Teşbih bize de serbest mi Sayın Başkan?

16 Temmuz 2017 Pazar

Önceki yazımızda bir değerlendirmesini yaptığımız “Meral Kılıçdaroğlu” hadisesi büyüdü. Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın, Meral Akşener’e CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile siyaseten “partnerlik” imasında bulunduğu “tesmiye”si, tarafların karşılıklı restleşmeleriyle hayli keskin bir polemik sürecine doğru açıldı.
TBMM Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Başkanlığı’nın yazılı açıklamasında Başkan Kahraman’ın “iftar yemeği sonrasında ayaküstü birkaç kişi ile arasında geçen konuşmadaki masum bir teşbihin, muhatapları tarafından gündem oluşturmaya ve gündemde kalmaya yönelik art niyetli bir şekilde kamuoyuna yakışıksız ifadelerle yansıtılmış” olduğu kaydedildi.
Müteakiben, gayet ağır ve hakaretamiz mahiyette “taşeronluğa teşne müflis bir siyasetçi” ifadesi kullanıldı Akşener için...

***

Bunlar yetmedi, dün öğrendik ki Kahraman asıl kendisine hakaretlerde bulunulduğu iddiasıyla Akşener hakkında hem 50 bin liralık manevi tazminat davası açmış, hem de suç duyurusunda bulunmuş.
Dava dilekçesinde Akşener’in, Kahraman’ın dinî ve insani değerlerine saldırıda bulunduğu belirtiliyor.
Belli ki Akşener’in “açık mektub”unda, burada telaffuz etmeyi anlamsız bulduğumuz bazı tabirlerin Kahraman’ın insaniyetine hakaret sayılmasının yanı sıra, “İslam sizin için bir gömlek” ifadesi de, “Bel’am” nitelemesi de onun maneviyatına saldırı mütalaa edilmiş.

***

Akla gelen o kadar çok soru var ki!..
Şu “masım teşbih”le başlayalım:
Sayın Başkan, “masum” dediğiniz teşbihi bu memlekette “küfür” sayacak, hatta namus cinayetine sebep yapacak o kadar çok insan, hatta bir çoğunluk ya da (hadi daha mütevazı olalım) “elde zor tutulacak bir yüzde 50” var ki!..
Meral Akşener’in eşi ve oğlunun yerine koyuyor musunuz hiç kendinizi?!
Bakın o da Başkanlığınızın kendisine yönelik yazılı açıklamasına ilişkin cevabında neden bu teşbihlerin hep kadınlar bahis mevzuu olduğu zaman yapıldığını haklı olarak soruyor.
O yüzden, hadi “teşbihte hata olmaz” falan deseniz yine bir derece, ama lütfen bu teşbihin “masum” olduğunu ileri sürmeyin!..
Hem, böylesi “masum” teşbihlerde bulunmak sadece siz muktedirlerin mi harcı acaba?
Farzımuhal birileri de çıkıp Başkanlığınızın söz konusu açıklama metninde yer alan “iki kişi arasındaki fikir ve siyasi söylemlerdeki paralelliği ifade eden” çerçevede;
“Devlet Bahçeli Erdoğan” teşbihine giderse;
Aynı hoşgörü ve tahammülle karşılanacak mı?!

***

İkinci olarak, milleti temsil eden Meclis Başkanı’nın bir “ayaküstü sohbet” dahi olsa bulunduğu makamın sorumluluğunu üzerinde hissetmeksizin bu kadar rahat ve “hafif” lâflar etme tasarrufu var mıdır?
Üstelik bakın, öyle ayaküstü sohbet edip güvenerek bu kadar “açıldığınız” o “birkaç kişi”den biri yememiş içmemiş, kim bilir sohbetin o anında nasıl da “neşe” hasıl etmiş “teşbih”inizi Akşener’e yetiştirmiş!..
Dolayısıyla üç: Sayın Başkan, neden Akşener’in aldığı duyum üzerine “teşbih”inizi kimliğine, kişiliğine, kadınlığına hakaret sayıp tepki göstermesine mahkeme sürecini de devreye sokacak ölçüde böyle sert bir karşı-tepki veriyorsunuz da;
Lâfınızı yetiştirenin, güveninizi suiistimal edenin üzerine hiç gitmiyorsunuz?..

***

Ve nihayet, dört:
Türkiye’de “İslami siyasi düşünce ve hareket” denince akla gelen en mukaddem isimlerden, dolayısıyla en mütekâmil olması gerekenlerden biri iken sizin adeta tasavvufi terbiyenin henüz başındaki bir “mübtedî”den beklenebilecek böyle bir lâf etmenizi hiç mi hayretle karşılayıp yadırgamayalım?!
Ha, eğer diyorsunuz ki siz bizi yanlış bilmişsiniz...
O zaman, Akşener’in Başkanlığınızın açıklamasına mukabil mesajında “meşrep” bağlamında belirttiğine benzer şekilde biz de kabul edelim, cahilliğimize verin!..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları