Hikmet Çetinkaya

Kadınlar özgür olmalı...

11 Temmuz 2017 Salı

Umut, sevgi, barış sözcükleri, hayatın akışı ve genel başkanlıktan liderliğe geçiş...
Umut insan yaşamının vazgeçilmezidir. Pazar günü bunu İstanbul Maltepe’de gördük ve yaşadık.
Adalet Yürüyüşü Maltepe’de sonlandığı saatlerde, alanı dolduran yüz binler hep bir ağızdan “özgürlük” sloganı atıyorlardı.
Umutları hak, hukuk ve adaletti...
Maltepe’de o görkemli miting, insanların coşkusu, barış, kardeşlik, sevgi ve umut köprüsü.
Hepsi, seksen milyon insanımız, gençlerimiz, çocuklarımız, torunlarımız içindi.
Bir şairin dizelerinde yaşama olan tutku, umut çemberi 432 kilometrenin sonunda bir öksüz bulutu anımsatıyordu insana.
Alanda kadınlar, gençler, yaşlılar vardı...
Başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Paris Şartı ve Helsinki Nihai Senedi olmak üzere, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin insan hakları alanında getirdiği standartlar hayata geçmiş miydi?
Azınlıkta kalan görüşlerin ve muhalefet hakkının anayasa ile güvence altına alınması demokrasinin çoğulcu niteliğini pekiştirmez miydi?
Bugün ülkeyi yönetenler, bize umut aşılamak isterken ne diyorlardı:
Çağdaş demokrasinin en çok önemsenen noktalarından biri, çoğunluğun hiçbir şart altında temel hak ve özgürlükleri tartışma konusu yapmaması ve azınlıkta bulunanların hak ve özgürlüklerine saygılı olmasıdır.
Bu verilen sözler yerine getirildi mi?
Getirilmedi!

***

Geçmiş zaman öyküleri içindeydim...
Göklerin yığınları altında gibiydim.
Gök tutuşlu bir ceylanı andıran yıldızların peşindeydim.
Kemal Kılıçdaroğlu’nu dinlerken umutsuzluğun yerini umut aldı.
On maddelik “Adalet çağrısı”nı açıklarken yüz binler ayağa kalkmıştı.
1- 15 Temmuz’u lanetliyoruz. FETÖ’nün siyasi ayağı ortaya çıkarılmalı.
2- 20 Temmuz sonrası bir sivil darbeye dönüşen OHAL hemen kaldırılmalı.
3- Yargı bağımsız olmalı. Adil yargılanma hakkı eksiksiz uygulanmalı.
4- OHAL muağduriyeti giderilmeli. Mağdurlar sivil ölüme terk edilmemeli.
5- Örgütle ilgisi olmayan, muhalif olduğu için atılanlar göreve dönmeli.
6- Mesleklerini yaptıkları için tutuklanan gazeteciler serbest bırakılmalı.
7- Mühürsüz seçimle gelen gayri meşru anayasayla ülke yönetilmemeli.
8- Parlamenter sistemdeki vesayet kalkmalı laiklik aşındırılmamalı.
9- Toplumsal eşitlik sağlanmalı. Kadınlar her alanda özgür olmalı.
10- Saldırgan dış politika bitmeli. Adalet dış ilişkilere de hâkim olmalı.”

***

Yiten bir güzelliğin, iç çekişin, bir kuşun sevinçle kapladığı bir dünyanın açılan penceresinde gibiydim.
Bir gemi geçiyordu Kız Kulesi açıklarından...
Bir çocuk, yaban güvercininin söylediği türkü gibi, karanlıkların kapladığı inci güzelliğindeydi.
Sedar Sehghor’un dizelerinde Elissa’nın eski sesleri, bir sürgün gibi yaşamı anlatıyordu çocuklara.
Masmavi bir gökyüzü aradım önceki gün Maltepe mitingi akşamı.
Zindanda yatan gazetecileri düşündüm...
Bu arada ülkeyi yönetenlerin ne sözler verdiklerini anımsamaya çalıştım.
Ne demişlerdi:
Çağımız demokrasilerinin vazgeçilmez koşullarından biri özgür medyanın varlığıdır...
Başta anayasa olmak üzere, medyaya ilişkin tüm yasal çerçeve ele alınarak, medyanın ifade özgürlüğüne getirilen ve demokratik toplum düzeninin gerekleri ile bağdaşmayan yasak ve cezalar hani kaldırılacaktı?
Hani daha özgür bir toplum yaratılacaktı!
Bu sözlerin hepsi unutuldu...
Adalet Yürüyüşü bu yüzden önem taşıdı. Hiç kimsenin ummadığı biçimde yüz binler Maltepe alanını doldurdu...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları