen Birişiiri takıldı. Sonra koşup onu iki yanağından öptüm, konuştuk. 90 yaşına karşı hâlâ çalışıyordu. Şiirlerinin yabancı dillere çevrilip yayımlanması onu çok mutlu ediyordu. İşte o gün yine gözlerinin içi gülüyordu Belki de önce öptüm, konuştuk; sonra şiiri düşündüm. Hani şöyleydi:

Bir kırlangıç, bir su birikintisi, bir parça gök.

Bir şiirden düşmüş olmalı bunlar.

Böyle diyordu yoldan geçen biri.”

Şu anda şu yazıyı yazarken, yine uzun bir adam, gözlerimin önünde yürüyor. Dimdik yürüyor, sanki bir şiirden düşmüş gibi yürüyor.

İlhan Berk, şiirlerine, şiirleri ona benzerdi!

Disiplinli, çalışkan, üretken, yenilikçi, birikimli, çoook birikimli, doğurgan, renkli, zenginİmge zenginliği, duygu zenginliği, düşünce zenginliği Şaşırtıcı, sürprizlere gebe Bir de kıs kıs gülümseyen, afacan, humoru yücelten Ah nasıl unuturum , üstelik erotik O erotizmi yalnız dizelerde değil, yaptığı resimlerde de sürdürdü

Belki de en müthiş özelliği çevresine, dünyaya, tüm nesnelere sevgiyle bakmasıydı Doğayı, kadınları, kentleri, nesneleri, şairleri, yöreleri, ama en çok en çok sözcükleri sevdi. Sanki var olma nedeni sözcüklerdi!

Sevdiği kadına Cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün ve Eskitiyorum eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğun diyecek kadar sevdi… (Her iki dize de Üç Kez Seni Seviyorum Diye Uyandımşiirinden)

Yazmak, önce kendimi, sonra da yeryüzünü var etmektir diyordu. Yazmak, yaşama olayına sahip çıkmaktı onun için.

Cahit Sıtkı,Her mısrada bir cigara yaktırıyorsun”; Behçet Necatigil,Şirimizin uçbeyi”; Mehmet Fuat, Elini sürdüğü şeyi şiire çeviriyor demişti onun için. Cemal Süreyaya göre, şair eleştirmendi”.

Ben ne desem eksik kalacak. O nedenle onun çok sevdiğim dizelerine bırakıyorum sözü: Dilin doğasında sözün sıfıra indiği bir dil vardır. Dili o sınırda tutmak. Oradan yazmak…” diyerek minimalist şiirler yazmıştı. İşte Avluya Düşen Gölge kitabından birkaç örnek:

Yolunu şaşırır ırmak / sen geçerken // ova /dalar” (Tansık)

Bir tümce / başını almış gidiyordu / sıkılıyordu kâğıt kalem // bizi görmüyordu.(Şair, Kağıt, Kalem)

Bakıyor // bakmak/ birden/ o oluyor.(O oluyor)

Neler mi gördüm dünyada// Ben körüm/ adım Homeros” (Homeros)

Sen /soyunasın/ diye// gece” (Sen soyunasın diye)

Bir de yine çok sevdiğim Güzel Irmak kitabından Teşekkür adlı şiiri

Evet hep açık gidip gelen ağzın içindi;

Gökyüzünün o huysuz maviliği içindi;

Elma kokan bir Türkçeyle konuştuğun içindi;

Ölümün sefil, kötü belleği içindi;

Her gün pazar kurulan o sokaklar içindi;

Saçında uykusu kaçmış çiçekler ıslattığın içindi;

Çocuklar okuldan dönüyormuş gibi sesin içindi;

İşte bütün ama bütün bunlar için sana teşekkür derim.

[email protected]

faks: 0212.257 16 50



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları