Cumhuriyet yeniden

21 Ağustos 2017 Pazartesi

Siyasetin gözleri, en geç 2019 sonbaharında yapılacak seçimlere çevrilmiş bulunuyor. Bu doğaldır.
Doğal olmayan, özellikle Cumhurbaşkanlığı seçiminde AKP adayı ile yarışacak kişinin başarılı bir sonuç alması için nasıl donatılacağı; seçmenin karşısına hangi söylemlerle çıkacağının ve somut olarak yapacaklarının henüz hiç açıklık kazanmamış olmasıdır.
CHP’nin öncülüğünde bu hafta sonu başlayacak olan Adalet Kurultay’ı, çıkacak cumhurbaşkanı adayı için oluşturulacak güçlü ideolojik altyapının dayanaklarından biri olur, bu doğrultuda bir adım atarsa anlam kazanacaktır.

Anahtar kelime:Cumhuriyet
AKP karşısında üzerinde birleşilmesi gereken kavram cumhuriyettir. Bu, Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık Savaşı’ndan sonra kurulan Cumhuriyettir.
Bu köşede de çokça özetlendiği gibi, Cumhuriyet, ulusun iradesinin somut olarak yansıdığı Millet Meclisi’dir; hukukun üstünlüğüne dayalı hukuk devletidir; çağdaş, bilimsel eğitimdir; kadın-erkek eşitliğidir; kurumları güçlü bir kamu yönetimidir; ekonomik bağımsızlık için sanayileşmedir; bilimin yol göstericiliğidir; yurtta ve dünyada barış kararlılığıdır. Bunları tamamlayan çok önemli bir özelliği daha var Cumhuriyetin: Cumhuriyet, siyasette ve devlet yönetiminde doğruluk, dürüstlük ve erdemin adıdır; kısaca, ahlaktır!

Cumhuriyet, anadır!
Kararlı ve bilinçli bir tutumla çağdaşlaşmayı amaçladığı için, adalet talebinden çok daha fazlasıdır Cumhuriyet; Anadolu’nun Bereket Tanrıçası gibidir; doğurgandır.
Cumhuriyet, laiklik yaklaşımıyla ülke insanının yaratıcı yeteneklerinin özgürce geliştirildiği ilkimdir; eğitim, bilim, kültür ve sanatla da ilerlemedir; Köy Enstitüleridir; Halkevleridir. Cumhuriyet, AKP iktidarınca yağmalanarak satılan Sümerbank’tır; şimdilerde üzerinde işbirliğiyle yapılmışçasına Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve ABD Büyükelçiliği konuşlandırılarak yağmalanan Atatürk Orman Çiftliği’dir.
Örneğin Cumhuriyet, 1930’larda Alman faşizminden kaçan bilim insanlarının güvenle sığındığı, onlara özgürce bilimsel çalışma yapma olanağı sağlayan bilim limanının adıdır.
Yine, örneğin, emperyalizme karşı verilen Ulusal Bağımsızlık Savaşı ve emeği öne çıkaran Halkçılık Programı’yla yola çıkan Cumhuriyet, 1960’larda bir dönem için de olsa, Türkiye’nin parlamentoya girme başarısı gösteren tek sosyalist partisinin, Türkiye İşçi Partisi’nin ideolojisinin yerli kaynağıdır.
Güneydoğu’da bir toprak reformu yapamayan Cumhuriyet bugün, sahip olduğu değerlerin, özellikle de barışçılığının gizilgücü ile Kürt sorununun ülke bütünlüğü içinde çözümünde AKP’ye göre çok daha başarılı olur.
Hem unutulmasın ki 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 sonrasında gerçek cumhuriyetçiler ve solcular, faşistler tarafından yok edildi. AKP iktidarı süresince de bilinen nedenlerle Cumhuriyetin değerlerini savunanlar yok edildi; Kürtlerin ülke siyasetine katılmalarının önü kesildi.
Gün, yok edilmek istenenlerin, Cumhuriyetin değerlerini savunanların, solcuların ve barışçı Kürt siyasetçilerinin bir büyük özgürlük, adalet, eşitlik ve barış düzlemi için bir araya gelmesinin günüdür.
Bu bir araya gelmenin dünyanın demokrasi ve barış güçleri tarafından da destek göreceği ve Türkiye’yi Cumhuriyet ile ulaştığı saygın ülke konumuna yeniden yükselteceği de çok açıktır.
Bu nedenlerle Cumhurbaşkanı seçiminde AKP’nin karşısına “Cumhuriyet yeniden” denilerek çıkılmalıdır; AKP’nin oluşturduğu düşünsel şemsiyenin altına girerek ve AKP’nin yaptığı anayasal yapı veri alarak girilecek bir seçim yarışı, en baştan kaybetmektir; hem öyle bir yaklaşımla seçim kazanılsa da, bu, toplumun geleceği için uzun dönemde çok büyük bir kayıp olacaktır.
Ülke, daha fazla kaybı hiç, ama hiç hak etmiyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları