Kurumlar yıkılıyor!

28 Ağustos 2017 Pazartesi

AKP iktidarının ülkeye verdiği çok büyük ve kalıcı zararların başında kamu kurumlarının, bilinçli ve kasıtlı bir tutumla, giderek intikam alırcasına, darmadağınık edilmesi geliyor.AKP, FETÖ ile bütünleştiği uzun bir sürede, toplumsal işleyişin dayanağı olan temel kurumsal yapıları yerle bir etmiş bulunuyor.
Kurumsal yıkımının sonuçları bugünlerde özellikle iki önemli kurumda yaşanıyor: Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi -ÖSYM ve Türk Silahlı Kuvvetleri- TSK.
 
ÖSYM
Başarılı çalışmalarıyla kamuoyunun güvenini kazanan ve görev alanı sürekli genişleyen ÖSYM,AKP-FETÖ’nün kuruma el koymasından sonra, hemen her yıl sınav sorularının çalınmasıyla gündem oluşturdu.
Anımsanacağı gibi, 14 Ocak 2017’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı son 15 yılda ÖSYM tarafından yapılan sınavlarda yolsuzluk yapıldığını açıkladı. Bunların içinde özellikle 2010 Kamu Personeli Seçme Sınavı-KPSS ve 2014 Lisans Yerleştirme Sınavı-LYS sorularının çalınması tam bir kurum depremiydi.
AKP-FETÖ işbirliği yerini aralarındaki açık savaşa bıraktıktan sonra da ÖSYM’de depremler sürdü; yılın LYS sonuçlarıyla oynandı; 1110 adayın kazandığı yer değiştirildi; önceden yerleştirilemeyen 1628 aday yerleştirildi; daha önce kazandığı açıklanmış olan 1499 aday da açıkta kaldı.
Yaklaşık iki yıl önce atanan ÖSYM Başkanı, kamuoyundan birkaç kez özür diledikten sonra geçen hafta büyük idari kusur olduğunu kabul ederek istifa etti.
İyi de, savcılık saptamasıyla ÖSYM’de 15 yıldır yaşanan ve milyonlarca insanın yaşamını doğrudan etkileyen büyük haksızlıklar nasıl karşılanacaktır? Bu çok önemli kamu kurumunun enkazı, yıkımı nasıl kaldırılacak, yeniden yapılanması nasıl sağlanacaktır?
Bu sorular AKP siyasetinin körleştirdiği toplumun gündemine bile gelemiyor.
 
TSK
AKP-FETÖ işbirliğiyle işlenen en büyük kurumsal cinayet TSK cinayetidir. TSK’nin Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk kumpaslarıyla sürüklendiği yıkımın tortuları, bu yılın Yüksek Askeri Şûra-YAŞ kararlarıyla bir kez daha yaşanıyor.
Milli Savunma Bakanlığı yedi general ve amiralin kendi istekleriyle ordudan ayrıldıklarını açıklıyor; çok başarılı bir komutanın istifasının yalvar-yakar engellendiği basına yansıyor. Kısaca, bu yılın atama kararları ve istifa olayları iyice kanıtlıyor ki TSK, düzgün işleyişi, çelik gibi disiplini, gelenekleri ve birikimleriyle, kurum olarak kayıplara karışıyor. Dahası birkaç gün önce yayımlanan KHK ile MİT’e TSK içinde istihbarat görevi verilerek kurum tümüyle güvensizlik ortamına atılıyor.
AKP bununla da yetinmiyor; polis ve MİT’in ağır silahlarla donatılmasını sağlıyor; AKP yetkilileri sivillerin silahlanmasından söz ediyor.
TSK bağlamında ayrı bir kayıt düşülmeli. Yakın bir zamanda TSK Katar’da bir üs kurdu. Nüfusu 300 bin dolayında olan bu ülkede iki milyona yakın göçmen işçi, köle gibi çalıştırılıyor. Spor ve sermaye dünyası geçen günlerde Katar sermayesinin akıl almaz bir kullanımıyla çalkalandı. Dıgıtürk’ü satın alan beIN Sport’un CEO’su ve Paris Saint Germain Futbol Kulübü’nün sahibi Katar işadamı N. El Khelaifi, şimdiye dek bir futbolcu için verilmiş olan en yüksek transfer ücretinin 2.5 katından fazlasını, toplam 263 milyon Avro’yu ödeyerek Neymar’ı transfer etti.
Bilirsiniz, “saint” kutsal demek: AKP-TSK ikilisine sormak gerekiyor; Mehmetçik Katar’da bu toplumun hangi kutsalını koruyor?
Her neyse; kurumlar yıkılıyor ve bunların yeniden oluşturulması inşaat ile, TOKİ türü kentsel dönüşümlerle gerçekleştirilemiyor!
Bayramınızı bugünden kutlarım. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları