Ayşe Yıldırım

Tedavi şart

20 Temmuz 2017 Perşembe

Psikolojide “tehlikeli” bir rahatsızlık olarak geçer; “yansıtma” ya da “ayna” meselesi.
Bir rahatsızlığı ifade eder. Kısaca kendindeki kusur ve yanlışları başkalarına mal etmek olarak tanımlanabilir. Yani kendisinin olumsuz ve yanlış özelliklerini sanki karşısındaki yapıyormuş gibi davranır, karşısındakini eleştirir. “Aşağılık kompleksi” ve “paranoya”nın da eşlik ettiği “ego” kaygısından kaynaklandığı ifade edilir.
Tedavi için psikolojik destek almak şarttır.
Bu rahatsızlıkla ilgili yaşadığımız örnekler giderek çoğalıyor.
Yandaş atmış manşeti: “Teröristten talimat aldılar”.
Bunu görünce aklımdan geçen cümle bu oldu; tam bir yansıtma. Cumhuriyet gazetesini talimatla gazetecilik yapmakla suçlamışlar. Hem de bir “terörist”in talimatıyla...
Aslında bu “arkadaşlar”ın kendileri talimat almaya ve “tetikçilik” yapmaya alışkın oldukları için karşısındaki herkese aynı suçlamayı yöneltiyorlar.
Eksikliklerini biliyorlar, yaptıklarının yanlışlığının farkındalar. Tetikçiliklerinin verdiği rahatsızlıkla saldırıyorlar. Gazetelerinde, televizyonlarında, internet sitelerinde kendilerinden olmayan herkesi hedef gösteriyorlar, tehdit ediyorlar. Nasılsa yargı, söz konusu onlar olunca sus pus oluyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan talimat veriyor: “Acaba Büyükada’daki bir otelde niçin toplanmışlardı. 15 Temmuz’un devamı niyetinde bir toplantı için bir araya gelmişlerdi.”
Yandaşların başlıkları belli zaten:
“Tertip” komitesi Büyükada’da!
Talimatı alan sadece onlar değil tabii.
Erdoğan buyurmuş bir kere. 13 gün gözaltında tutulduktan sonra savcı tutuklanmalarını istiyor. Yargıç emre itaat ediyor.
O da biliyor ki itaatsizliğin bedeli en hafifiyle sürgün olur. En hafifi diyorum çünkü bir anda kendilerini “FETÖ”den içeride bulabilirler.
Erdoğan, “Teröristle konuşan teröristtir” diyor. Gazetecisinden savcısına, yargıcına dek hep birlikte Deniz Yücel’i suçluyorlar.
Emir “Saray”dan geliyor. Ve işaret edilen herkes bir anda “silahlı terör örgütü üyesi” oluveriyor.
Örgütün adı yokmuş. Ne fark eder. Nasılsa bir örgüt adı uyduruverirler. Arkadaşlar montajda, yalanda yaratıcı. Şimdilik FETÖ, PKK, DHKP-C diye bir kokteylle yetiniyorlar.
Yazdıklarını okudukça, konuşmalarını dinledikçe örgütün adı da ortaya çıkıyor aslında; “15 Temmuz’a destek örgütü”.
Örgütün liderini de Kemal Kılıçdaroğlu yapıverirler. Olur biter.
Olmaz mı?
Ergenekon ve Balyoz’un “savcısı” şimdi tüm soruşturmaların polisi, tüm davaların savcısı, yargıcı. O zaman olmuştu, şimdi de olur.
Yarın, öbür gün “kandırıldık” yalanına sarılmak istemiyorsanız tedavi şart. Hem de “acilinden”. Bir doz “demokrasi”, bir doz “adalet”, bir doz “özgürlük”, bir doz da “insan hakları” her şeye iyi gelir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Son bir soru ve veda 13 Eylül 2018
Siyasal yangın 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları