Çiğdem Toker

Adli yıl manzarası

06 Eylül 2017 Çarşamba

Cezaevleri tıka basa dolu. Bazılarında tutuklular yerde yatıyor.
Adalet Bakanlığı davet yöntemiyle yeni cezaevleri yaptırıyor.
Milletvekilleri, gazeteciler, hâkimler, savcılar, yazarlar, “terör” suçlamasıyla cezaevinde.
Evrensel hukuk normu “suç ve cezaların şahsiliği”, sadece AKP’ye yakın duranlar için geçerli. Onlara tahliye, Saray danışmanlığı serbest. Kalanların eşleri, çocukları yurtdışına çıkamıyor.
İfade değil; artık söze dökülmemiş niyetin ceza konusu edildiği Türkiye’de dün adli yıl açılışı “kutlandı.”
Bilen bilir, törenler, baskıcı rejimlerin gıdasıdır. Var olmayan bir dünyanın varlığı konusunda kitleleri ikna etmeye yarar. Medya, paramiliter hale getirildiyse başarır da.

***

Güzel ülkemizde 171 gazeteci tutuklu.
404 gündür tutuklu 73 yaşındaki Şahin Alpay henüz yargıç önüne çıkmadı.
Tam tahliye edilmişken, itiraz üzerine tutukluluğun devamına karar verilen Murat Aksoy 372 gündür.
Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel 311 gündür.
Ahmet Şık 250 gündür.
Deniz Yücel 205 gündür.
Telefonunda ByLock bulunmadığını daha gözaltına alınmadan uzman raporuyla kanıtlayan Emre İper 152 gündür.

***

İçeriden özgürlük tabloları, bestelenecek şiirler, kitaba dönüşecek öyküler gönderen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve 10 HDP milletvekili 307 gündür. Henüz yargıç önüne çıkmadı.
Kendisine, telefonunun, “olay günü” Cumhuriyet gazetesi çevresinde sinyal vermesi dışında bir delil gösterilemeyen CHP Milletvekili Enis Berberoğlu 14 Haziran’dan bu yana.
4 binin üzerinde hâkim ve savcı, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden kısa bir süre sonra meslekten ihraç edildi. Yüzlerce tutuklu hâkim ve savcıların çok büyük bölümü henüz hâkim karşısına çıkmadı.
187 basın yayın kuruluşu kapatıldı. Gerçekler biraz daha karartıldı.
Yüzlerce meslektaşımız işsiz. Kapatılan kuruluşlar haklarını arayamıyor.

İhraç
OHAL KHK’leri, TBMM’yi devre dışı bırakarak, çok farklı konu ve alanlarda yüzlerce kanunda değişiklik yaptı.
Toplam sayısı 27 olan OHAL KHK’leriyle ihraç edilen kamu görevlisi sayısı (hâkim, savcı, asker, polis, akademisyen, diğer sivil personel) 110 bin kişiye yaklaştı. Sayının yaklaşık olması, bazı ihraçların ardından iadelerin yapılmasından kaynaklanıyor.

İşkence
15 Temmuz’dan sonra gözaltı sürelerinin uzamasıyla “nezaret”lerde, ardından cezaevlerinde işkence ve onur kırıcı muamele iddiaları görülmemiş biçimde arttı.
Adalet Bakanlığı, Türkiye’nin dört bir yanındaki cezaevlerinden yükselen işkence çığlıklarını sürekli yalanladı.
Fakat niyeyse aynı Adalet Bakanlığı, Avrupa İşkence ve Onur Kırıcı Muameleleri Önleme Komitesi’nin (CPT) Türkiye’deki cezaevleri ziyaretlerinden sonra hazırladığı raporun açıklanmasını engelledi.
Bu durumu yazdığımda, bakanlık yetkilisi raporun nihai halini almadığını söyledi. Ama bu “düzeltme” yanıltıcıydı.
CPT yetkilileri, kurduğum temasta raporun “nihai” olduğunun net dille söyleyecekti.
Dün sabah erkenden kalkan, duştan sonra ayna karşısında tıraşını olup makyajını yapan, özenle seçtiği şık giysileriyle kapıdan çıkan, kendilerini bekleyen -vergilerimizle satın alındığı için bütçenin T cetvelinde gösterilen- makam araçları Ankara caddelerinde sessizce ilerlerken 5 Eylül adli yıl açılış törenlerinde söyleyeceklerini düşünen yüksek hukukçular ve yüksek siyasiler.
Hepsi yukarıda yazdıklarımı biliyordu.
Var olmayan bir dünyanın varlığına ikna için düzenlenmiş törenlerde durdular öylece.
Çoğu, içerideki sayısız tutuklunun hissettiği iç huzurundan yoksun.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları