Kamu Yararı Neyi Gerektirir!

28 Ağustos 2017 Pazartesi

Trafik kazaları, ölümle, yaralanmayla sonuçlanan iş kazaları hiç kuşkusuz halkın öncelikle haberdar edilmesi gereken olaylardandır. Yine hiç kuşkusuz bu tür kazalarda sorumluların, sorumlu firma ve kuruluşların kim olduğu da adlı adınca yazılmalıdır. Bugüne kadarki yaygın uygulama, her nedense, firma adlarının gizlenmesi, fotoğraflardaki firma logolarının buzlanması ya da karartılmasına ağırlık veriyordu. Gazete ya da TV, radyo yöneticileri de mantıklı bir açıklama yapmıyor, “firmaların ticari itibarını korumak” gibi kabul edilmesi güç bir gerekçeye sığınıyorlardı. Sanırım bu uygulama artık kırıldı. Ama hâlâ eski uygulamada direnen ya da alışkanlıkları bırakamayanlar var. İğneyi kendimize kuralını terk etmeyelim ve gazetemizin uygulamasına göz atalım.
Ankara Eskişehir arasında Ballıkuyu mevkiinde 6 kişinin ölümü, 37 kişinin yaralanması ile sonuçlanan trafik kazası 25 Ağustos tarihli gazetede firma ismi belirtilmeden, erken baskıda küçük, geç baskıda biraz daha büyük olarak yer aldı. Haberde otobüs şirketinin; Pamukkale firmasının adına yer verilmedi. Fotoğraf ise firma adı seçilemeyecek kadar küçüktü. Haberin bu şekilde yayımlanmasının bir “kaza” olduğu kanısındayım. Çünkü aynı haber gazetenin internet sitesinde kapsamlı bir şekilde, video, Emniyet müdürlüğünün açıklamasına da yer verilerek yayımlandı. Haberde de videoda da Emniyet müdürlüğünün açıklamasında da Pamukkale firmasının adına yer verilmişti. Doğrusu da budur.
Bir olumsuz örnek de dünkü Cumhuriyet’ten verelim: 2. sayfadayız. Başlık: “Eyüp’te iş cinayeti”. Elimdeki gazetenin erken baskı olduğunu da belirterek söylemeliyim; haberde yapımı devam eden bir sitenin inşaat alanında işçilerin üstüne kalas düştüğü ve 1 işçinin öldüğü, 3 işçinin yaralandığı anlatılıyor. Ama ne inşaat firmasının adı var ne de iş güvenliği konusunda bir cümle.
Artık bu konudaki ikircikli tutumun kesin olarak terk edilmesi gerekli ve zorunludur. Gazeteciliğin öncelikli ilkesi; kamu yararı bunu gerektirir. Her şeyden önce firmalar kazalar konusunda daha dikkatli, özenli davranmaya, daha çok ve etkili önlem almaya zorlanmış olur, bu da kamunun yararınadır. İkincisi, kaza yapan firmalar, örneğin otobüs şirketleri ya da inşaat firmalarına ya da herhangi bir kuruluşa karşı insanlar, tüketiciler, çalışanlar, yetkililer uyarılmış olur; bu da kamunun yararınadır.
Gazeteler gerçek neyse onu yazmak, okura duyurmak zorundadırlar. Firma isimlerinin, kaza yapan bir otobüs şirketinin, işçi ölümlerine yol açan inşaat firmasının ya da siyanür sızıntısı ile tehlike yaratan bir altın arama şirketinin vb. adlarının gizlenmesi hiçbir şekilde savunulamaz.
Eski uygulamanın bırakılıyor olması sevindirici. Yine de alışkanlıklarla savaşmayı bir yana bırakmamalıyız. Cumhuriyet internet sitesinin 24 Ağustos’ta meydana gelen kaza ile ilgili ayrıntılı haberini kutluyor, basılı gazetenin ise kuşkusuz olay ya da kaza ile ilgili firmaların görüşlerini almayı da ihmal etmeden, daha özenli davranması, yanlışlıkla da olsa eski alışkanlıklarla hareket etmemesi gerektiğini anımsatmak istiyorum.
Gelecek hafta Hürriyet gazetesi okur temsilcisi arkadaşım Faruk Bildirici’nin hazırladığı “İsimlerin kodlanması ve fotoğrafların buzlanması kılavuzu”nu yayımlayacağım. Yararlı ve yol gösterici olacağını umuyorum.

Donanımlı olmak ne demek?
Düzenli okurumuz, Türkçe konusunda titiz eleştirmenimiz Emre Yazman, gazetedeki yazım hataları ile ilgili eleştirime katıldığını ama yazım hataları yanında Türkçe hatalarının da ele alınması gerektiğini vurguluyor. Yazman daha az hata için donanımlı olmak gerektiğini de belirtiyor, örnekler veriyor:
Donanımlı olmak”tan ne kastediyorum? Birkaç örnekle açayım: -Çifte edilgen “denilir”in, “yenilir”in doğrusunun “denir”, “yenir” olduğunu, - İnsanların değil, cezaların infaz edildiğini,- Koordineli, çetretefilli, müfessih, yayınlamak, yayıncı vb. sözcüklerin Türkçede bulunmadığını, bunların yerine koordine (daha iyisi “eşgüdümlü”), çetrefil, tefessüh etmiş (daha iyisi “kokuşmuş”), yayımlamak, yayımcı kullanılması gerektiğini,- Resmi kabul, resmi geçit gibi tamlamaların “resmilikle” hiçbir ilgileri bulunmadığını, doğrularının resmikabul, resmigeçit; anlamlarının da kabul töreni, geçit töreni olduğunu... bilmek donanımlı olmak demektir.

KISA KISA
Bu nasıl Türkçe!
Sayın Öz, esaretten kurtulmuş olmanızın sevinciyle başlamalıyım. Yazım hatalarına, kötü Türkçeye bir örnek: 21.8.2017 bugün somut bir anlatım örneği: sahife 9, “Fiyat arttı ihracat hayal oldu.” Yazının başlığı böyle ve alt metinden bir paragraf “Artık yeni sezonu en az yüzde 50 indirimle açıyorlar artık. Bu indirimler iğreti ediyor artık. Burada bir düzenlemeye ihtiyaç var.” Gazeteyi en ince ayrıntısına değin okuduğum kimi günler yanlışları kırmızı ile işaretlemeye kalkıyorum; bakıyorum baş etmek olanaklı değil ve vazgeçiyorum. Saygılarımla. İsmet Şenoğlu

Zarar veriyor
Günlerdir Murat Başoğlu haberleri okumak zorunda kalıyoruz. Nasıl elde edildiği, nasıl servis edildiği belli olan görüntüleri neden gazetenize taşıyorsunuz? Ensestle ve çocuk istismarıyla ilgili yapılmış akademik çalışmalar, hazırlanmış raporlar var, neden onların haberini yapmıyorsunuz da bu adama takılıyorsunuz? Bu haberlerin olayla ilgisi olmayan üçüncü kişilere zarar vereceğini eminim biliyorsunuz. Bir okur olarak midem bulanmaya başladı. Sevgiler... Hülya Dinler

Beşiktaş muhabiriniz olmalı
Ülkemizin en büyük takımlarından biri olan Beşiktaş kulübünün muhabirinin olmaması büyük bir eksikliktir. Beşiktaş spor kulübü haberlerini daha fazla görmek için muhabirin gerekli olduğu kanaatindeyim. Yusuf Türkoğlu

Teşekkürler
Merhaba, tekrar basılan bulmaca için ilk kez özür dilendi. Teşekkürler. Esen kalın. Zehra Top  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları