Venezüella, bir ülkenin çöküşü

10 Ağustos 2017 Perşembe

Kurumların çöküşü, keyfilik, muhalefetin ağzının kapatılması, iflas eden yargı bağımsızlığı; bu en kötü zamanlarda bile iktidara alternatif oluşturamayan, geçmişin hatalarıyla malul, bölünmüş, kırılgan, zaaf içinde bir muhalefet, meşruiyeti sorgulanan sandık sonuçları; karanlıkta kalan izbe darbe kalkışmaları ve uluslararası ortamda yalnızlaşan bir devlet...
Venezüella...
Bize hem Mars kadar uzak, hem de mevcut koşullarda arzu edilmeyecek derecede yakın olan bir ülke.
Venezüella’da bir yıldır katmerlenerek derinleşen dev kriz, TV ekranlarındaki haber bültenlerinde posta posta ekrana geliyor.
Herkes olayları kendi meşrebine göre yorumluyor ve kendine göre bir ders çıkarıyor.
Ülke, bir bakıyorsunuz sokak gösterileriyle, bir bakıyorsunuz darbe teşebbüsü ile konuşuluyor.
Güney Amerika’da artık tarih olduğunu varsaydığımız anakronistik “darbe teşebbüsünü” çözmeye çalışırken tam, bir zamanların efsane futbolcusu Maradona pat diye bir demeç patlatıyor:
“Yaşasın gerçek Venezüellalılar (demek ki ‘gerçek olmayan Venezüellalılar’ da var!), yaşasın Chavez, yaşasın Maduro, yaşasın devrim... Maduro emrederse, sahip olduğumuz en kutsal şeyi, bayrağımızı almaya çalışan emperyalizme karşı savaşmak ve özgür Venezüella için bir asker gibi giyinir ve savaşırım!” diyor futbolun eski yıldızı.

Emperyalizme karşı ‘faşizm’
Zurnanın tam zırt dediği yer.
“Emperyalizme karşı Maduro” gibi sunulan bir şablon önümüze çıkıyor.
Bu tamamen ak ve kara şablona göre, bir yanda “iyiler”, öte yanda “kötüler” var.
Keşke gerçek bunca basit olsa.
Venezüella’daki krizin katmanları derinleştikçe ne var ki “salt kötüler arasında cereyan eden bir savaş”la sınanıyoruz.
Evet.. gayet tabii bir yanda “arka bahçe” Latin Amerika’nın yakasından düşmeyen tek dişli canavar “emperyalizm” var.
Ama diğer yanda da -bunu görmek gerek!- kendi çocuklarını yiyen bir otoritarizm ve faşizm yükseliyor.
Çatışma, “emperyalizm” ile -heyhat!- “yerel faşizm” arasında.
Niçin?
Çünkü geniş kesimlere bizde de hitap ettiğini bildiğim Maradona’nın “Yaşasın Chavez!” söyleminin içi artık boşalmış...
Chavezciliğin, ideolojik ve insani boyutu, Maduro döneminde tamamen yitirilmiş.
Geriye, kontrolsüz bir nepotizm ve yozluk kalmış.
Bunun hakkında bir fikir edinebilmek için, şu son “kurucu meclis” dengelerine ve oyununa bakmak bile kâfi.
Muhalefetin çoğunlukta olduğu mevcut meclise karşı, meşruiyeti sorgulanan bir seçimle hokus-pokus bir “kurucu meclis” çıkaran Maduro; örneğin sözü edilen meclise karısını sokmuş.
Tartışılmaz bir “ikon” olan Chavez’in damadı Jorge Arreaza, Maduro’nun son hükümetinde dışişleri bakanı olmuş.
Maduro’nun iç çevresindeki güçlü lider Diosdado Cabello’nun karısı, turizm bakanlığı ile mükâfatlandırılmış. Listeyi uzatmak mümkün ama bu kadarı yeter.

Rejimin içindeki ‘kopuş’
Buna karşın Chavez’in hızlı destekçilerinden olup da rejim sertleştikçe Maduro’dan uzaklaşan devlet erkânı var.
Chavezciliğin kendi içindeki kırılmasını simgeleyen bu önemli kopuşun en başta gelen temsilcisi, geçen hafta görevden alınan başsavcı Luisa Ortega Diaz.
Güya hükümete karşı bir askeri darbe teşebbüsü savuşturuldu ama beri yandan iktidar, kurucu meclise muhalefet eden başsavcının ofisini “askerlerle kuşatarak” onu görevden aldı.
Fiiliyatta bunun darbeden ne farkı var?
“Bu yasadışılık, barbarlık ve karanlığa karşı.. sonuna dek mücadele edeceğini” açıklayan, yapılanın “anayasaya karşı bir darbe olduğunu” söyleyen Venezüella’nın sabık kadın başsavcısı, Maduro hükümetinin nitekim artık “yüzündeki maskeyi çıkardığını ve bir diktatörlüğe dönüştüğünü” ilan ediyor.
Muhalefet içerde “gözaltı” dahil.. her yöntemle susturulurken; Maduro’ya yurtdışı destek de eriyor.
Söz ettiğim destek, ABD güdümünde oldukları varsayılan komşu Güney Amerika ülkelerinin desteği değil.
Chavez’e vaktiyle inanan ve bel bağlayan bir dünya solunun desteği.
Örneğin İspanya’da bizzat konuştuğum, zamanında Chavez’i destekleyen Podemos liderleri bugün suskunlar.
Gramsci solunun düşünceleriyle Chavez’i etkileyen eski İtalyan komünistleri keza gene suskunlar.
Maduro’yu bugün kim destekliyor? Maradona.
Bu yeterli mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları