Arif Kızılyalın

Adalet diye diye...

13 Temmuz 2017 Perşembe

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘adalet’ yürüyüşüne başladığı Ankara Güvenpark’tan binlerce kişi tarafından uğurlanmıştı İstanbul’a. Bolu’yu aşıp, Sakarya ovasına indiğinde arkasında onbinler vardı. İstanbul il sınırını yüzbinlerle geçti, 2 milyon kapasiteli Maltepe Miting alanında kendisini karşılayanların sayısı 3 milyonu çoktan aşmıştı...
İstanbul ve civarında 450-500 bin partili olduğunu düşünürsek, pazar akşamı milyonları toplayan Kılıçdaroğlu, CHP Başkanı unvanı ile çıktığı yürüyüşü ‘halkın lideri’ kimliği ile tamamlıyordu, kitlenin umuduydu artık. 7 ya da 8 etapta Kılıçdaroğlu’na eşlik eden bir spor insanı olarak şunu söyleyebilirim ki sadece Enis Berberoğlu için yürümedi Kemal Bey. Kimi zaman Akın Atalay’ın adını anarak attı adımını sıcak asfalta, kimi zaman Murat Sabuncu’ydu, bazen Turan Günay oldu, bazen de Kadri Gürsel, Bülent Utku, GürayÖz, Musa Kart, Hakan Kara, Ahmet Şık, Mustafa Kemal Güngör, Önder Çelik, Emre İper’di.
Elbette, Veysel Amca gibi darbe mağdurlarını da temsil ediyordu CHP Lideri, Semih ve Nuriye Hocaları da... Sözün özü, hakkı yenenlerin, hukuksuzluğa uğrayan yüzbinlerin, adalet arayışındaki milyonların sesiydi, sağcı, solcu, muhafazakâr, liberal demeden...
Peki bundan sonra ne olacak?
Açıkçası Kemal Bey, benim diyen sporculara taş çıkartacak bir performansla aralıksız yürüdü. Ve artık bünyesi bu tempoya alıştı. Yürümezse, vücudunda çeşitli arazlar çıkar. Spor böyle bir şeydir, bıraktığın anda düşersin.. Görünen o ki, peşinden gelen milyonları da alıştırdı bu yürüyüşe!
Kemal Bey, artık ne pahasına olursa olsun yürümek, halkı da peşinden yürütmek zorunda..
Yoksa? Yoksa önce biz tökezleriz, sonra ülke düşer; hem de bir daha yerden kalkamamacasına...

***

Adalet demişken, geçen gün bir haber yansıdı gazetelere. Rize Cumhuriyet Başsavcılığı, gazetecileri darp edip, hakaretler yağdıran Başakşehirsporlu Volkan, Ufuk, Mahmut ve Yalçın’a, 6222 sayısı şiddet ve düzensizliğin önlenmesine ilişkin yasa gereği 1’er yıl seyirden men cezası vermişti. Yasaya baktım, hukukçularla konuştum, eğer ülke ‘hâlâ’ ‘Hukuk Devleti’ ise bu 4 arkadaşın maç günleri, müsabaka zamanından 1 saat önce ilgili karakola gidip imza vermeleri, stada yaklaşmamaları gerekiyor. Yalçın, Malatya’ya gitti, cezadan kurtuldu diyenler oldu; hayır, tüm spor müsabakalarını kapsıyor bu ceza. Passolig kartına tahdit getirilip, her türlü akreditasyon hakkı elinden alınması gerek, kara kaplı kitaba göre 4 futbolcunun. Ama Başakşehir Göksel Gümüşdağ’ın takımı. Gümüşdağ hem Reisi Cumhur’un aile yakını, hem 2019 yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı. Yani, Sayın Valimiz dahil hiçbir kolluk kuvvetinin gücü ‘Mahmut, Volkan, Ufuk stada giremezsiniz’ demeye yetmeyecek gibi duruyor. İnşallah ben yanılırım, ama ülkenin durumu ortada!
Şimdi dönelim işin futbol dili ile anlatımına. Yasaya göre bu arkadaşlar stada giremeyecekleri için maçlarda da ‘profesyonel kimlikle dahi olsa’ yer alamazlar; yasa ayrıma gitmemiş, parantez açmamış profesyoneller için. Yani, önümüzdeki sezon Volkan Babacan’ın kurtardığı her top, Mahmut’un yaptığı her asist, İlhan Cavcav sezonuna gölge düşürecektir. Çünkü, bu futbolcuların o statta öyle ya da böyle bulunma hakları yok. Örneğin Başakşehir 1 puan farkla ve Volkan’ın kurtardığı bir penaltı ile şampiyon oldu; şampiyonlar ligine gitti, 40-50 milyon Avro’yu kasaya koydu, bu sırada da Beşiktaş, Fenerbahçe ya da Galatasaray 2. sırada kaldı diyelim. Ne dersiniz, hır çıkmaz mı sizce? En iyisi gelin, naçizane önerime kulak verin, kaldırın şu cezaları, komik duruma düşmeyin!

***

Ve Urfaspor.
Önceki gece sosyal medyaya tape yağdı. TFF 1’e son hafta veda eden Anadolu ekibi, bir dizi teşvik ve şike furyası ile küme düşürüldüğünü gösteren, ses kayıtlarını yayımladı. Muhtemelen görüşmeler yasa dışı kayıt edilmiş, yani hukuken geçerliliği yok. Ama ortada çirkin ididalar var. Üstelik iş AKP’li Bakan ve milletvekillerine kadar yansıyor. Eğer Akif Bey ve Yıldırım Beyler, bu konuya ‘Fransız’ kalırlarsa benden söylemesi, çok kısa bir süre sonra, Türkçeyi kötü konuşan 2.08 boyunda bir spor bakanımız ve eski futbolculardan oluşan bir TFF yönetimimiz olur, olur da iyi mi olur, kötü mü olur onu da bilemedim!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 Nisan! 24 Nisan 2024
Yeni TFF Başkanı! 20 Nisan 2024
Ekmek yoksa ıstakoz ye! 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları