Arif Kızılyalın

İstanbul koştu, Çanakkale taştı

31 Ağustos 2017 Perşembe

“Bayram tatili başladı, açılıştaki coşku biter, kimse gelmez” dedikodularının aksine Kocadere Kamp Alanı doldu taştı Adalet Kurultayı süresince... Hatta son gün, son saat yapılan kapanış konuşması için bile İstanbul’dan, Ankara’dan İzmir’den gelenler vardı...

Muhtemelen önümüzdeki günlerde ‘3-5 bin kişiyle kurultay yaptılar’ diye dedikodular çıkacaktır. Ancak, hesap ortada. Milletvekilleri, PM ve üst düzey CHP’liler hariç, katılımcıların giriş yaptığı doğu kapısında toplam 8 X Ray var; yetkililere göre cihazlardan 120 binin üzerinde kişi geçmiş. Cihazları 2 ve 3 kez kullananları düşersek kabaca 80-100 bin kişi gelmiş Gelibolu’ya. Günlük içme suyu, tabldot, atık su hesaplandığında da 72. saat sonunda 100 bin bandının yakalandığı ortaya çıkıyor.

Bu katılımcı sayısının yükünü ise İstanbul omuzladı. Tıpkı Maltepe Mitingi’ndeki gibi, “Katılmak istiyoruz” diyenlere elini uzattı CHP İstanbul İl yönetimi. Kadıköy, Sarıyer, Avcılar, Beylikdüzü, Şişli, Kâğıthane, Maltepe, Büyükçekmece en fazla koşturan belediyelerdi. Aykurt Nuhoğlu, Battal İlgezdi, Ali Kılıç, Ekrem İmamoğlu, resmen kamp alanında yattı. Keza Çankaya, Çanakkale, Muratpaşa, Kepez, İzmir, Hatay, Mersin Yenişehir, Mezitli ve son 2 gün Edirne ile Büyükmandıra yükü çekti.

İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, “Günde İstanbul’dan 220 araç geliyor, ortalama 40-45 kişiden çarpın, kaç kişi var hesaplayın partililer hariç” diyordu. Kemal Kılıçdaroğlu’ndan sonra en çok eli sıkılan isimdi Canpolat, çünkü Kocadere’ye gelenlerin çoğu referandum sürecinde İstanbul’da ‘merhabalaştığı’ insanlardı.

Halka dokunuş

‘Hak-hukuk, adalet’ sesleriyle sık sık kesilen kapanış konuşması sonrası “Kurultay hedefine ulaştı” havası esti CHP kanadında. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu dahil tüm partililerin kampın yaşam alanlarında katılımcılarla bütünleşmesi, yurttaşın dertlerini dinlemeleri, CHP’nin ‘Halka dokunuşu’ biçiminde yorumlandı..

Öyle ki CHP liderinin Hafıza Müzesi önünde kendine, “İş-aş endişesi duyuyoruz” diye dert yanan bir emekçiye, “Kimse endişelenmesin CHP çatısı altındaki belediyelerde işçinin maaşı düşürülemez. İşçinin maaşını düşürmeye kalkan o koltukta bir gün oturamaz, ama provakasyona da izin vermem” şeklindeki cevabı hem belediyelere, hem sendikalara, hem de işçilere, “haksızlığa uğrayan her kesimin muhattabı benim” mesajıydı.

Kamp alanında çalıştay çadırlarında sonra en fazla ilgi gören alan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in yaptığı Adalet Heykeli’nin kaidesini oluşturacak kırmızı tuğlalara ad soyad yazdırılan bölümdü. Saatlerce kuyrukta bekleyenler oldu. CHP Milletvekilleri Bülent Tezcan, Özgür Özel, Dr. Ali Şeker, Gamze Akkuş İlgezdi, Onursal Adıgüzel, Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, Ali Narin, makamlarını kenara bırakıp kurultay paydaşları gibi sıraya girdiler, tuğlalara adlarını kazıttılar.

Yemek kuyruğunda da torpil yoktu Kocadere Kamp Alanı’nda. Kadir Gökmen Öğüt’ten Yasemin Cankurtaran’a, Fethi Gürer’den, Tur Yıldız Biçer’e herkes pilav, sulu köfte, ayran için sıraya girdi. Kuyruktaki bir mahalle muhtarının, “Sarayın muhtarları altın varaklı tabakta yemek yer, halkın muhtarları karton tabakta, ama bu yemeğin tadı çok başka” yorumu ise alkış tufanı koparttı.

Tarifsiz adaletsizlik

Çalıştaylarda en kalabalık çadır ‘Sporda Adalet’ birleşimiydi. Yasemin Cankurtaran Öney, Selçuk Dereli ve Cemal Kaman’ın yönettiği masada Lemi Çelik, Cihat Levent, Mehmet Yurdadön, Semra Aksu, Adnan Dinçer, Yavuz Tanyeri gibi isimler, “Türk sporunun yönetilemediğine” vurgu yaptılar.

4 günün en dramatik çalıştayı CHP’li vekil Ahmet Akın’ın, terörle mücadele kapsamında yaralanıp gazi sayılmayan yurttaşlara yönelik masasıydı. Bir yurttaşın, “Terörle mücadelede kolum gitti, canım da feda olsun, ama gaziliği bize layık görmeyenleri Allah’a havale ediyorum” sözleri tüyleri diken diken etti.

Tutuklu gazetecilerin sorunlarının paylaşıldığı ve CHP Eskişehir Milletvekili eski gazeteci Utktu Çakırözer’in yönettiği masada ise medyadaki adaletsizliğe vurgu vardı, galiba en dokunaklı masa da oydu. Çünkü yazı yazan insanların hapse atılması tarifsiz bir adaletsizlikti...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Huzur’u ararken! 27 Mart 2024
Güvenlik kurulu! 19 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları