Olaylar Ve Görüşler

KAMİL ATEŞOĞULLARI Eski milletvekili - Garp cephesinde yeni bir şey yok

07 Ağustos 2017 Pazartesi

Bu ağustos ayında da, yıllardan bu yana oynanan bir oyun, izlence yinelenecek. Bir inanç önderi adına Hacıbektaş ilçesinde düzenlenen ve on binlerce insanın yeni bir şeyler bulmak görmek amacıyla katıldığı “kültür-sanat etkinlikleri” bir kültür ortamı olmaktan çok, bir önceki yılların izlencesinden öteye geçememektedir. Hatta zaman zaman da geri noktalara düşmektedir.
Özellikle siyasal partiler için kendiliğinden oluşmuş mitinge dönüştüğünden, propaganda için kaçınılmaz bir fırsat olmaktadır.
Amiyane ve ansiklopedik bilgilerin sergilendiği bir övgü yeri... Oysa birçok siyasal partinin programında ve gündeminde sorunlara çözüm getirecek çoğulcu demokrasi eşit yurttaşlık hakkı gibi konular bulunmamaktadır.
Öte yandan basında, çoğu ivedilikle hazırlatılmış, ısmarlama, bilimsellikten, tarihsel gerçeklerden uzak dizi yazılar çıkmaktadır.
Ama çözüm bekleyen sorunlara değinen yok... Örneğin, 1925 yılında çıkarılan “Tekke ve Zaviyelerin Seddi”ne (kapatılmasına) ilişkin 667 sayılı yasa ile kapatılan, 16 Ağustos 1964’te de müzeye dönüştürülen ve Alevilerce “serçeşme” olarak kabul edilen dergâhın gerçek sahibi olan Alevilere bırakılması isteminde, sözler verilmesine karşın hiçbir gelişme ilerleme sağlanamamıştır.
Ayrıca, “Nevşehir Üniversitesi’nin adının Hacı Bektaş Üniversitesi olarak değiştirilmesi hangi soruna çözüm getirdi” sorusunun yönetenlerce yanıtlanması gerekir.
En basiti, üç günlük bir anma için ülkenin her yerinden gelen on binlerce kişinin temel gereksinimini karşılayabilecek altyapıdan yoksun ilçeye devlet eli uzatılmamaktadır.
Artık Aleviler ve örgütleri gerçekleştirdikleri inançla ilgili ritüellerin bir çözüm olmadığının, sorunlarının toplumun devletin demokratikleşmesine ve özgür eşit bireyler durumuna gelmelerine, bunun içinde yönetim erkinin “tek inanç” kurgusunu terk etmesine bağlı olduğunun ayırdındalar.
Günübirlik, popülist yaklaşımlar yerine, bugüne değin yetkililerle yapılan tüm görüşmelerde; sorunlar ve uluslararası belgeler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına dayalı çözüm önerileri sunulmuş olup beklenti ve istemler hükümetçe de kamuoyunca da bilinmektedir.
İnsan hakları sistemi içinde yer alan din ve inanç özgürlüğü; l Bireylerin inanma ve inanmamasını, 

İnandığı gibi yaşamasını,
Dışlanmamasını,
Ayrımcılığa uğramamasını kapsar.
Yalnız Alevilerin değil tüm yurttaşların var olan sorunlarının çözümü, toplumun demokratikleşmesini ve bireyin özgürleşmesini sağlayacak yeni bir anayasadan geçmektedir.

Kamil Ateşoğulları Eski milletvekili, Avukat



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları